-Kılıçdaroğlu: Senin maskeni indireceğim TBMM (A.A) - 01.11.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının iptalini eleştirerek, ''Senin maskeni indireceğim. Cumhuriyeti yasakladın, koşa koşa düğüne gittin. Adama sormazlar mı bu iki yüzlülük bu riya nedir? Yasakladıysan evinde otur o zaman, düğünde dernekte senin ne işin var'' dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına, tüm yurttaşların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi ve Büyük Atatürk'ün en büyük eseri olduğunu söyledi. Cumhuriyet Bayramı'nı Eskişehir ve Bursa'da gerçekleştirilen etkinliklerde kutladığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Cumhuriyetin ne olduğunu, şehitlerimizin ne olduğunu, depremi yaşayan yurttaşlarımızın acılarını hep beraber hissettik. Onlar için saygı duruşunda bulunduk, Cumhuriyetin niçin kimsesizlerin kimsesi olduğunu dilimizin döndüğünce anlatmaya çalıştık ve yasakçı anlayışı da şiddetle kınadık'' diye konuştu. Cumhuriyetin tasada ve kıvançta beraber olmak anlamına geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu yıl bazı kutlamaların iptal edilmesini de eleştirdi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Cumhuriyet eğer gerçekten de kimsesizlerin kimsesiyse, hem acı günümüzde hem sevinçli günümüzde Cumhuriyeti unutmamamız gerekiyor. Cumhuriyet sadece CHP'lilerin değil, bu ülkede 74 milyon yurttaş yaşıyorsa, 74 milyon yurttaşın ortak paydasıdır. Bunun böyle bilinmesi lazım. Biz 'resepsiyonları niye iptal ettiniz' diye eleştirmedik. Birisi kalkmış diyor ki 'Resepsiyonda elimizde kadeh olacak, Cumhuriyeti öyle mi kutlayacağız' Senin Cumhuriyet anlayışın buysa, biz o anlayışa karşıyız. Onu şiddetle reddediyoruz. Kapalı kapılar ardından belki içki içebilirsin, elindeki kadehi gizleyebilirsin ama Cumhuriyeti gizleyemezsin.'' Cumhuriyetin yurttaşları kulluktan çıkarıp özgür birer birey haline getirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, kendilerinin eleştirdiği noktanın okullarda Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının iptal edilmesi olduğunu vurguladı. -''Genelkurmay Başkanı senin onay makamın mı?'' Öğrencilerin Cumhuriyetle ilgili şiirler okumak, konuşmalar yapmak üzere hazırlandığını belirten Kılıçdaroğlu, törenlerin iptaliyle bunun yasaklandığını savundu. Kılıçdaroğlu, kürsüden, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğünce ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderilen ilgili yazıyı okuyarak, yazıda ''Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılacak törenlerin Başbakanlık genelgesiyle iptal edildiğinin'' belirtildiğini aktardı. ''Çocuklar neyi kutlayacak? Cumhuriyeti kutlayacak. Siz bunu yasaklıyorsunuz. Biz bunu eleştiriyoruz. Siz neyi yasaklığınızı farkında mısınız acaba? Biz bunu eleştiriyoruz'' diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Diyor ki 'Biz bu kararı Genelkurmay Başkanımızla beraber aldık. Genelkurmay Başkanı senin onay makamın mı? Sen niye Genelkurmay Başkanı'nın arkasına saklanıyorsun. Sen Başbakan değil misin? Yasak kararını bile birilerinin arkasına saklanarak bize anlatmaya çalışıyor. Her şeye karşın bu ülke birliğini koruyor. Bütün yasaklara karşın yine bu ülkede Cumhuriyet kutlandı, törenler yapıldı insanlar ellerine aldıkları bayraklarla sokaklarda gezdiler. Ve biz onların bu sevinçlerini, neşelerini, hüzünlerini paylaştık.'' -''Senin dinlemeye, bu sorunu çözmeye niyetin yok'' Kılıçdaroğlu, konuşmasında Türkiye'nin önündeki en büyük sorunlardan birinin terör olduğunu belirterek, TBMM'de terör konusunda genel görüşme yapıldığını, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu oturumlara katılmadığını söyledi. Başbakan Erdoğan'ın katılmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Buradan soruyorum, terör 30-35 yıldır Türkiye'nin gündeminde. Türkiye'nin en kronik sorunlarından birisi. Bu sorunu 'gel genel görüşme ile görüşelim' diye daveti yapan sensin, 'çözüm üretelim, burada çözümler konuşulsun' diyen sensin. Sonra parlamentoya gelmeyip kaçan da sensin. Parlamentodan kaçan bir başbakan olabilir mi? Parlamentoya hesap vermekten kaçan bir başbakan olabilir mi? Yeri geliyor oturuyor, milletin karşısına çıkıyor 'Efendim bunların çözümleri yok, bunlar laf üretiyorlar'. Gelip dinleseydin orada, çözümlerimizin hepsi sayıldı orada. Ama senin dinlemeye, bu sorunu çözmeye niyetin yok. Terör gibi can alıcı bir konuda hükümet programında Allah rızası için bir cümle olmazsa, sen kimle uğraşacaksın? Terörü nasıl sonlandıracaksın? Senin inandırıcılığına kim, nasıl güvenecek? Bunların hiçbirisi ortada yok. Çözüm üretmeyen, parlamentodan kaçan bir siyasal iktidar bütün şehitlerin tek sorumlusudur. Bundan kaçamaz. Varsa terör, terör sonucu hayatını kaybedenler varsa, bunların tek bir sorumlusu vardır, o da AKP hükümetidir. Başka hiç kimse başka bir yerde sorumlu aramasın.'' Kılıçdaroğlu, deprem vergilerini gönül hoşnutluğuyla ödeyen bir millet bulunduğunu ancak depreme yönelik önlem alınmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Kimden hesap soracağız; bir müteahhit bulduk, bütün hesabı onun sırtına yıkacağız... Buna izin vermeyeceğiz, bunun hesabını hükümetten soracağız. O ihaleler kime verildi, imar planlarının nasıl değiştirildiğinin hesabını Vanlı, Ercişli, tasada ve kıvançta beraber olan 74 milyon olarak soracağız'' dedi. CHP'nin 2008'de yayınladığı ''Depremde sorunlar ve çözümler'' başlıklı kitabı gösteren Kılıçdaroğlu, bunu Erdoğan'a göndereceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Bakalım bunlara da kağıttır diyecek mi?'' diye konuştu. Erdoğan'ın, ''Bizi asıl yıkan, asıl zarar veren, depremin kendisinden çok, depreme karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır. Beton bina adı altında adeta kumdan kaleler, binalar, meskenler inşa ediliyor'' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kumdan evler yapılıyormuş, sen Başbakan değil misin, sen neredesin? Millet deprem vergisini ödüyor, sen ne yaptın? Çaresizsen, Başbakanlık koltuğunu niye işgal ediyorsun? Bunu söyleyince, 'vay efendim bizi istifaya davet ediyorlar.' Davet etmeyeyim de sana gül mü vereyim, o kadar insan öldü orada. Bunun sorumlusu kim? Şikayet ediyorsun, Başbakanlık şikayet merci mi?'' -''Defterin kağıttan yapıldığını da bilmiyor''- Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a, ''rüşvet defterini'' gönderdiğini, Erdoğan'ın ise ''Onlar kağıt'' dediğini ifade ederek, ''Defterin kağıttan yapıldığını da bilmiyor. Defterin fotokopisini gönderiyorum. Mülkiye müfettişi görevlendirdin mi diye soruyorum; tık yok, sahip çıkma var. Çünkü yolsuzlukları koruyarak, iktidarda kalacağını düşünüyor. Kul hakkı yemek, en büyük günahtır. Bunlar da kul hakkı yiyorlar'' diye konuştu. Deniz Feneri ile ile ilgili arama yapılacağının önceden bildirildiğini söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''İnsanda vicdan varsa, önceden haberi kim verdi? diye sorar, bu soruyu dahi kendisine sormuyor'' görüşünü savundu. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a, ''Bizim milletimiz, vatandaşımız, gönül huzuru içinde kurbanlıklarını Deniz Feneri'ne bağışlasınlar mı, bağışlamasınlar mı?'' diye sorarak, ''Çık cevabını ver'' dedi. -''AKP iyi yolda değil''- Ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Kılıçdaroğlu, geçen yıl yüzde 5,5 olan enflasyon hedefinin 13 Ekimde açıklanan Orta Vadeli Program'da yüzde 7,8 olduğunu anımsattı. Kılıçdaroğlu, aradan 13 gün geçtikten sonra ise enflasyon hedefinin yüzde 8,3 olarak ilan edildiğini belirterek, önünü göremeyen bir iktidarın bulunduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, ''Deniz Feneri davasında insanlar, deliller toplandığı gerekçesiyle bırakıldı. İddianame ortaya çıkmadan, bu sayın yargıçlar delillerin toplandığını nereden öğrendiler? İddianame yok ortada. Ama deliller toplandı diye karar veriyorlar. Savcı, bırakmayın diyor ama yargıçlar karar veriyor. O yargıçların vicdani karar verdikleri kanısında değilim, siyasi karar veriyorlar'' diye konuştu. -''AKP'nin kurbanları''- Silivri'de hukuksuzluk bulunduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, savunma hakkı kutsal olmasına rağmen avukatlara savunma için 15 dakika süre verildiğini söyledi. Gazeteci, çevirmen Suzan Zengin'in 28 Ağustos 2009'da tutuklandığını, 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sağlık sorunları olan Zengin'in, Tuzla Aydınlı Mezarlığına sessiz sedasız defnedildiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'nin tablosu bu. Yazıktır günahtır. 2 yıl içeri alıyorsunuz, sağlık sorunları nedeniyle bırakmıyorsunuz. Ağır hasarların getirdiği sonuçlar nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bunlar AKP'nin kurbanları. Böyle adalet, yargılama olmaz. Gücün, güçlünün hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü istiyoruz. Bu olursa, ülkeye huzur gelir'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin terör konusundaki çözüm listesinin, ''Amerika'dan anlık istihbarat alınsın, Barzani bölgesini terör örgütünden arındırsın, bölge ülkeleri terör örgütüne verdikleri destekleri kessin, Türkiye'de muhalefet hiç konuşmasın, terör örgütü ile ilgili hiç yorum yapmasın ve medya bu olayı görmezden gelsin'' şeklinde sıralandığını ileri sürdü. -Deprem vergileri- Vatandaşın haklı olarak deprem vergilerinin nereye gittiği yönünde sorular sorduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Maliye Bakanı da 'Deprem vergileri ile demiryolları, hava yolları, duble yollar... Yollara gitti' diyor bunlar. Bu Bakan'ın bütçenin ne olduğundan haberi yok. Bütçelerde birlik ilkesi vardır. Bundan haberi yok ama Maliye Bakanı. İthal Maliye Bakanı ama İngiltere'de de bu birlik ilkesi var'' diye konuştu. Bu ülkenin bağımsız düşünen her yurttaşının, deprem vergilerinin nerelere harcandığını sorması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Eğer sizin vergilerinizin hesabı size verilmiyorsa, o ülkedeki hükümet, hortumcu hükümettir'' dedi.