Darbe girişimi haberlerini katıldığı bir televizyon programı sırasında öğrendiğini belirten Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, gece sabaha kadar uyumadığını söyledi. 15 Temmuz akşamı UNESCO Dünya Kültür Mirası Komitesi toplantısı ve Sur’la ilgili Diyarbakır’da bir televizyon kanalında canlı yayınlanan programa katıldığını belirten Kışanak, “Programa, UNESCO İyi Niyet Elçiliği’nden, Sur’daki yıkımı protesto etmek için istifa eden, sanatçı-yazar Zülfü Livaneli’de telefonla bağlanmıştı; hatta Sur’da halkın kendisine fahri hemşerilik vermek istediğini ilettim. Biz böyle geleceği, Sur’u yeniden inşa etmeyi ve dünya kültür mirasını korumaya yönelik bir programdan geç saatte çıkarken, Boğaziçi Köprüsü’nü askerlerin tuttuğuna, trafiğe kapattığına dair bilgiler sosyal medyaya düşmeye başlamıştı, bir darbe havası olduğu söyleniyordu. Doğrusu ülkede her şey problemli, gerilimli biliyoruz; ama gene de inanmak istemedim. Eve geçtiğimde saat 23.00 sıralarıydı. Basında yer alan haberlerde askerin artık sahada olduğunu ve ciddi bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu anladım” dedi.
"Darbenin ülkenin başına bela açacağını biliyorum"
Televizyonlarda görüntüleri gördükten sonra yaşananın bir darbe girişimi olduğunu anladığını kaydeden Kışanak, şöyle devam etti: “Aslında ilk duygum şikâyet, sitem, hatta kızgınlıktı. Çünkü bir darbenin ne demek olduğunu geçmişte de yaşamış bir insan olarak çok iyi biliyorum. Bireysel kaygıların ötesinde darbenin ülkenin başına açacağı belaları, halkın çekeceği sıkıntıları çok iyi bilen bir insanım.
Belediye başkanıyım, bu kente görev yapıyorum, sorumluluklarım var. Onun için anlamaya çalıştım, kentte bir hareketlilik var mı diye öğrenmeye çalıştım.”
"Sabaha kadar uyumadım"
Darbe girişimi akşamı belediye çalışanları ile görüştüğünü ve sokaklarda bir hareketlilik olup olmadığını sorduğunu anlatan Kışanak, “Belediye çalışanları arkadaşlarımız sokakta böyle bir hareketlilik olmadığını belirtiyordu. Aslında gidişat belliydi, darbeciler öncelikle Ankara’yı kontrol altına almaya çalışıyordu –ki bütün ülkeye hüküm edebilsinler. Belli ki darbe girişiminin merkezi Ankara ve İstanbul’du. Diyarbakır da böyle telaşlı, olağan üstü bir hareket fark etmedik. Halk bankaların önünde para çekiyor, marketlerden alışveriş yapıyordu. O gece hiç uyumadım, önce kentteki durumu anlamaya çalıştım, durum sakindi, sonra Eş Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır’da evinde olduğunu öğrendim. Sayın Demirtaş’ı evinde ziyaret ettim.”
"Üzerimize düşen bir refleks göstermekti"
15 Temmuz gecesi saat 24:00 sıralarında artık yaşananın bir darbe girişimi olduğunu gördüğünü belirten Kışanak, “Sayın Demirtaş’la kısa bir değerlendirme yaptık. Vardığımız sonuç şuydu: Bu bir darbe, buna karşı toplum gereken refleksi gösterecekti, bizim üzerimize düşen görev de kentimizde böyle bir şey olursa, bir refleks göstermekti; ama kentte böyle bir hareketlik yoktu. HDP Eş Başkanları açıklama yaparak, darbeye karşı tutumu kamuoyu ile paylaştılar. Ben de sonrasında evime geçtim o gece sabaha kadar basından takip etmeye çalıştım, sabaha kadar hiç uyumadım. Kentteki durumu da sürekli takip ettim” dedi.
"Sokağa çıkardım, provokasyon zemini olabilirdi"
Kışanak, "Peki o gece bir hareketlilik olsaydı sokağa çıkar mıydınız?" sorumuza, "Böyle bir darbeye teslim olmayacağımız açık ve netti. Ama hani sokağa çıkmanın da benim pozisyonumda bir kişinin sokağa çıkması da başka provokasyonlara zemini olabilirdi, evde kalmayı tercih ettim. Fakat kentteki genel gidişata göre ihtiyaç olursa tabi ki gereken neyse yapmaktan çekinmezdim" yanıtını verdi.