Gündem

Kılıçdaroğlu'ndan İş Bankası açıklaması: Prestijini kullanmak istiyorlar ama bunu yapmanın Türkiye'ye maliyeti ağır olacak

15 Mayıs 2020 11:57

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla İş Bankası hisselerinin Hazine'ye devriyle ilgili hazırlıkları eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "CHP olarak biz para alsak cezalandırma olsun da öyle bir şey yok. Bunu Erdoğan da söyledi. CHP'ye aktarılan bir para yok. Benim anladığım İş Bankası'nın prestijini kullanmak istiyorlar ama bunu yapmanın Türkiye'ye maliyeti ağır olacak." dedi. 

HaberTürk TV Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'e konuşan Kılıçdaroğlu, "Atatürk'ün mirası olan bu hisselerin karşılığı Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'na otomatikman gelir aktarılır. Gelecek düzenleme nedir bilmiyoruz ama kısa süre önce Türk Tarih Kurumu'na Ensar Vakfı'ndan birini getirdiler biliyorsunuz. Her darbe döneminde Atatürk'ün hisselerine müdahale olmuştur. Kenan Evren de müdahale etmek istedi. Atatürk'ün vasiyeti hiç kimsenin dokunmadığı, saygı duyduğu Atatürk'ün iradesidir. Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe'ye hayatta iken her ay kaç para istediği sorulurdu. Mütevazı bir rakam söylerdi ve o rakamı İş Bankası öderdi. O da vefat edince bu para ödenmesi mevzuu bitti. Peki niçin bunu yapıyorlar? CHP olarak biz para alsak cezalandırma olsun da öyle bir şey yok. Bunu Erdoğan da söyledi. CHP'ye aktarılan bir para yok. Benim anladığım İş Bankası'nın prestijini kullanmak istiyorlar ama bunu yapmanın Türkiye'ye maliyeti ağır olacak." ifadesini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, "Gerçi bankacılık sistemine hükümet BDDK üzerinden müdahale ediyor zaten. Erdoğan'ın onay vermediği hiçbir genel müdür yardımcısı atanmıyor. İş Bankası Yönetim Kurulu'na CHP tarafından atanmış isimler ABD'de master yapmış, hesap uzmanlığı yapmış, devletin en önemli görevlerinde bulunmuş, bağımsız isimlerdir. Bu isimler, AK Parti iktidarı döneminde bürokrat olarak çalıştılar." diye konuştu. 

Pazartesi günü 'ekonomik buhran'dan çıkışa ilişkin bir paket açıklayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Erdoğan yaşanan ekonomik sıkıntıları CHP halka anlatmasın diye gündemi saptırıyor. Pazartesi günü bir basın toplantısı ile buhrandan çıkış çağrısı yapacağım. İçeride ve dışarıda neler yapılması gerektiğini anlatacağım. Biz yine iyiliğimizi yapalım da... CHP, hiç öneride bulunmuyor hep eleştiriyor diyorlar. 2018 Ağustos'ta krizin başlangıcında iktidar bunları yapsın diye 13 maddelik öneri açıklamıştım. Bu da onun gibi öneriler ve yapılması gerekenlerden oluşuyor. Erdoğan, Ekonomik ve Sosyal Konsey'i zaten gözden çıkarmıştı. ESK'yı toplamıyor; bir itiraz gelmesini istemiyor. Erdoğan için en tehlikeli olan budur zaten. Yanlışı söyleyene, farklı bir düşünceyi dile getirene tahammül edemiyor. O da Türkiye'yi uçuruma sürüklüyor. Doğalgaz fiyatları dünyanın her yerinde düşüyor; bizde artıyor. Yapılan anlaşmalarla boru hatlarından bizim aldığımız doğalgaz 100 liraysa Avrupa'nın aldığı 50 TL. Kendi halkını kazıklayan bir yönetim olur mu Allah aşkına?" görüşünü savundu. 

Kılıçdaroğlu açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Saray iktidarı, CHP'li belediyeleri çalıştırmamak için her yola başvuruyor. Ödeneklerden kesinti, soruşturmalar, her yolu deniyor. Bütün engellemelere rağmen bizim belediyelerimiz tarih yazıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar sonuna kadar götürecekler. Belde halklarından belediyelerimize destek her geçen gün artıyor. AK Parti'nin 2002'de belediye gelirlerini artıran acil eylem planları vardı; yasa tasarısı hazırlanmıştı; belediye gelirleri artacaktı. Ancak bu hiç gündeme getirilmedi. Çünkü muhalefet belediyeleri dışında ayrıca kendi belediyelerine kaynak aktarabiliyorlar. Yasa çıkarıp da muhalefete kaynak aktarmazlar. Yalova Belediye Başkanı, rüşveti açıkladı diye açığa alındı. Serik Belediye Başkanı 500 bin TL rüşveti açıkladı. Tek ses yok. Açıklaması Serik Belediyesi'nin internet sitesinde duruyor.

Türkiye bir buhran yaşıyor. 2018'den başlayarak, 2019'da hiçbir önlem alınmadığı için bu buhran yaşandı. Pandemi bunun tuzu biberi oldu. İçeride ise bütün fatura orta direğe kesilmiş durumda. Çadırın orta direği çökerse çadır çöker. Esnaf, çiftçi kan ağlıyor. Beş kişilik bir ailede baba-anne-çocuklar işsiz ve bu ailede hiçkimse birbirinin yüzüne bakamıyor. Tarihin en büyük boşanmaları yaşanıyor. Dolarla ihale alanların, dolarla ücret alanların gelirleri artıyor. Kahveci, simitçi, pastaneci işini kapattı; oturduğu yerde borcu artıyor. Kirasını, giderlerini nasıl ödeyecek? 6 milyon Suriyeliyi beslediniz; 2 milyon esnafı göz ardı ettiniz. İcra daireleri kapalı, açılınca ne olacak? Mücbir sebep diyecekler. Geliri olmayan adam, nasıl ödeyecek borcunu?

En etkili yolun bu olduğuna inanıyorum. Sorunu ortaya koymakla birlikte çözümü de söyleyen tavrımızı sürdüreceğiz. İktidar-Erdoğan, bizim yumuşak tavrımızdan müthiş rahatsız. Kavga etmemizi istiyor; sokağa çıkmamızı istiyor. Bizim tek hedefimiz bu ülkenin demokratik standartlarının yükselmesi. Hiçbir çocuğun yatağa aç gitmemesi. Kavgadan bu millet bıktı. Halkımızın Pandemi sürecinde oturup düşünmesi lazım. Ne oldu da ülke bu hale geldi? Merkez Bankası'nın kefen parasını bile harcadılar. Önyargılarımızdan da arınmamız gerekiyor. Tarafsız, objektif olmamız lazım. Bunu biz yerel seçimde başardık. Türkiye'de bütün vatandaşlarımız şunu gördüler: Bütün engellemelere rağmen, CHP'li belediyeler çalışıyor. İktidar olsaydık çok daha başarılı sonuçlar çıkacaktı. Başarıya ihtiyaç var. Gücü üretimden alacaksınız. Yeni bir hikayeye ihtiyaç var ve onu da biz yazacağız. Bu, tarihin bize yüklediği sorumluluktur.