Yaşam

Kısakürek'in kaleminden Dersim İSTANBUL (A.A)

25 Kasım 2011 13:18

-Kısakürek'in kaleminden Dersim İSTANBUL (A.A) - 25.11.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Öyle kitaplar vardır ki hayatınızı değiştirir'' diyerek ''Son Devrin Din Mazlumları'' adlı kitabından Dersim olaylarıyla ilgili alıntılar yaptığı Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Dergisinde yazdığı makalelerden derlenen ''Vesikalar Konuşuyor'' başlıklı kitapta da Dersim konusunu çeşitli yönleriyle ele alıyor. Kısakürek, Büyük Doğu Dergisinde yer alan çeşitli konulardaki makalelerden derlenen ve 2008 yılında yayımlanan ''Vesikalar Konuşuyor'' adlı kitapta Dersim olaylarıyla ilgili 6 makalede yaşananları çeşitli yönleriyle değerlendiriyor. Kısakürek, kitapta, ''Tarih boyunca gelen faciaların en büyüğü'' alt başlığıyla yazdığı ''Doğu Faciası'' başlıklı bir dizi makalesinde, konuya verdiği önemi, ''Meseleleri doğrudan doğruya külli cepheleri, bazen de hep aynı bütüne bağlı ve hep aynı bütünü ifşa edici cüz-i taraflarından ele alan ifşa programımızda sıra en mühim bir vakıaya gelmiştir'' sözleriyle anlatıyor. Makalelerinden birinde Dersim'de yaşananların bir gün tarihin hesap soracağı meselelerin en başında geldiğini ifade eden Kısakürek, yaşanan olayları en büyük çapta merkezi ve esasi davalardan biri olarak tanımlıyor. Kısakürek makalede, ''Bu, 12-13 yıl önce (...), evvela İsmet İnönü'nün başvekil ve Fevzi Çakmak'ın Genelkurmay Başkanlığı bulunduğu zaman girişilip sonra Celal Bayar'ın başvekilliğinde efsanevi şaheserine kavuşturulan ve başlıca mesuliyeti bu son iki şahıs üzerinde toplanan kanlı Dersim hareketidir'' ifadesini kullanıyor. Kısakürek, şöyle devam ediyor: ''Dersim isimli vatan parçasında cereyan eden bazı münferit şekavet ve isyan halleri, bunların tedip ve tenkili (terbiyelendirme ve toplu olarak yok etme) bahanesiyle bütün o bölgenin, bütün masum sekenesiyle kökünden kazınması gibi bir harekete vesile olmuş ve birkaç yüz veya birkaç bin sergerdenin kanuna zıt vaziyeti, onbinlerce saf ve masum Müslümanın çocuk, genç, ihtiyar, kız, kadın, hasta, alil, ısırgan otu yolunur gibi doğranması işinde sebep (!) rolüne çıkmıştır. O zamanki hükümetin, o bölgede bir türlü tesis edemediği huzur ve bir türlü kök saldıramadığı rejim kaygısı, nasıl böyle bir harekete cevaz bahşedebilir ki, böyle olunca bir babanın terbiye edemediği çocuğunu öldürmesi ve bir öğretmenin ders anlatamadığı talebesini zehirlemesi lazım gelir. Kaldı ki baba, kusurlu çocuğuyla beraber onun etrafındaki günahsız seyirci çocuklarını ve öğretmenin bütün sınıfını zehirleyecek olursa, bu, tarihi itisafların en büyüklerinden biri olur.''