Politika

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Hem namaz kılıyorsun hem de yalan söylüyorsun

CHP Lideri Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

02 Şubat 2011 02:00

T24 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısındaki konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "sinirlerine hakim olamıyorsan siyaseti bırak" diye çağrı yaptı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın doğruyu söylemediğini vurgulayarak "Sana yakışıyor mu camide namaz kılıyorsun, kalkıyorsun bir de millete yalan söylüyorsun" dedi.


Kılıçdaroğlu konuşmasından önce CHP’ye katılan sanatçı Sabahat Akkiraz’a rozet taktı ve “Sanatçılara her zaman ihtiyacımız var. Şarkılarını artık halkın iktidarı için söyleyecek. Kendisine hoş geldin diyoruz” dedi.

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

Karanlık güçleri karanlık ilişkileri aydınlatmak hepimizin görevi. CHP olarak komisyonlar kurup faili meçhulleri aydınlatalım istiyorum. Maalesef AKP her seferinde önümüze set çekiyor. Her türlü faili meçhulü aydınlatmaya kararlıyız. AKP artık derin devletin bir parçasıdır. Kendi egemenliğini devlette hissettiren bir partidir. Onun için faili meçhullerin aydınlatılmasını istememektedir. Onun için Hizbullah sanıklarını yakalayamamaktadır, yakalamamaktadır.

Hafta sonu Karadeniz’deydik. Ordu ve Giresun’un talepleri var. Neden havaalanımız yok diyorlar. Sanayi odasını, Ticaret odasını muhtarları gezdik. Muhtarların onur belgesini aldık. Onların dertlerini biliyorum, çözeceğim. Biz AKP’nin yaptığı gibi söz verip yapmadığı parti olmayacağız. Fisko birliği de ziyaret ettik. Çalışanlarının durumu kötü, aylıklarını alamıyorlar. Fisko birliğin durumu kötü, makineleri çalışmıyor. Fisko birliği tekrar çiftçinin kara gün dostu yapmaya kararlıyız.
 

"Herkesi CHP'ye bekliyorum"

Fabrikalar entegre tesisleri kapanmış. Her kapanma işsizlik getirmiş. Özellikle Giresunlu işsizliği daha yoğun hissediyor. Göç vermeye başlamış. Yarın başbakan yarın sizin ilinize de gelecek. Belki bazı arkadaşlarımızı alkışlayacaklar. Sizi göç etmeye zorlayan, fabrikaları kapatan partiye destek verecek misiniz? AKP’ye destek verilmemesi lazım. Bütün yurtseverleri, aydınları, ülkesini sevenleri, geçmişte diğer partilere oy vermiş ama Türkiye’nin bu iktidarla bir çıkış noktası göremeyen herkesi CHP’ye bekliyorum.

Fındıkta bir numarayız ama fiyatını Türkiye belirlemiyor. Hamburg borsası belirliyor. Eğer ben üretiyorsam niye fiyatı başkaları belirlesin? Fındığın fiyatı burada belirleyeceğiz. Geçtiğimiz yıllarda don zararı oldu. Zararın yüzde 44’ü ödendi, yüzde 56’sı duruyor. Bizim ülkemizin 3 tarafı denizlerle çevrili. Her ilimizin limanı var. Ama Ordu’nun limanı yok. Hafta sonu Ordu ve Giresun’da halkla buluştuk. Kimseyle kavga etmek istemiyoruz. AKP’li yurttaşlarımıza da selam verdik. İyi niyetle sempatiyle güler yüzle oy isteyeceğiz. Biz bu kadar iyi niyetliyiz. Bir baktım sayın Başbakan da Burdur ve Denizli’ye gitmiş, esmiş gürlemiş. Esip gürlese bişi görsek eyvallah. Gürlüyor yere bir damla düşmüyor. Ne bağırıp çağırıyorsun, ne elde ediyorsun.


"Siyaseti bırak"

Öfkeme hakim olamıyorum diyor. Olamıyorsan siyaseti bırak. Siyasetçinin görevi itibarlı olmaktır. Vay efendim biz gitmişiz Denizli’ye, vatandaş 1 trilyonun hesabını sormuş, ben vermemişim. İnsaf. Hani kapalı bir oturumda olsa, vatandaş sorsa ben de cevap vermesem milleti inandırırsın. Soruyu soran kişi de AKP’li vatandaşımız. Her sorunun yanıtını veririz dedim. Ben de tüm ayrıntılarıyla yanıtladım. Çıkıyorsun milletin karşısına doğruyu söylemiyorsun. Sana yakışıyor mu camide namaz kılıyorsun, kalkıyorsun bir de millete yalan söylüyorsun.


"Parfüm merakın nereden geliyor"

Ben o sorunun yanıtını herkesin huzurunda verdim. Benim bir sorum var. AKP’nin de hesapları incelendi. Birtakım giderler kabul edilmedi. Madem bu kadar konuşuyor onu da söyleyeyim. Bizden hiçbir zaman kişisel bakım giderleri parti bütçesinden ödenmez. Senin bu parfüm merakın nereden geliyor sayın Başbakan? Neden bunları Ak Parti’ye fatura ediyorsun? Biz konuşmak istemiyoruz. Ama diyorlar ki zorla kirli yüzümüzü gösterin. Ben de çıkıp senin kirli yüzünü göstereceğim.

Şimdi bunlar diğer yıllar incelenirse başımıza ne gelecek diye korkmaya başladılar. Torba kanununda ne diyor. Parfüm kullanırsan demek ki ödeyebilecek o zaman.


“Başbakan bilmiyor"

Sayın Başbakan yolsuzluk konusuna gelince avucunu yalarsın. Başbakanın önce bilmesini isterim. Ben her partiye mensup bakanla çalıştım. Refah, Doğruyol, SHP’li hepsiyle çalıştım. Hiç kimseye ödün vermedim. Beni Sayın Başbakan beni eleştirecekse doğru yerden eleştirsin. Sayın Başbakan’ın SSK Genel Müdürlüğü’ne eleştirecekse bilmek zorunda. Bunlarda zarar olmaz finans açığı olur. Başbakan bunları bilmiyor.

Peki bilmek zorunda mı, hayır. Herkes her şeyi bilmeyebilir. Danışmanları doğru bilgileri vermek zorunda. SSK hep kar ediyordu, genel müdürlüğüm zamanında zarar etmeye başladı. SSK’nın emekli sigortasının ilk finans açığı 1970’te çıkmıştır. Zararın miktarı şudur: 2 794 736 TL. O tarihte Kılıçdaroğlu nerde üniversitede öğrenci.


“Finans açığı AKP iktidarında 28 milyar oldu"

Sen başbakansın, bilgisizlikle adam bir yere gidebilir mi? Ben 99’da emekli oldum. 2000 yılında finans açığını veriyorum. 2 milyar 411 milyon 206 bin TL 2009’da ne olmuş. 28 milyar 706 bin liraya çıkmış.

Şimdi gelmiş beni eleştiriyor. Genel müdürlüğümü hükümetlerinin üstünde güç olarak görüyor.
 

“77 sülalemi araştırmazsanız namertsiniz"

Ben mi daha başarılıyım sen mi daha başarılısın karar ver. Benim 7 sülalemi değil, 77 sülalemi araştırmazsanız namertsin demiştim. 2008 yılında bir karar alınıyor. 1999’dan itibaren bütün dosyalar incelensin diyorlar. Devlet senin elinde müfettişler senin elinde. Yapılan araştırmada hiçbir şey bulunmadı. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, Çalışma Bakanlığı Kurulu baktılar. 2 yıl uğraştılar bulamadılar. Peki Sayın Başbakan sen hangi tutarlılıkla benim kalkıp ihale dağıttığımı söylüyorsun. Benim adım Recep Tayip Erdoğan mı?


“Cami onarımlarında yolsuzluk yapıldı"

Dedim ya bilgi sahibi olmadan konuşmak doğru değil. Başbakan milleti kandırıyor. Kendisine çağrı da yaptım. Bakanlar kurulunun tamamı çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığıyla oturup konuşalım kim doğru kim yanlış. Ama gelemezler, bunlar da ne yürek var ne haklılık var. Ben başbakana bu kürsüden 2 kez sordun. Sen onarımı bitmemiş bir camide namaz kıldın. O caminin onarımında yolsuzluk yapıldı mı diye sordun. Ege bölgesinde 20’ye yakın caminin onarımında çok ciddi yolsuzluklar yapıldı. Sayın Başbakandan ses çıktı mı? Çıkmadı.


“Boğazımdan haram lokma inmedi"

Yolsuzluk yapanların sırtını sıvazlayacaksın, sonra gelip bana laf atacaksın. Boğazımızdan aşağıya haram lokma inmedi. Bu arada başbakan Mardin’e gidince 78 tesis açmaya gidiyormuş. Arkadaşlara gidin bakın dedim. Çoğu ilk okul, ortaokul, lise. Okulun bacası onarılmış tesise açıyor, okulun boyası badanası yapılmış tesise açıyor. Sayın başbakan milleti kandırıyor.

Ardahan’a gitti. Orada da 27 tesis var. Bir baktık istinat duvarı yapılmış, başbakan onu açmaya gidiyor.
 

“Neden 24 baro? Diğerleri nerede?"

AKP aldatanlar ve kandıranlar partisi. Bugün gazetelerde 24 baro yargıyla ilgili kaygılar dile getirdi. Niye 24, diğerleri nerde? Diğerleri niye sessiz kalıyor? Adalet mekanizması içinde çok önemli yeri olan baroların korkuya teslim olması demokrasi gereği midir? Ya destekleyin ya da karşıyız deyin.

İkinci sorum şu: Bu tasarı AKP mutfağında hazırlanıyor. Kamuoyunda tartışılması istenmiyor. Yargı gibi önemli bir konuda yasa getireceksiniz, niye tartışılmasın istiyorsunuz. Korkunuz ne? Tasarı hazırlarsınız, ilgili kurumlara sorarsınız, görüş sorarsınız. Niye sormuyorsunuz.


"AKP muhalefeti susturmaya çalışıyor"

Bir başka soru daha var. Ben söylerim olur, kimse itiraz edemez, kimse görüş bildiremez amaçları bu. AKP parlamentodaki sayısal gücünü kullanarak muhalefeti susturmaya çalışıyor. Parlamentoda mesai olmaz, halk için çalışanlarda zaman kavramı olmaz, her yerde çalışacaksın.

Muhalefet 5 dakikadan fazla konuşamayacak. Önerge fazla veriyorsunuz, vermeyin. Eller kalkıyor iniyor, önerge birden fazla verilmiyor. Arkadaşlarımız toplu olarak istifa ettiler. Çalışılmaz bu komisyonda dediler. Niye 5 dakika ile sınırlıyorsun konuşmaları. Sen bir saatten fazla konuşurken, efelik yaparken bırak muhalefet konuşmayacak. Ben ne dersem onu yapacak. Zorla meşru zeminlerde tartışmanın önüne geçmek istiyorlar.

Elbette direneceğiz, itiraz edeceğiz. Demokrasinin güçlenmesi için her şeyi yapacağız. Bunların medyaları var, güvenlik güçleri var. Kim olursa olsun haklı bildiğimiz yoldan ayrılmayacağız. Haklıdan yana olacağız.
 
Öyle bir noktaya geldi ki. Beyefendi Denizli’de miting yapacak. Belli kişileri topluyorlar atıyorlar içeri protesto edecekler diye. Demokrasi bunların kafasındaki olay değil. Tren gibidir durağın gelince inersin. Bu hükümetin kafası gerçekten karışık mı? Yargıtayda 250 kişi çok fazla 150’ye insin dendi. Sonra dönem değişti, yargıtayda 250 kişi az, 387 çıksın dedin. Kim çark ediyor, kim kıvırıyor çıksın Başbakan anlatsın.
 
Bu işler bağırmayla çağırmayla olmaz. Gerekirse bütün örgütlerimiz  mahalle, semt örgütlenecekler. Biz tek başına iktidar için çalışacağız. Yurttaşın sesi biz olacağız. İşadamları, esnaf, çiftçi, ykonuşamıyor, medya yazamıyor, baskı var.
 
Baskıcı rejimlerin ülkeleri nereye getirdiğini gördük. Tunus’a Mısır’a bakın. Tunus’taki olayları tetikleyen üniversite mezunu işportacının kendini yakmasıyla başladı. Mısır’da nüfusun yüzde 50’si BM’nin belirlediği açlık sınırının altında.

Baskı almış başını gidiyor. Sosyal medyanın işlevini gördük. Binlerce genç baskıya karşı eylemlerini sürdürüyorlar. Biz o ülkelerde de parlamenter sistem olsun istiyoruz. Eşitlik, sosyal devlet, üniversiteler özerk, baskı rejimleri olmasın diyoruz. O ülkelerde yaşayanlar bizim kardeşlerimiz. Baskıya, yolsuzluklara açlığa tahammül edemediler.

Geldiğimiz çağ bilgi çağı. Bilgiyi gizleyemezsiniz. Baskıcı rejim kuramazsanız. İnsan haklarını güçlendirin, TR cumhuriyeti modeli Mustafa Kemal’in modelidir. Kadın-erkek eşitliğine, sosyal devlete inanan modeldir. Yurttaşın sesinin özgürce çıktığı modeldir. Ortadoğu’da da bu model gelmeli. Bunu isteriz ki o bölgelere de uygarlık gelmiş olsun. 8 yıldır darbe lafı tutturmuş gidiyor Başbakan. Siz hiç başbakanın ağzından işsizliği şöyle azaltacam diye bir laf duydunuz mu? Milleti korkutuyorlar. Biz demokrasiden yanayız. Bir de kalmış rahmetli Menderes’i sömürmeye kalkıyor. Onun için darbeymiş diye milleti korkutuyorlar.

Halkımıza güveniyoruz. Oy veren veremeyen herkese saygı duyuyoruz. O yüzden sayın başbakan halkın gündemini halktan çalmaya çalışıyor. Sanki milletin derdi yok 70 milyon bir heykele kilitlendik. Ucube mi değil mi? Git bir bak üniversite mezunlarının kaçı iş buldu. Bu millet aç. Tutturmuş heykel, yıkacağım.. Sayın başbakana şunu da söyliyim yıkarsa tarihe de geçer. Bir de öyle geçsin tarihe. Heykel yıkan başbakan olarak tarihe geçer….