Gündem

Kışanak: Erdoğan'ın yaptığı etnik milliyetçiliktir

BDP Eş Başkanı Kışanak, Başbakan Erdoğan’ın ‘Benim milletimin dili tektir, Türkçe'dir’ açıklamasını eleştirdi.

27 Aralık 2010 02:00

T24- Antalya'da basın toplantısı düzenleyen BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Benim milletimin dili tektir, Türkçe'dir’ açıklaması için “etnik milliyetçilik işte tam da budur” dedi.


Fırat Haber Ajansı'nda yayımlanan habere göre Kışanak, Türkiye'nin önemli ve kritik bir süreçten geçtiğini belirterek, aralarında Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargının da bulunduğu devletin farklı kurumlarından, bu sürece ilişkin benzer değerlendirmelerin geldiğini söyledi.

Türkiye'nin 85 yıldır omuzlarındaki Kürt sorununu daha fazla taşımaya tahammülü kalmadığı bir dönemeci yaşadığını belirten Kışanak, bu sorunun devleti de işleyiş ve yönetim anlayışı olarak büyük zorluk ve güçlüklerle karşı karşıya bıraktığını kaydetti. Kışanak, “Devlet sistemi tıkandı. Bugün çetelerden, derin devletten, JİTEM'den, yasadışı örgütlenmelerden bahsediyoruz. Bütün bunlar bu sorunun yarattığı örgütlenmeler. Büyük oranda Kürt sorunundan beslenen ve bu sorun dahilinde ortaya çıkmış yapılanmalar, devleti de çürüme noktasına getirdi. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde toplumsal sorunları askeri yöntemlerle çözmeye kalkanlar, hukuk içerisinde kalamamışlardır” diye konuştu.


Erdoğan etnik milliyetçilik yapıyor


Başbakan Erdoğan’ın bütçe görüşmelerinde “Bu ülkenin resmi dili Türkçedir. Bunu herkes anlayacak” diyerek karşılık verdiğini hatırlatan Kışanak, Başbakan’ın bu açıklamalarının ‘etnik milliyetçiğin daniskası’ olduğunu belirtti ve şunları söyledi:

“Bunun aksini söyleyen mi var? Bir kere dinlemesini öğren. Bu ülkede ikinci resmi dilden kim bahsetti? Dinlemesini bilmeyen bir Başbakan’ın konuşması da böyle oluyor. Başbakan o cümlesinin devamında sunu getiriyor, ‘Benim milletimin dili Türkçedir.’ İşte orada dur diyoruz, Başbakana. Milletin dili, milletin kendi konuştuğu anadilidir. Eğer senin millet tanımlaman içerisinde Kürt yurttaşları da varsa, onların anadili Kürtçe'dir. Kalkıp ‘Benim milletimin dili Türkçe'dir. Bunu anlamadıysanız anlayacaksınız’ diyen Başbakan, etnik milliyetçiliğin daniskasını yapıyor. Etnik milliyetçilik iste tam da budur. ‘Herkes mecburdur Türkçe konuşmaya, öğrenmeye, benim milletimin Türkçe'den başka dili olamaz’ etnik milliyetçiğin en kati halidir. En yalın halidir. Bunu söyleyen bir Başbakan arkasından dönüp, ‘Ben etnik milliyetçilik yapmıyorum’ diyor. Tam da budur etnik milliyetçilik, Başbakan."


Aşırı tepkiler artabilir


Kışanak, Başbakan Erdoğan’a yönelik eleştirilerine “Hem ‘Kürt sorununa sahip çıkıyorum’ diyeceksin, hem de anadil talebinin karşısına bu kadar aşırı milliyetçi, ayrımcı söylemle çıkacaksın. Bu anlaşılabilir bir durum değildir. Bu ülke üzerinde ameliyat yaptırmam açıklamasıyla Kürt sorununu kangrene dönüştürülüyor. Kangren kesilip atılmaya yol açan bir süreçtir. Siyaset zemini böyle kuruldukça, aşırı milliyetçi tepkiler artarsa kimse yadırgamasın.”


Erdoğan’ın özellikle partisinin meclis sıralarına bakarak tahakküm kurmaya, hükmetmeye çalıştığını dile getiren Kışanak, “Onlar halkın temsilcisi olamaz” diyor. Allah Allah, bu ülkede kimin yurttaşın temsilcisi olacağına Başbakan mı karar veriyor? Yurttaş kendi temsilcisini seçme hakkına sahip değil mi? Sen nasıl, kimin temsilcisi olacağını tayin edersin” sözleriyle eleştirdi.


BDP olarak kimi, neyi ne kadar temsil ettiklerinin farkında olduklarını belirten Kışanak, farklı siyasi partilerde yer alan Kürt milletvekillerini de eleştirdi. Politik sorunların politik programlarla temsil edileceğini, parmak hesabıyla temsil edilmeyeceğini kaydeden Kışanak şöyle devam etti:


“Eğer benim Kürt milletvekili dediğim kişiler, o kürsüden zahmet edip Kürt sorununu konuşsaydılar, sırtımızdaki yük bu kadar ağır olmayacaktı. Sen partin içerisinde öyle bir hükümranlık kurmuşsun, onları susturmuşsun, konuşturmuyorsun, onlar da bu role razılar. Aynı şeyi bize de yapmaya çalışıyorsun. Allah allah, ‘orada bir dakika dur’ derler Başbakana, İngilizce de değil Türkçe derler. Orada bir dakika dur.”