Politika

Kılıçdaroğlu: Şerefliyim demekle şerefli olunmaz

Kılıçdaroğlu, "Bir kimsenin şerefli olup olmadığına o kişi karar vermez. Kişinin şerefli olup olmadığına üçüncü kişiler karar verir. Ben şerefli de

10 Aralık 2011 02:00

T24 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un ''Şerefli bir Türk hakimi olarak hiç kimseden özür dilemeyiz'' sözüne yönelik olarak, "Bir kimsenin şerefli olup olmadığına o kişi karar vermez. Kişinin şerefli olup olmadığına üçüncü kişiler karar verir. Ben şerefli demekle şerefli olmam, bir başkası da ben şerefliyim demekle o şerefli olmaz" dedi. Kılıçdaroğlu yargıyı eleştirirken çok dikkatli davrandıklarını belirterek, ''Ama yargının militanlaşmasına, bir siyasal partinin arka bahçesi olmasına izin vermeyiz'' dedi.


Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde partisinin ilçe başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, bugünün 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu, insanların ağır bedeller ödeyerek hak elde ettikleri günün kutlandığını söyledi.


İnsan Hakları Günü'nün demokrasi, özgürlük ve adalet taleplerinin yoğunlaştığı günler arasında yer aldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Eğer bir ülkede, demokrasi varsa halkın iradesine saygı vardır. Halkın iradesine saygı varsa halkın seçtiği milletvekillerinin tutuklanmaması kuraldır. Onlar seçimlere girdiler, kim izin verdi? Yargı izin verdi. İzin istediler, Yüksek Seçim Kurulu 'evet' dedi. Nasıl oluyor da aynı insanlar bugün hapiste? O zaman baştan izin vermeyin'' diye konuştu. 


Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:


''Büyük bir işsizlik var. Siz sanmayın ki işsizlik sadece burada var. Dün Adana'daydım. Burası işsizlikte Türkiye'nin bir numaralı ilidir. Düşünün İstanbul'dan sonra sanayinin filizlendiği bir Anadolu kentinde bugün işsizlik en yüksek noktada. Önümüzdeki yıl göreceksiniz. Bütün arkadaşlar bunu hatırlasınlar. Önümüzdeki yıl, çok daha büyük ekonomik sorunlarla karşılaşacağız. İşsizlik daha da aratacak. Gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 22'dir ama benim size bir sözüm var. Bu sözü kimse unutmasın, asla umutsuz, karamsar olmayacağız. Çünkü herkes şunu çok iyi bilsin, bu ülkede halkın iradesini temsil eden, halktan güç alan Cumhuriyet Halk Partisi var.''



Seçimlerden önce açıkladıkları çok sayıda projenin hayali olduğunu söyleyenlerin şimdi bunları uyguladığını öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:


''Demek ki bizim projelerimiz hayali değil. Biz doğruları söylüyoruz. Demek ki CHP kılı kırk yararak bir lafı söylüyor. Hesabını kitabını yapmadan finansal dengeleri sağlamadan, makroekonomik dengeler dikkate alınmadan CHP proje açıklamaz. Şimdi geldiler bizim projelerimize sahip çıkıyorlar. Sahip çıksınlar seviniyoruz. Hatta 41 projemizi de getirirlerse söz veriyoruz tamamına destek vereceğiz. Bizden özür dilesinler gibi bir şey de söylemiyoruz.''



''Hükümetin tek dayanağı sıcak para''


Kılıçdaroğlu, bir partilinin hükümetin özelleştirme mantığıyla hareket ettiğini iddia etmesinin ardından konuşmasını şöyle sürdürdü: 


''Özelleştirme yoluyla AKP'nin aldığı para 30 milyar dolardır. Cumhuriyet tarihinin en büyük borçlanmasını yaptı. Ama bizim anladığımız bir anlamda büyüme de yok. Herkes borç içinde. Bir ev düşünün adam buzdolabını sattı, biraz geçindi. Çamaşır makinesini, yatak odası, televizyonunu sattı, biraz daha iyi geçindi. Sonra bir baktı borç aynı borç. Evde de hiçbir şey kalmadı. Bizim durumumuz da buna benziyor. Her şeyi sattık, dünyanın borcunu yaptık. İşsizlik, kimse de iş bulamadı. 2012 o açıdan çok önemlidir. Hükümetin tek dayanağı var, o da sıcak paradır yani borç. En büyük korkusu da para çıkacak mı, çıkmayacak mı? Para çıkarsa çökecek. Türkiye'nin ihracat yapması, cari fazlası vermesi lazım.'' 



"Şerefliyim demekle o şerefli olunmaz" 


Bir gazetecinin, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un ''Şerefli bir Türk hakimi olarak hiç kimseden özür dilemeyiz'' sözünü hatırlatarak, ''Buna yanıtınız olacak mı?'' sorusunu Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı:


''Bir kimsenin şerefli olup olmadığına o kişi karar vermez. Kişinin şerefli olup olmadığına üçüncü kişiler karar verir. Ben şerefli demekle şerefli olmam, bir başkası da ben şerefliyim demekle o şerefli olmaz. Bizim yaptığımız net eleştiriler var. Ben o eleştirilere yanıt bekliyorum. Siz Deniz Feneri savcılarını hangi gerekçeyle görevden aldınız? Ben bunu cevabını bekliyorum. Şerefliymiş, bana bunun cevabını verebiliyor mu? Sayın Mehmet Haberal, kendisinin yargılandığı mahkemenin üyelerinin mahkum ettirdi. Bunlar davadan çekildi mi? Hayır çekilmedi. Biz o yargıçlara nasıl güveneceğiz? Bir duruşmayı vicdanın terazisinde değil de onu kan davası haline dönüştürerek karar verme sürecine getiren bir yargıca nasıl güveneceksiniz? Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu oturmuş oraya, seçtikleri yargıçlara baksınlar. O şerefli arkadaşımıza şunu sormak isterim, N.Ç. davasını çok iyi biliyor. O davada karar verenlerin kendileri tarafından oraya atandığını biliyor mu acaba? Eğer daha fazla konuşursak altında kalırlar. Otursunlar yargıya baksınlar. Yargı kokuyor. Bir yargıç Yargıtay'dan istifa ediyor, 'Yargıtayda olanları artık benim midem kaldırmıyor' diyor. Acaba bu söze kulak veriyor mu?'' İzmir'deki karakolda bir kadının dayak görüntüleriyle ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin geldiği süreçte baskı ve terörün her yerde olduğunu savunarak, ''Medya üzerinde de var, karakolda da olacak'' dedi.