-KILIÇDAROĞLU'NDAN PAPANDREU'YA TEPKİ ADANA (A.A) - 08.01.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk ordusunun Kıbrıs'a uluslararası anlaşmalara dayanarak, barış sağlamak için gittiğini ve Türk askerinin orada işgalci olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun, Türk ordusuna 'işgalci' vurgusu yapması karşısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın buna 'hayır'' diyememesi durumunda bunun Başbakan'ın acizliğinin göstergesi olacağını öne sürdü. Kılıçdaroğlu, Hatay gezisi öncesi Adana Hiltonsa'da düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun Erzurum'da Kıbrıs ile ilgili olarak ''Benim hayal ettiğim Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türkleri ve Rumların, Müslüman ve Hristiyanların bir arada barış içinde yaşamasıdır. Ama Türk ordusunun Kıbrıs'taki işgalci statüsü, ne AB ne de BM tarafından kabul edilemeyecektir'' ifadesini değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Öteden beri Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin resmi tezidir bu. Bizim de tezimiz var. Biz, uluslararası anlaşmalara dayanarak barış sağlamak için Kıbrıs'a gittik. Bizim askerlerimiz orada işgalci değildir. Uluslararası anlaşmalara dayanarak orada görev yapıyorlar. Bir başbakanın, bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının önünde, orada bizim ordumuzun işgalci olduğu söyleniyor da, eğer Başbakan 'Hayır biz uluslararası anlaşmalardan kaynaklanarak oraya müdahale ettik' diyemiyor ise bu o Başbakanın acizliğini gösterir. Öyle anlaşılıyor ki, sayın Başbakan metinleri camdan okuyor. Böyle bir sorunun yanıtı camda olmadığı için yanıt veremedi. Kendisinin de bu soruya yanıt verecek kapasitesinin olmadığı anlaşılıyor.'' -AYTAÇ DURAK- Kılıçdaroğlu, Aytaç Durak'ın İçişleri Bakanlığınca Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılması ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ilgili soruyu da cevaplandırdı. Durak ile ilgili konunun yargı aşamasında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Dolayısıyla yargı aşamasında olan konuyla ilgili de yorum yapmanın doğru olmadığı kanısındayım. İdarenin her işlemi, bildiğim kadarıyla Durak tarafından yargıya götürülüyor. Yargıda oluşan kararlara da herkes uymak durumunda'' dedi. Aytaç Durak ile ilgili olarak hükümetin tasarrufunun olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yolsuzluk konusundaki her tasarrufa saygı duyarız. Ama bu tasarrufların tümünün hukuk içerisinde olması lazım. Hukuka aykırı uygulamalar bizi de rahatsız eder. Çünkü herkesin bu ülkede hukuk ve yargı güvencesi olması lazım. Eğer sayın Durak ile ilgili hukuka aykırı bir işlem yapılmışsa, olay soruşturulsun diye mağduriyet yaratılmışsa bunun doğru olmadığı kanısındayız. Eğer yapılan işlemler hukuk içinde ise Durak'a yapılan idari tasarruflar dolayısıyla yargıya gidilmiş ve yargı idari tasarrufları desteklemişse yapacak fazla bir şey yok. Eğer yargının verdiği kararlara idari organ uymuyorsa o zaman burada hukuk faciası var demektir. Kayseri olayı ise bunun dışında bir olay. Hükümetin çifte standart gösterdiği bir olay. Burada sadece belediye söz konusu değil. Daha vahim bir tablo var. Belediye var, vilayet ve yargı var. Bir 'bermuda şeytan üçgeni' var orada. Ve bu üçgen içerisinde yolsuzluk dosyaları kapatılıyor. Daha önce kayseri valisi iken dosyayı kapan ve sonra müsteşarlık koltuğuna oturduğunda kapattığı dosyayı onaylayan bir kişiden söz ettim. Şu gerçeği unutmayın; bu değerli arkadaşımız Kayseri valisi iken ataması çıkmış ama görevden ayrılmamış, Kayseri valisiyken ayın 4'ünde dosyayı kapatıyor. Kayseri Valisi olarak aynı gün ayrılıyor, İçişleri Bakanlığında göreve başlıyor ve aynı gün onaylıyor. Bu dosyayı açtıracağız ve bu dosya yeniden yargılanacak. Başsavcı açmak zorunda kalacak. Çünkü oraya delil soruşturması yapmadığını, delillerle koyacağız.'' -AB ÜYELİĞİ- Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin sorusun, ''AB ile ilgili düşüncemiz net. Diğer AB ülkeleri hangi koşullarda AB'ye üye olmuşsa, aynı koşulların bizim için de geçerli olmasını isteriz. Türkiye'ye çifte standart uygulanmasını istemeyiz. Ancak AKP'nin AB'ye üyelik konusunda samimi davrandığına inanmıyoruz. Her hangi çaba harcadığına da inanmıyoruz. Sadece AB sürecini Türkiye'de kendi yerini sağlamlaştırmak, hatta bir anlamda demokrasiyi askıya almak için kullanmıştır. O nedenle biz AB'ye, AKP'den daha farklı bakıyoruz. AB'ye üye olmak için samimi çaba harcayan bir partiyiz'' yanıtını verdi. -HİZBULLAH- Kılıçdaroğlu, toplantıdan çıkarken terör örgütü Hizbullah'ın internet sitesinde yayımlanan bir yazıda geçen ''herkes Hizbullah'la yaşamayı öğrenmeli'' ifadesini de değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, ''Demokrasilerde tehdit olmaz, doğru değildir. Demokrasilerde herkes düşüncelerini özgürce söyleyebilmeli, ifade edebilmeli. Ama terör örgütlerinin üzerine hukuk devletinin de bütün gücüyle gitmesi gerekir'' dedi.