Politika

KILIÇDAROĞLU: SİYASETTE ZENGİNLEŞMEYE SON BOLU (A.A)

10 Ekim 2010 00:35

-KILIÇDAROĞLU: SİYASETTE ZENGİNLEŞMEYE SON BOLU (A.A) - 09.10.2010 - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bu ülkede bize oy veren, vermeyen bütün yurttaşlarımızı kucaklayacağız. Her yurttaşımızın sorununa eğileceğiz'' dedi. Kılıçdaroğlu, Abant'ta düzenlenen toplantının ardından geldiği Mudurnu ilçesinde partililer ve vatandaşlarca karşılandı. Esnafla görüşen Kılıçdaroğlu, ardından Belediye Başkanı Mehmet İnegöl'ü makamında ziyaret etti. Mudurnu Belediye Nikah Salonunda partililere seslenen Kılıçdaroğlu, Abant'ta düzenlenen toplantıda 2011'de yapılacak seçimleri değerlendirdiklerini belirtti. İllerin sorunlarını masaya yatırdıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, ''2011 seçimlerine 'nasıl hazırlanırız, nasıl daha iyi sonuçlar elde ederiz' diye düşüncelerimize ortak aklı egemen kıldık ve bir araya getirdik. Çalışırsak her şey olur. Buna kesinlikle inanıyorum. Çalışacağız. Ama sadece benim, sadece sizin çalışmanız da yetmiyor. Hepimizin çalışması, hepimizin çaba harcaması gerekiyor. Güçlü olduğumuz zaman sesimiz daha çok gür çıkacak. Türkiye'yi kucaklayacağız, insanımızı kucaklayacağız'' diye konuştu. -''TEMİZ SİYASETİ GETİRECEĞİZ'' Kılıçdaroğlu, siyasette yeni bir sayfa açtıklarını her seferinde söylediğini kaydederek, konuşmasında şunlara yer verdi: ''Temiz siyaseti getireceğiz. Bu ülkede bize oy veren, vermeyen bütün yurttaşlarımızı kucaklayacağız. Her yurttaşımızın sorununa eğileceğiz. Emeklilerimiz var. Burada da çok sayıda emeklimiz var. Büyük kentlere baktık, çok sayıda kapıcımız var. İstanbul'da milyonlarca kapıcı var. Acaba onların sorunlarına ses getiren, sorunlarına çözüm üreten bir siyasal parti çıktı mı? Şöyle hafızanızı bir yoklayın. Merdiven altı üretim yapan yani çalışan, yani sigortasız çalışan yüz binlerce insanımız var. Acaba bu insanların dertleri ile birisi ilgilendi mi?  Bazen onları unuttuk, başka konularla ilgilendik. Şimdi diyoruz ki halkla ilgileneceğiz, halkın sorunları ile ilgileneceğiz, halkla iç içe olacağız ve onlarla beraber olacağız.'' Gittiği her yerde emeklilerin hep şikayet ettiklerini, ''aldığımız aylıklarla geçinemiyoruz'' dediklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Doğru, emekliler haklı, geçinemiyorlar. Ama emekli kardeşlerimiz şunu unutmasınlar, kendi sorunlarını, kendi sonlarını kendileri hazırladılar. 5510 sayılı yasa çıktı. Bu yasanın bir maddesinde (emekliye milli gelir artışından pay verilmez) der. Yani (emekli bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşıdır) der. Türkçesi o. Biz bunu protesto ettik. Meclis Genel Kurulunu terk ettik. (emekliyi ikinci sınıf vatandaş konumuna getiremezsiniz) dedik. Seçimler oldu yüzde 34 olan AKP'nin oyu yüzde 47'ye çıktı. Şimdi emekli (geçinemiyorum) diyor. Şöyle bir çelişkiyi yaşıyoruz. Biz emeklinin hakkını savunuyoruz, emekli çıkışı başka bir yerde arıyor. Demek ki yanlışlık bizde. Emekliye daha fazla gidecektik. Yeteri kadar anlatamadık. Ama bundan sonra anlatacağız'' diye konuştu. -''BU ÜLKENİN HER ŞEYİ VAR. AHLAKLI SİYASETÇİSİ AZ'' Türkiye'nin dünyanın en güzel coğrafyasına sahip olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, , ''Mudurnu'nun etrafında çam ağaçları, ne kadar güzel. Gölü var. Abant ne kadar güzel, çevre mükemmel, insanımız çalışkan, fabrikaları var. Allah aşkına bu ülkeye yurt dışından et ithal etmek yakışıyor mu? Ayıp değil mi? 10 milyar dolar para tarım ürünleri ve gıdaya veriyoruz. 10 milyar dolar. Bunun 5 milyar dolarını bizim köylüye versen sadece Türkiye'yi değil dünyayı doyurur vallahi... Peki biz 10 milyar doları niye veriyoruz? Siz benden daha iyi biliyorsunuz. Birilerine veriyorsunuz bu parayı'' dedi. Kılıçdaroğlu, dünyanın en güzel, verimli ovalarının Türkiye'de olduğunu belirterek, ''Çiftçimiz var, tohumumuz var, traktörümüz var, toprağımız var, gübremiz var, ilacımız var, her şeyimiz var. Ama akıllı siyasetçi lazım bize. Ülkesini seven siyasetçi lazım, çiftçisini, esnafını, memurunu, emeklisini düşünen siyasetçi lazım bize. Onun için size diyorum; hepimiz beraber çalışacağız. Bu ülkenin her şeyi var. Ahlaklı siyasetçisi az. Ülkesini düşünen siyasetçisi az. Onun için siyasetçinin görevi ülkesini düşünmektir. Halkını düşünmektir. Çiftçisini, işçisini, memurunu düşünmektir'' şeklinde konuştu. ''Bu güzel ülkede niye çocuklar yatağa aç girer, yazık günah değil mi? Yeri gelince Müslümanlığı kimseye bırakmazlar. Öyle değil mi? Peki Allah aşkına kul hakkı yemek günah değil mi?'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Niye ondan hiç bahsetmezler. Her türlü yolsuzluk var, yalan var, dolan var. Bunların çok güzel bir politikası var. Vatandaşın arasına girerler, din iman edebiyatı yaparlar. Bir köşeyi dönerler, hepsi han hamam sahibi olmuş. Yahu kardeşim daha dün din imandan bahsediyordun bu han hamam nasıl oldu, köşeyi nasıl döndün. İşte bu soruyu sormamız lazım. Arkadaş bu iş nasıl oluyor. Onun için rahmetli Bülent Ecevit (Bu düzen değişmelidir) derdi. Aynı tablo bugün de var, değiştireceğiz. Ne ezen, ne ezilen, insanca hakça bir düzen kuracağız'' diye konuştu. Hakça bölüşmenin ve insana değer vermenin sosyal demokrasinin özü olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, kendi milliyetçi anlayışlarında önce kendi insanının kazanmasının bulunduğunu aktardı.