Politika

KILIÇDAROĞLU TÜSİAD'I KUTLADI İSTANBUL (A.A)

24 Mart 2011 19:23

-KILIÇDAROĞLU TÜSİAD'I KUTLADI İSTANBUL (A.A) - 24.03.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD'ın yeni bir anayasa çalışması yaptığını, geçmişte de bu tür çalışmalar yapıldığını dile getirerek, bu çalışması için TÜSİAD'ı kutladı.  Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) 2011 milletvekili genel seçimi öncesi düzenlediği ''Siyasi Parti Genel Başkanları Toplantı Dizisi''nin ilk konuğu oldu. TÜSİAD'ın yeni bir anayasa çalışması yaptığını ifade eden CHP lideri, bu çalışması için TÜSİAD'ı kutladı. Kılıçdaroğlu, bu raporun tartışılacağını, demokrasilerde fikir özgürlüğünden korkulmaması, herkesin düşüncelerini özgürce dile getirmesi gerektiğini ifade ederek, bunun temel kural olduğunu söyledi. Kendilerinin de referandum sonrası 12 Aralık'ta yeni anayasa için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunduğunu, oturup temel ilkelerini belirleme önerisini getirdiğini, önce ''olur'' denilerek ''olur gibi yapıldığını'', ancak sonra vazgeçildiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, CHP olarak Süheyl Batum'un başkanlığında bir ekip oluşturduklarını ve bütün sivil toplum örgütlerine yazarak, ''öngördükleri bir anayasada temel normlar ne olmalıdır, nasıl değişiklikler yapılmalıdır'' diye çalışma başlattıklarını ve bunun da yararlı bir belge olacağını kaydetti. ''Bir siyasal partinin mutfağında parlamentoya sunulan bir anayasal değişiklik hazırlanmaz'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Biz ön hazırlıklarımızı yapıyoruz. Anayasaların çağdaş süreç içinde katılımcı bir anlayışla görüşülmesi, tartışılması lazım. Toplumun bütün kesimleriyle uzlaşılması lazım. Uzlaşma kültürünün demokrasinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmemiz lazım. Dayatma kültürüyle anayasa değişmez. Dayatma kültürüyle siz 'anayasayı değiştiriyorum demokrasiyi getiriyorum' diyemezsiniz. Dayatma kültürü toplumu ayrıştırır ve böler. Nitekim toplum şu anda bölünmüş durumda. Tam tersine toplumu kaynaştıralım derken ayrışma kültürünün giderek derinleştiğini görüyoruz. Bu bizi üzüyor'' dedi. Kılıçdaroğlu, hazırlanacak anayasanın 3 temel kuralı olduğunu da vurgulayarak şöyle devam etti: ''Birincisi özgürlüğü kısıtlamayan, düşünce ve ifade özgürlüğünün kapılarını aralayan bir anayasa olması lazım. Bu amaca yönelik yasal düzenlemelerin de yapılması lazım. Parlamentonun gündemine gelen bir değişiklik var. Özgürlük aynı zamanda kişinin özel yaşamının da güvencesi olmalıdır. Benim özel yaşamım, herhangi bir yurttaşın özel yaşamı afişe edilmemelidir. Benim özgürlüğümü kısıtlar. Parlamentonun gündeminde TCK'da değişiklik yapan bir düzenleme var. Herhangi birinizin özel yaşamıyla ilgili bir olay bir internet sitesine düştüğünde, ertesi gün bütün gazeteler, televizyonlar bunu kullanabilecekler ve suç olmaktan çıkacak. Siz buna demokrasi diyorsanız, destek verin. 'Demokrasi, özgürlük değil, tam tersine insanın özel yaşamının afişe edilmesi için yapılan bir girişimdir' diyorsanız kusura bakmayın ama sesinizi yükseltmeniz lazım. Böyle bir anlayış olamaz. Hangi AB standardında var? Niçin yapılıyor, hangi gerekçeyle yapılıyor bu değişiklik? Hem demokrasi hem özgürlük diyeceksiniz, benim özel yaşamımın afişe edilmesinin yolunu yasalarla açacaksınız. 'Afişe edenler ceza görmeyecek' diye yasal hüküm getireceksiniz. İnsan haklarına, evrensel hukuka aykırı bir düzenleme. Biz düşünce ve ifade özgürlüğüne sonuna kadar saygılıyız. Bizi eleştirenlerin de eleştirme özgürlüğünü koruyacağız.'' -''YÖK'Ü KALDIRACAĞIZ''- CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, düşünce ve ifade özgürlüğünün üniversitelerden başladığını, ancak Türkiye'de üniversitelerin konuşamadığını söyledi. YÖK'ü kaldıracaklarını, üniversitelere bilimsel, yönetsel ve mali özerkliği getireceklerini, üniversiteleri her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı kurumlara dönüştüreceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, üniversiteye özgürlük getirilmemesi halinde sanayi ve bilimin geliştirilemeyeceğini, Türkiye'nin çağdaş uygarlığa taşınamayacağını kaydetti. -ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ- İkinci kurallarının örgütlenme özgürlüğü olduğunu, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Örgütlerin önündeki engeller kaldırılmalı ama onların görüşlerini seslendirecek yöneticilere de birilerinin çıkıp 'ben sizi bertaraf ederim' dememeli. Olmaz bu, demokrasiye, özgürlük anlayışına aykırı. Biz de eleştiriliyoruz. Hiçbir zaman CHP'li yöneticiden 'siz bizi eleştirdiniz biz sizi bertaraf edeceğiz' diye bir eleştiri duydunuz mu? Veya bir AB raporunda katılmadığınız bazı görüşler var, biz onlara 'siz dengesizsiniz' dedik mi. Eğer bunları bir ülkenin Başbakanı kimliğini taşıyan bir kişi söylüyorsa o ülkede sorun var demektir'' dedi. -''3. ADIM GİRİŞİM ÖZGÜRLÜĞÜ''- Üçüncü adımın girişim özgürlüğü olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de girişim özgürlüğü var mı? Ben inanmıyorum. Eğer siz vergi denetimini bir silah olarak kullanırsanız, 'konuşursan seni denetlerim' derseniz burada girişim özgürlüğü olabilir mi?'' diye konuştu. -ÜMİT BOYNER- Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''TÜSİAD olarak tartışmak istediğimiz konu, bireyin hak ve özgürlüklerine odaklanmış yeni anayasanın aynı anda, demokratik, laik bir hukuk devletini 21. yüzyılda hangi kurum ve ilkelerle pekiştireceğidir'' dedi. TÜSİAD'ın farklı görüşlerden toplam 22 akademisyen ve kanaat önderinin katılımıyla ''Yeni Anayasa'nın Beş Temel Boyutu'' ana temasında bir dizi yuvarlak masa toplantısına ev sahipliği yaptığını anımsatan Boyner, çalışmanın, ortaya bir Anayasa metni koymayı değil, Anayasa metnine gidecek sürecin ilk adımını atmayı hedeflediğini belirtti. Çalışmanın çıktılarına, uzlaşılan veya uzlaşılamayan noktalarına, elbette ki, katılanlar, kısmen katılanlar veya katılmayanlar olacağını söyleyen Boyner, ''Keza tüm vatandaşlarımız gibi üyelerimiz de çalışmayı kritik edecek, görüş beyan edecek ve eleştirecektir'' dedi. Ümit Boyner, bugüne kadar yayınladıkları demokratikleşme raporları ile tamamıyla örtüşen veya kısmen örtüşen noktalar olduğu gibi önceki TÜSİAD raporlarında hiç işaret edilmemiş veya farklı ele alınmış noktaların da raporda tespit edilebileceğini belirterek, örneğin raporda akademisyenlerin tam mutabakatı ile sunulan asker-sivil ilişkilerine dair önermeler TÜSİAD'ın bugüne kadarki tespit ve değerlendirmeleriyle birebir örtüşmekte iken, ''Parti içi demokrasinin siyasi partiler kanununda alınacak tedbirler ile güçlendirilemeyeceği'' önerisinin TÜSİAD görüşleriyle örtüşmediğini vurguladı.