-KILIÇDAROĞLU'NDAN ESKİ BAKANLARA ÇAĞRI ORDU (A.A) - 17.05.2011 - Barış Gündoğan - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin yolsuzluk konusunda artık mihenk taşı olduğunu belirterek, ''Onlar bile (eski bakanlar) geliyorlar, bize yalvarıyorlar, 'benim dürüst bakan olduğumu söyle' diyorlar'' dedi. Ordu'daki Cumhuriyet Meydanı'nda partisinin düzenlediği mitingde halka hitap eden Kılıçdaroğlu, fındık üreticisinin hüzün içinde olduğunu savundu. Hükümetin FİSKOBİRLİK'i perişan ettiğini, parasız bıraktığını, kurum çalışanlarının 6 aydır maaş alamadığını öne süren Kılıçdaroğlu, fındığı Ankara'da Toprak Mahsulleri Ofisinin almasının istendiğini ifade etti. Alandakilere ''Hakkınızı verdiler mi'' diye soran Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında FİSKOBİRLİK'i ayağa kaldıracaklarını söyledi. Fındık fiyatının her yıl toplanmadan önce açıklanması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, üreticinin fındığı kime, kaça satacağını bilmesinin önemli olduğunu anlattı. Türkiye'nin fındık üretiminde dünyanın bir numarası olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, ''Soru şu: Madem ki fındığı ben üretiyorum, madem ki dünyada bir numarayım da fiyatı neden yurt dışında belirleniyor? Soru iki: 9 yıldır iktidarda olanlar bu soruyu hiç mi duymadı? Bu sorunu, fındık borsasını Karadeniz'de kurarak çözeceğiz. Fındık fiyatı Karadeniz'den belirlenecek'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, fındığın Karadeniz'in stratejik ürünü olduğunu, kimsenin fındık üreticisini görmezden gelemeyeceğini vurgulayarak, 2004'teki dolu felaketinde üreticinin zararının tazmini için bütçeye konulan paranın ödenmediğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın alandakilerin sesini Ankara'dan duyamayacağını ifade ederek, ''Duyması için telefonla konuşun. 'Dolu paralarını henüz alamadık' deyin. Onlar telekulak hükümeti. O zaman duyabilirler'' dedi. Siyasete atılırken yalan söylemeyeceğine, kul hakkı yemeyeceğine ve halk için çalışacağına söz verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları halinde aile sigortasını nasıl hayata geçireceklerini anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Bana, 'sen bunun parasını nereden bulacaksın' diye sordular. Yakınlarına, yedi göbeğine, hortumculara, Deniz Fenercilere para buluyorsun, haramilere para buluyorsun, yoksula gelince mi aklına geliyor? AKP genel merkezine uzanan hortumları keseceğiz. Parayı da bulacağız, yoksulluğu da bitireceğiz. Yoksul kadın çocuğunu alacak yanına, mahallenin esnafına gidecek ne isterse onu alacak. Öyle biri gelip dayattı, 'illa makarna ye'. Yemiyor belki. 'İlla bulgur ye', yemeyecek. Bırak gitsin kendisi alışveriş yapsın. Niye yiyecek dağıtıyorlar biliyor musunuz? Ondan da vurgun yapıyorlar. Kömür dağıttılar ondan da vurgun yaptılar. Kömürden yaptıkları vurgunun miktarı 1 milyar lirayı aşıyor. Dosyası Ankara Cumhuriyet Savcılığında Deniz Feneri davası gibi bekliyor. Çıkıp, 'kömürden vurgun yapmadık' desinler. Onu onların boynuna asmazsam bana da Kemal Kılıçdaroğlu demesinler.'' Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde askerlik süresini önce 9 aya, sonra 6 aya indirecekleri vaadini yineleyerek, ''anneler de rahat edecek'' dedi. Bu vaatlerini açıkladıklarında, iktidarın, ''memleketi kim savunacak'' diye tepki gösterdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey, senin oğlun 21 gün Burdur'da vali gözetiminde askerlik yapar, memleketi kim savunacak diye aklına gelmez. Vatandaşın oğlu 9 ay askerlik yapacak, 'memleketi kim savunacak' diyeceksin. Eğer bu memleket savunulacak bir noktaya gelirse, bu ülkenin insanı bırak 9 ayı, 9 yıl askerlik yapmaya hazırdır'' ifadesini kullandı. -''BİZE YALVARIYORLAR''- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Lüleburgaz mitinginde, ''bazı bakanları yolsuzluk yaptıkları için listeye koymadığını'' açıkladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Rahmetli babamın bana bir öğüdü vardı, 'oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur' diye. Aşama aşama yerine geliyor. Ben de milletvekili listesinde yer almayan bakanların adını açıkladım. Birisi Hilmi Güler'dir, birisi Kemal Unakıtan'dır, birisi Kürşad Tüzmen'dir. Şimdi bunlar geliyorlar, bana diyorlar ki 'Ne olursun Kemal Bey, bizim dürüst olduğumuzu sen söyle.' Böyle şey olur mu? Sana 'yolsuzluk yaptın' diyen senin Başbakanın. Ona bir şey söylemekten korkuyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi yolsuzluk konusunda artık mihenk taşıdır. Onlar bile geliyorlar, bize yalvarıyorlar, 'benim dürüst olduğumu söyle' diyorlar. Diyor ki 'Kılıçdaroğlu, sen benim partimin iç işine niye karışıyorsun?'. 'Bakanlarım yolsuzluk yaptı' dedin. Ben de sana dedim ki, 'sende zerre kadar onur varsa, çıkarsın yolsuzluk yapan bakanların adını söylersin' dedim. Milletvekili listesinde yer almayan o bakanlara sesleniyorum, sizde zerre kadar onur varsa, çıkarsınız 'ey Başbakan benim hangi yolsuzluğum var, çık adamsan anlat' dersiniz. Söylerler mi? Söylemezlerse yolsuzluğa boğazlarına kadar batmış demektirler.'' CHP Genel Başkanı, 2-B arazilerine ilişkin projelerinin hükümetin çıkardığı yasadan farklı olan yanlarını da anlattı. Hükümetin çıkardığı ve CHP'nin açtığı dava sonucu Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 2-B yasasının, arazinin piyasa değerinden satılmasını öngördüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde şehir içindeki 2-B arazisinin emlak vergisi bedeli kadar, orman köylüsünün arazisinin kimseye satılmaması şartıyla bedelsiz verileceğini, tapusu verilip geri alınan 2-B arazisinin ise emlak vergisinin yarısı karşılığında verileceğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, ''Bizimle AKP arasındaki fark bu. Biz halktan yana, onlar yandaştan yana'' dedi.