-KILIÇDAROĞLU: TÜRKİYE FAŞİZME GİDİYOR ANKARA (A.A) - 18.12.2010 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye ağır ağır faşizme doğru gidiyor. Bunu çok iyi görüyoruz. Türkiye tek parti iktidarına doğru gidiyor. 'Ben herşeyi çözdüm, bir tek CHP'yi çözemedim' diyor, burayı çözemesin Başbakan, burası Türkiye'nin teminatıdır" dedi. Kılıçdaroğlu, CHP'nin Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 15. Olağanüstü Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, demokrasilerde örgütlenme özgürlüğü olduğunu söyledi. Bu çerçevede Anayasa'da, yasalarda olan hakların kullanılamadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Çünkü AKP, halkı 'aldatanlar ve kandıranlar partisidir, doğruları söylemeyen bir partidir" diye konuştu. Anayasa'da yapılan değişiklikle birden fazla sendikaya üyeliğin önünün açıldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bir sendikaya üye olamıyorlar ki ikincisine üye olsunlar. Buna 'evet' diyen yandaş, hükümetin her dediğini yapan sendikacılara sesleniyorum, işçileri satıyorsunuz, haklarını korumuyorsunuz, örgütlenme özgürlüğünü tıkıyorsunuz. İşçinin hakkını koruyun, işçiden yana olun, emekten yana olun ki CHP sonuna kadar sizi desteklesin" diye konuştu. Bunları "emekçi, emeğin hakkını savunan Kemal" olarak söylediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, taşeronlaşmanın, kıdem tazminatı, izin, sendika ve toplu sözleşme hakkı olmayan köle düzeni olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Tüm taşeron işçilerine söz veriyoruz, halkın iktidarında taşeron işçiliği tarihe gömeceğiz, olmayacak. Sizin de sendikanız olacak, toplu sözleşme yapacaksınız. Sizin de kadronuz, kıdem tazminatız olacak. 2 milyon taşeron işçisine sesleniyorum, sizin güvenceniz beklentiniz, umudunuz CHP olsun. 4/B, 4/C ucubesini de kaldıracağız. Hiçbir hakkın yok, köle gibi çalışın... Bunları kaldıracağız, uluslararası standartları getireceğiz. Uluslararası Çalışma Örgütü kuralları tersyüz edilmeyecek, hukukun içine yerleştirilecek." -EĞİTİM- Çocukların çocukluklarını yaşaşamadığını, dersane, okul ve ev üçgeni arasına sıkıştıklarını belirten Kılıçdaroğlu, çocukların hayatının adeta "at yarışına" döndüğünü vurguladı. Bakan değiştikçe eğitim politikalarının değiştiğini savunan Kılıçdaroğlu, çünkü AK Parti'nin politikası olmadığını öne sürdü. Eğitimi çağdaş anlamda yeniden yapılandıracaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, çocukların çocukluğunu yaşayacağını, ailelerin dershaneye mahkum edilemeyeceğini belirtti. Kılıçdaroğlu, hayatı, geleceği sorgulayan, Türkiye'yi düşünen bir gençlik yetiştireceklerini, çünkü umutlarının gençleri olduğunu söyledi. ÖSYM'nin yıllarca sınav yaptığını, herkeste "sınav yaparsa doğru yapar" algısı oluştuğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bunlar geldi onu da batırdı. Bir KPSS yaptılar, milleti perişan ettiler. Bunların başka işi yok mu Allah aşkına, Herşeyi bozmak, yandaşlara teslim etmek" dedi. Gerçekleri göstermeleri, halka anlatmaları gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bunları fabrikada da tarlada da anlatmalıyız. Bunların maskelerini indirmeli, gerçek yüzlerini halka göstermeliyiz" diye konuştu. Referandum sürecinde üniversitelerin konuşamadığını savunan Kılıçdaroğlu, Anayasa değişirken üniversiteler konuşamıyorsa orada çağdaş, modern, özgürlükçü bir ülkeden söz edilemeyeceğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Karabasan gibi çökeceksin, üniversiteleri konuşturmayacaksın, öğrencileri coplayıp susturacaksın sonra da yaptığınız için özür dilemek yerine onu savunacaksın. Öğrenciler kendi çıkarı için değil, ülkesi için mücadele ediyor. Ses çıkarmayan, Başbakan önünde tesbih gibi dizilen üniversite rektörleri olur mu? Bu ayıbı kaldıracağız. Üniversiteyi üniversite yapan özgürlük, bilim, kendi gençliğidir, donanımıdır. Ama ses çıkarma, otur yerine, eylem koyma, yürüyüş yapma, otur dersini çalış sınava gir... Zaten orada da torpil var, seni kapı dışarı edeceğim... Söz veriyoruz YÖK denen ucubeyi kaldıracağız. Biz daha 1402'likleri unutmadık. Yüreğimizde sızı olarak duruyor. 12 Eylül'le hesaplaşmakmış, peki YÖK'ü neden kaldımıyorsun, elinden tutan mı var? Sana destek de veriyoruz. Üniversiteleri dize getirip köleleştirecekler ama izin vermeyeceğiz. Halkın iktidarında üniversiteleri yeniden ayağa kaldıracağız. Üniversiteler kendi dekanları seçecekler, birileri gidip belirlemeyecek. Üniversiteler Maliye Bakanlığının kapısında 'para alabilir miyiz' diye dilenci konumuna sokulmayacak. Üniversitelere mali özerklik getireceğiz." -FAŞİZM UYARISI- "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Türkiye ağır ağır faşizme doğru gidiyor. Bunu çok iyi görüyoruz. Türkiye tek parti iktidarına doğru gidiyor. 'Ben herşeyi çözdüm, bir tek CHP'yi çözemedim' diyor, burayı çözemesin Başbakan, burası Türkiye'nin teminatıdır. Hiçbir baskı, güç bizi halka ulaşmakta engelleyemez. Halka ulaşıp, halkla birlikte gücümüzü gösterip, alaşağı edeceğiz bu düzeni." -"HARÇLARI KALDIRACAĞIZ"- Üniversite harçlarının aileler üzerinde ciddi bir yük olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, harçları kaldıracaklarını söyledi. Bu konuda çalıştıklarını, bütçedeki rakamlara baktıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "İnandık ki halkın iktidarında harçlar kaldırılabilir" dedi. Gençler 18 yaşındayken idam edilirken bugün üniversite öğrencisine söz verilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, öğrencilere üniversitelerde söz ve karar hakkı vereceklerini bildirdi. Üniversitelerdeki yurt sorununu da çözeceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, TOKİ'ye görev verip kampuslerde 1-2 kişilik odalarda konaklama imkanı sağlayacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ailelerin, 'çocuğum nerede kalacak' diye tasası olmayacak. Gençler sosyal devlet korumasında olacak. Gençleri karanlık noktalardan korumak da CHP'nin görevi olacak" dedi. -"ÖZGÜRLÜKÇÜ ANAYASA İÇİN ÇALIŞIYORUZ" Kemal Kılıçdaroğlu, referandumun Anayasa değişikliği konusunda bir toplumsal uzlaşma olmadığını ortaya koyduğunu vurguladı. CHP olarak özgürlükçü, çağdaş bir anayasa için kolları sıvadıklarını, çalıştıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde 12 Eylül'ün izlerinin tamamen silindiği, yargı bağımsızlığının, güçler ayrılığının olduğu bir anayasayı toplumsal uzlaşmayla yapacaklarını dile getirdi. Özel yetkili mahkemeleri kaldıracaklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Neye özel AKP'ye, savcısı kim Recep Tayyip Erdoğan, böyle mahkeme mi olur?" dedi. Kılıçdaroğlu, sivil yargı anlayışıyla Askeri Yüksek İdare Mahkemelerini de kaldıracaklarını belirtti. Partilerinin 12 Eylül'de kapatıldığını, yöneticilerinin hapse girdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlar anayasayı değiştirdiler 12 Eylül'ün izlerini siliyoruz dediler. 12 Eylül darbecilerini ağırlayıp, önlerini iliklediler. 12 Eylül'de analar ağıtlar yaktı, 'Ankara adı kara, bu yara başka yara, 17 yaşındaydı, kıyılır mı Erdal'a'... Bunlar 12 Eylül'de yaşadığımız acıları sömürdüler. Hiçbir şey zoruma gitmiyor da birilerinin çektiği acıları birilerinin sömürmesi ağırıma gidiyor. Birileri gitti postal yaladı gençler idam edilirken. Metris'te Diyarbakır'da işkence olurken sen Yeşil Kuşak Projesi'ni nasıl hayata geçiririm diye çare aramıyor muydun? Bu acılarımız sömürülürken o dönem orada bu acıları yaşayanlar 'Ekilir ekin geliriz, ezilir un geliriz, bir gider bin geliriz' diyorlardı. Biz bütün baskılara direndik, acı bedeller ödedik, toplum ödedi. Acıların bedel ödemeyenler tarafından sömürülmesi ağırıma gidiyor. Kim oluyorsun sen, 12 Eylül faşizminden hesap soracağım diyorsun."