T24 yazarı ve Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) Kurucu Başkanı Hasan Cemal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine yer verdiği "Diktatör bozuntusu!" başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla hâkim karşısına çıkacak. İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görülecek duruşmada Hasan Cemal'e iddianameye karşı ne diyeceği sorulacak ve sorgusu yapılacak. Davanın Ankara'da açılması nedeniyle Hasan Cemal'in ifadesi Ankara 43. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilecek. Hasan Cemal, 1 Aralık 2016'da da Ankara'da hâkim karşısına çıkacak. Hasan Cemal'in TCK 299. madde uyarınca 14 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapsi isteniyor.
Savcı Turhan Elbistan, Hasan Cemal'in yazıda Kemal Kılıçdaroğlu'na ait olan "Eyy diktatör bozuntusu! Bir de kalkmış diyorsun ki. Hem devletin ekmeğini yiyorlar, hem de ihanet ediyorlar! Peki ya sen?.. Hem ‘devletin ekmeği’ni yedin, hem de malı götürmedin mi? Dünyanın en zengin liderleri arasına katılmadın mı? Hem devletin ekmeğini yiyip, hem de devleti soymak olur mu?Söyle, olur mu? Şunu iyi bil. Bu kara leke senin alnındadır ve leke hiç temizlenmeyecektir" ifadeleriyle eleştiri sınırını aştığını, Tayyip Erdoğan'ı diktatörlük ve yolsuzlukla suçlayarak kişilik haklarına saldırdığını iddia etti.
Hasan Cemal soruşturmayla ilgili olarak verdiği ifadede, "yazısında soruşturmaya konu edilen ifadelerin ana muhalefet partisi liderine ait olduğunu, bu görüşlerin ağır eleştiriler olmakla birlikte demokrasinin temeli olan ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğunu" vurgulamıştı.
Hasan Cemal, 4 Ekim 2015'te yazdığı "Sen cumhurbaşkanı ol, hem de..." ve 4 Ocak 2016'da yazdığı "Her Allah’ın günü ‘anayasa suçu’ işleyen bir Tayyip Erdoğan'la..." başlıklı yazıları nedeniyle de perşembe günü Ankara'da iki davada hâkim karşısına çıkmış, her iki dava da 20 Aralık'a ertelenmişti. Cemal'in TCK 299. madde uyarınca iki davada 14'er aydan 4 yıl 8'er aya kadar hapsi isteniyor.
Davaya konu edilen yazı: Diktatör bozuntusu!
Hasan Cemal'in davaya konu edilen "Diktatör bozuntusu!" başlıklı yazısı şöyle:
Eyy diktatör bozuntusu!
Şunu iyi bil.
Ya tarafsızlık yeminine uyarsın ya da o yemindeki namus ve şeref sözünü çöp tenekesine atarsın.
Ya Cumhurbaşkanlığı görevini anayasadaki tarafsızlık yeminine göre yaparsın, yani ‘namus ve şerefi’ni korursun.
Ya da namus ve şeref ne anlama geliyor, oturup düşünürsün.
Cumhurbaşkanlığı görevini ‘tarafsızlık’la yapmayacaktın da, o zaman ne diye namusun ve şerefin üzerine yemin ettin?
Eyy diktatör bozuntusu!
Şunu iyi bil.
Biz bütün darbelere karşıyız.
‘Sivil darbe’ye de karşıyız.
Kimse ‘darbe hukuku’nun arkasına saklanmasın.
Biz, bedeli ne kadar ağır olursa olsun, bu ülkeye özgürlükçü demokrasiyi, birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz.
Tutuklasanız da, hapse atsanız da, dokunulmazlıkları kaldırsanız da, bedeli ne kadar ağır olursa olsun, bu ülkeye özgürlük ve demokrasi gelecek.
Eyy diktatör bozuntusu!
Senin talimatınla, senin gibi düşünmeyen akademisyenler, özgür düşüncelerini açıkladıkları için sabahın köründe evlerinden toplanıp hapse atıldılar.
Şunu iyi bil.
Üniversiteler her türlü düşüncenin özgürce savunulduğu yerlerdir.
Düşüncenin içeriğine katılmayabilirsin.
Ama onları hapse attıramazsın.
Özgürlüklerinden yoksun kılamazsın.
Adı üniversite olan yerlerde bu yoktur.
Demokrasilerde bu yoktur.
Eyy diktatör bozuntusu!
Bir de kalkmış diyorsun ki.
Hem devletin ekmeğini yiyorlar, hem de ihanet ediyorlar!
Peki ya sen?..
Hem ‘devletin ekmeği’ni yedin, hem de malı götürmedin mi?
Dünyanın en zengin liderleri arasına katılmadın mı?
Hem devletin ekmeğini yiyip, hem de devleti soymak olur mu?Söyle, olur mu?
Şunu iyi bil.
Bu kara leke senin alnındadır ve leke hiç temizlenmeyecektir.
Eyy diktatör bozuntusu!
Sen bu ülkede ‘12 Eylül darbe hukuku’nu değiştirmek değil, tahkim etmek istiyorsun.
Şimdiki hukukun ‘darbeci ruhu’nu korumak istiyorsun.
Bunun için de, biliyoruz, bu ülkeye patronlu başkanlık sistemi getirmenin peşindesin.
Tepedeki bir kişi emredecek, yargı karar verecek, gazeteci hapse atılacak!
Senin istediğin bu.
Darbeci ruh işte budur.
Yasa değişiyor, adı değişiyor, ama darbeci ruh değişmiyor.
Olan budur.
Kısa adı DGM olan 12 Eylül’ün Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nden önce subay yargıçları çıkardınız, sonra DGM’leri kaldırdınız, yerine Sulh Ceza Mahkemeleri’ni kurdunuz.
Ne değişti?
Değişen sadece isimler oldu.
12 Eylül’ün darbeci ruhu yerli yerinde kaldı.
Eyy diktatör bozuntusu!
Basın hürdür, sansür edilemez yazıyor anayasada.
Peki, basın hür mü bu memlekette?
Hür olsa, o iki gazeteci, Can Dündar’la Erdem Gül şimdi hapiste olur muydu?
Evet, parlamenter sistem bu ülkede iyi çalışmıyor.
Neden?
12 Eylül darbe yasaları yüzünden?
Gelin, Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirelim.
Gelin, yürütmenin yasama üstündeki hakimiyetini kıralım; yasama organı yürütmenin arka bahçesi olmaktan çıksın.
Gelin, yüzde 10 barajını kaldıralım.
Gelin, demokrasinin yüz karası olan ‘makul şüphe’yi yok edelim.
Gelin, düşünce özgürlüğünün tüm zincirlerini kıralım.
Eyy diktatör bozuntusu!
Şunu iyi bil.
Koca ülke kan gölü haline geldiyse, bunun baş sorumlusu senden başkası değil.
Bizim görevimiz, Türkiye’nin üzerine çöken karanlık, baskıcı atmosferi yırtmak ve bu ülkeye özgürlüğü ve birinci sınıf demokrasiyi getirmektir.
Bu ‘devrim’i yapacağız!
* * *
Yukarıdaki satırlar benim değil, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün partisinin büyük kurultayında yaptığı konuşmasından. Benim katkım sadece Eyy ve Şunu iyi bil eklerinden ibaret. CHP Genel Başkanı’nın bu sözlerine aynen katılıyorum.
İyi pazarlar!
Özgür Gündem soruşturmasında ifade vermişti
Hasan Cemal kapatılan Özgür Gündem’in nöbetçi yayın yönetmenliğini yaptığı için ‘terör örgütü propagandası’ yaptığı suçlamasıyla 23 Eylül'de savcılıkta ifade vermişti. Hasan Cemal, ifadesinde, "Özgür Gündem'in genel yayın yönetmenliğini gazetecilik dayanışması olarak kabul ettim. Kürt gazetecileri ne kadar özgürse Türk gazetecileri de o kadar özgür olur anlayışına sahibim" demişti. "Özgür Gündem genel yayın yönetmenliğini yapmış olmam bütün yayınların içeriğini kabul etmiş olmam anlamına gelmez" diyen Cemal, "Ancak düşünce özgürlüğü kapsamında herkesin fikrini açıklayabileceğini kabul eden birisiyim. Gazetecilik faaliyetlerinin temel hedefi barışı yakalayabilmektir" diye konuşmuştu.