Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Sarayda bir kişi var, ismini anmak istemiyorum" diyerek işaret ettiği Fahrettin Altun'un bazı gazetelere 'yasak getirdiği' söylemlerine yazılı bir açıklamayla yanıt verdi. Yapılan açıklamada, "İletişim Başkanlığımızın tüm tasarruf ve uygulamaları, mevcut kanun ve kurallar çerçevesindedir. Ortada meşru ya da hukuki olmayan herhangi bir uygulama söz konusu değildir" denildi.
CHP lideri dünkü (14 Ocak 2020) grup toplantısında şunları kaydetmişti:
"Anayasa’da basın özgürlüğü var. Hem içeride hem dışarıda bir felâket yaşıyor. Gelişmiş demokrasilerde medya dördüncü güçtür yani denetler. Gücü elinde bulunduran medya sahipleri kendi medyalarını oluşturmaya başladı biz buna havuz medyası diyoruz. Ama o gazeteleri kimse okumuyor, o televizyonları da kimse izlemiyor. Günün 24 saati aleyhimize yayın yapıyorlar. Basın İlan Kurumu'na diyorlar ki, 'Siz şu şu gazetelere ilan vermeyeceksiniz.' Birgün’e Evrensel’e Cumhuriyet’e ilân vermeyeceksin. Sanıyorlar ki bu gazeteler yayın yapmayacak. Hayır efendim bu gazeteler yayın yapacak biz de destekleyeceğiz. Yeri geldiğinde o gazeteler bizi de eleştirecek.Yeni Asya Gazetesi'nin yöneticilerinin basın kartları yenilenmedi, neden? Siyaseten farklı olsak, görüşlerini beğenmesek bile herkesin haber yapması, yazı yazmasını demokrasi gereği savunacağız. Sarayda bir kişi var, ismini anmak istemiyorum. O, bu insanlara yasak getirmiş. Bizler görüşlerini beğenmesek bile, demokrasinin gereği olarak herkesin yazmasını saygıyla karşılayacağız."
TIKLAYIN - Kılıçdaroğlu, 14 Ocak 2020 tarihli grup toplantısında neler söyledi?
Açıklama geldi: Kılıçdaroğlu, medyayı sınıflandırarak ’yandaş’ ve ’muhalif’ olarak değerlendirmiştir
Bu açıklamaların ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan bir açıklama geldi. İletişim Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun bugünkü konuşmasında medyayı sınıflandırarak ’yandaş’ ve ’muhalif’ olarak değerlendirdiği, ayrıca İletişim Başkanlığı’na yönelik de birtakım haksız ithamlarda bulunduğu belirtildi. Medyaya yönelik ayrımcı ve ayrıştırıcı sözlerin kabul edilemez olduğunun altının çizildiği açıklamada, "Birçok gazeteci ve medya çalışanını zan altında bırakan, onları kendi içinde ayrıştıran ve böylelikle toplumda kutuplaşmayı artıran bu yaklaşım, siyasetçilerin sorumluluk sahibi ve sağduyulu olmaları açısından kaçınmaları gereken bir yaklaşımdır. Basınla ilişkilerin düzenlenmesi için gerekli çalışmalarda bulunmak, yerli ve yabancı basın-yayın organlarının ve mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmaya yönelik düzenlemeleri yapmak ve gerekli tedbirleri almak İletişim Başkanlığımızın görevleri arasında yer almaktadır" ifadeleri yer aldı.
"İletişim Başkanlığımızın tüm tasarruf ve uygulamaları mevcut kanun ve kurallar çerçevesindedir"
Kitle iletişim araçlarının dünyanın her yerinde, hükûmetlerce belirli kural, kaide ve hukuk çerçevesinde düzenlendiği kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Ayrıca medya sektörü kamudan enformasyon anlamında, lojistik anlamda yararlanır. Biz de hem medya alanının hukuk çerçevesinde hareket etmesini, demokratik siyasete ve katılımcı demokrasiye katkı sunmasını yani gerçek anlamda dördüncü kuvvet olmasını tesis etmek için hem de kamu adına medya sektörüne katkı sunmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İletişim Başkanlığımızın tüm tasarruf ve uygulamaları mevcut kanun ve kurallar çerçevesindedir. Ortada meşru ya da hukuki olmayan herhangi bir uygulama söz konusu değildir. Başvurular, basın kartı yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilmekte ve neticelendirilmektedir. İletişim Başkanlığımızın basın kartını kime ne zaman vereceği gibi teknik konuları siyasetin bir parçası haline getirme hevesini anlıyor, ancak bununla bir yere varılamayacağını ifade etmek istiyoruz."
İletişim Başkanlığı’nın bir yandan da Türkiye’ye yönelik haksız itham, kara propaganda ve dezenformasyon süreçlerine karşı çalışmalar yapmak gibi vazifelerinin bulunduğu belirtilen açıklamada, "Üzülerek belirtmek isteriz ki zaman zaman bu haksız itham, kara propaganda ve dezenformasyon süreçlerine Türkiye’de siyaset yapan bazı muhalefet aktörleri katkı sunmaktadır. İletişim Başkanlığı olarak medya kuruluşlarının siyasi ya da ideolojik yaklaşımlarını değil sadece ve sadece kamu yararını gözettiğimizin de açıkça bilinmesini istiyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana tüm uygulamalarımız ve yaklaşımlarımız da bunun açık göstergesidir" denildi.