-KILIÇDAROĞLU: ''İSLAMİYET İLE DEMOKRASİ ÖRTÜŞÜR'' ANKARA (A.A) - 09.02.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, '' İslamiyet'in barış dini, topluma huzur getiren bir din olduğunu belirterek, ''İslamiyet, terörü reddeden bir dindir. Yoksulu düşünen, yoksulu ezdirmeyen bir dindir. Gerçek İslamiyet ile demokrasi çatışmaz, örtüşür. Daha sağlıklı, daha adil bir Ortadoğu için akrabalarımızla yeniden kucaklaşmalıyız. Birbirimizle dayanışma içinde, yeni ve demokratik bir gelecek yaratmalıyız'' diye konuştu.'' dedi. Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde Ortadoğu-Arap ülkeleri gazetecileriyle kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi. Toplantıya İran, Katar, Lübnan, Irak, Katar, Mısır, Kuveyt, BAE'deki bazı gazete, televizyon ve haber ajanslarının temsilcileri katıldı. Toplantının başında konuşan Kılıçdaroğlu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile yüzyıllarca aynı çatı altında yaşadıklarını, aynı ninnilerle büyüdüklerini, aynı şarkılarla sevindiklerini ve birlikte aşık olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Çanakkale'de de Yemen de de düşmana karşı birlikte direndik, birlikte şehit olduk. Dilimiz farklı olsa da kültürümüz bir. Tarih bizi zamanla ayırsa da sınırlar bizi ayırsa da kalplerimiz hep bir oldu. 21. yüzyıl akrabalarımızı tekrar hatırlama ve tekrar kavuşma zamanıdır'' dedi. Tunus, Mısır ve diğer bölge ülkelerde meydana gelen ''demokratik dönüşüm hareketlerini'', Arap halklarının yakın akrabası olarak izlediklerini, onlarla üzüldüklerini, onlarla sevindiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Akrabalarımızın iç işlerine saygımız sonsuzdur. Olaylara dışardan veya doğrudan müdahale etmek doğru değildir. Biz akrabalarımızın evlerine misafir oluyoruz, ev sahibi gibi davranmayız. Ancak özgürlüğün ve demokrasinin olmadığı yerlerde güvenlik ve istikrar huzur ve mutluluk sorunlarının her zaman yaşanacağı da bir gerçektir. Tunus ve Mısır'da başlayan demokratik dönüşüm hareketlerine dışardan, dolaylı veya doğrudan müdahale etmek yerine, bu ülkeler için özgürlükleri ve demokrasiyi daha sesli olarak dile getirmemiz gerekiyor. Bu konuda atılacak her adıma, akrabalarımıza destek vermemiz gerekiyor.'' -''AKRABALARIMIZLA YENİDEN KUCAKLAŞMALIYIZ''- İslamiyet'in, bir barış dini, topluma huzur getiren bir din olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''İslamiyet, terörü reddeden bir dindir. Yoksulu düşünen, yoksulu ezdirmeyen bir dindir. Gerçek İslamiyet ile demokrasi çatışmaz, örtüşür. Daha sağlıklı, daha adil bir Ortadoğu için akrabalarımızla yeniden kucaklaşmalıyız. Birbirimizle dayanışma içinde, yeni ve demokratik bir gelecek yaratmalıyız'' diye konuştu. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki akrabalarla olan ilişkilerde yeni stratejilere ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Üst düzey siyasetçilerin birbirleriyle kucaklaşması, dış ticaret hacminin artması ilk adımlar olarak olumludur. Ancak yeterli değildir. Ortadoğu aydınları, gençleriyle kucaklaşmalıyız. Arap aydınını, Arap sivil toplum kuruluşlarını, Arap medyasını, Arap kamuoyunu ihmal etmemeliyiz. Akrabalarımızla aramızda yeni ve gerçekçi politikalara gereksinim vardır. Halkların kardeşliğinin, Kuzey Afrika ve Ortadoğu politikalarına ve hukuk sistemlerine de yansımasının zamanı gelmiştir.'' -''ENTELEKTÜEL DİYALOG DA GELİŞMELİ''- Kılıçdaroğlu, Ortadoğu aydınlarını kapsayan derin ve kalıcı bir işbirliğine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, ''Radikallerin ve silahların sesleri dışındaki sesleri de dinlemenin zamanı gelmiştir. Ortadoğu'daki akrabalarımızın yakın tarihindeki önemli gelişme ve dönüşümleri anlamak ve karşılıklı algılamayı daha sağlıklı bir hale getirmek için siyasal düzlemdeki diyaloğun yanı sıra entelektüel diyaloğun da gelişmesi gerekiyor'' diye konuştu. Türkiye ve bölgede ülkelerindeki edebiyatçılar, tarihçiler, sosyologlar, siyaset bilimciler ve uluslararası ilişkiler uzmanları, doktorlar, mühendisler, öğretmenler ve diğer tüm aydınların yoğun çaba harcaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, aydınlar arasındaki işbirliğinin ülke halklarını birbirine daha da yakınlaştıracağını dile getirdi. -''ÖNYARGILARIMIZI TARİHE GÖMMELİYİZ''- Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Daha iyi, daha demokrat bir gelecek istiyorsak olayların akışını değiştirmeye çalışmalıyız. Kardeş halklarımızın uyumlu biçimde ve refah içinde yaşamasına yardımcı olmalıyız. Önyargılarımızı tarihe gömmeliyiz. Uzlaştırma ve öteki olanı kabul etmek, birleştirmek, anlamaya çalışmak, farklılıkları kabul etmek, medeniyettir. Medeniyete her şeyden daha fazla ihtiyacımız vardır. Ortadoğu'da gelecek henüz yazılmamıştır. Bunu demokratik değerlerle yazmak bizlere düşüyor. Daha önceki ilişkilerimizi farklılıklar üzerine inşa ettik ama artık ortaklıklar üzerine inşa edelim. Ancak aydınlar bir arada olduğu zaman barış kökleşir ve daha sıkı bağlarla bir araya gelmemizi sağlar. Doğu Akdeniz'de bir işbirliği platformu kuralım. Bu bölgede birlikte iş yapmak için bir teşkilat kurup, sistemli şekilde işbirliği başlatıp projeler üretelim. Bölgede sistematik bir hareket gerçekleştirelim. Ortadoğu evi kuralım. Aydınlar, akademisyenler, yazarlar, şairler ve ressamlar arasında diyalog sağlayacak bir kurum oluşturalım. Bir Suriyeli, bir Tunuslu tarihçiyle Türkiye'den bir tarihçi aynı sofrada yemek yesin. Yanına Lübnan'dan, Yemen'den, Mısır'dan bir tarihçi gelsin. Önemli olan aynı fikirde olmak değil, aynı duyguları paylaşmaktır. Yani iletişim içinde olmaktır.'' Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin hem Akdeniz hem Balkan hem de bir Ortadoğu ülkesi olduğunu belirterek, bu bölgelerle tarihten gelen bağları olduğunu söyledi. Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkilerini karşılıklı çıkarlar, dostluk ve kalıcı barış anlayışıyla geliştirmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''CHP, başta komşularımız olmak üzere bütün Ortadoğu ve İslam ülkeleriyle kalıcı dostluk ilişkileri kurulmasından ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinden yanadır. Ancak, CHP yönetiminde bu ilişkilerin Türkiye'nin laik devlet yapısına saygı gösterilmesi ve topraklarında terör örgütlerinin yerleşmesine izin verilmemesi gibi konularda gösterilecek ortak duyarlılıkla gelişebileceği de bilinmelidir. CHP, İsrail-Filistin sorununa Birleşmiş Milletler kararı çerçevesinde kalıcı çözüm bulunması için bütün ilgili taraflarla yoğun girişimler içinde olunmasını benimsemiştir. CHP, Ortadoğu'da barış ve istikrarın sağlanması için ulus-devlet anlayışının güçlendirilmesi ve laik, demokratik, çağdaş devlet anlayışının desteklenmesi gerektiğine inanır. Bölgede barış ve istikrarı sağlamanın en etkili yollarından biri demokrasiyi yaygınlaştırmaktır. Türkiye'nin gerçek bir demokrasiyi gerçekleştirmesi, laikliğin Anayasanın en temel ilkelerinden biri haline getirilmesiyle mümkün olmuştur. Gelin Ortadoğu'nun geleceğini sevgiyle ve demokrasiyle birlikte oluşturalım.''