Gündem

Kılıçdaroğlu'ndan Alaattin Çakıcı'nın tehdit mektubuyla ilgili ilk açıklama: Çakalların olduğu yerde hiç kimse bize bir şey söyleyemez

18 Kasım 2020 11:56

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Alaattin Çakıcı'nın tehdidine ilişkin ilk kez konuştu. Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse unutmasın bizim ruhumuzu oluşturan temel öge Kuva-yi Milliye'dir. Çakalların bulunduğu yerde hiç kimse ama hiç kimse bize bir şey söyleyemez" dedi.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da Kılıçdaroğlu'na yönelik tehdide, "Sayın Genel Başkanı yöneltilen tehditler ise kesinlikle iktidarın bu konuya cevap vermesi gereken bir husustur. Burada hukuk kuralları işler, ana muhalefet partisi lideri hiç kimse tarafından tehdit edilemez. Sadece o değil hiçbir siyasi lider. Sayın Genel Başkanın tepki vermesine gerek olmaksızın başta cumhurbaşkanı olmak üzere bu ülkenin yönetiminden biz sorumluyuz, kimse hele hele bir siyasi parti lideri tehdit edilemez diyebilmesi lazım. Bu denemediği için bugün problem var. Reformlardan bahsedildiği günlerde eğer bir siyasi  parti lideri açıkça tehdit ediliyorsa, her türlü nezaketsizliğe muhatap kılınıyorsa, öbür tarafta görüşülebilecek olanlar, görüşülemeyecek olanlar diye ayrıştırılırsa bunun sorumlusu iktidar olur" diyerek tepki gösterdi.

CHP lideri ayrıca dört partinin bir araya gelerek anayasa taslağı hazırladığı iddiasına sert bir dille tepki gösterdi. "Millet İttifakı olarak bir araya geldik, ilkeleri belirledik. Anayasa çalışması yaptınız mı? Yapmadık arkadaşlar yapsaydık elimizde bir metin olurdu değil mi?" diyen Kılıçdaroğlu, "Bu neden bu kadar tartışılıyor? Bütün bunları bir tarafa yatarak demokrasinin önünü tıkamak için baskı rejimini yasallaştırmak için her şeyi yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkeye güçlü bir parlamenter sistem getirmeye bu ülkenin insanı kararlı" ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

Kılıçdaroğlu, dünkü grup toplantısında, AKP'nin "hukuk reformu" sözlerine ilişkin konuşurken, "Mafya liderlerini uyuşturucu kaçakçılarını serbest bırakıp düşüncü suçlularını hapsetmekten vazgeçecek misiniz? Düşünce özgürlüğünü savunacağız derseniz ben inanırım ki bunlar hukukta bir reform yapacaklar. Hakkında hüküm olmadığı halde 3.5 yıl bir insanı hapiste tutacaksın. Sen bunu yarın sabah tahliye ettirecek misin?" dedi. 

Kamuoyunda "Af yasası" olarak bilinen Ceza İnfaz düzenlemesiyle cezaevinden tahliye olan mafya lideri Alaattin Çakıcı, grup toplantısında AKP'nin "hukuk reformu" sözlerini eleştiren CHP lideri Kılıçdaroğlu'na tehdit ve hakaret içerikli bir mesaj gönderdi. Kılıçdaroğlu’na ‘ulan dürzü’ diyen Çakıcı, "Köpeklik yaptığın vatan hainleri ile Bahçeli'yi bir potaya koyarsan hayatının en büyük hatasını yaparsın, ben yaşarken ölçündeki söylemlerinin dışına çıkarsan seni bakla kazığı ile tanıştırırım. Bak Kemal Kılıçdaroğlu, sana akıllı ol diyorum” ifadelerini kullandı. 

Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu'ndan ortak basın toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, bugün bir araya geldi. İki lider toplantı sonrasında kameraların karşısına geçerek ortak basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu toplantıya ilişkin, "Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili yaptıkları çalışmayı bana ve arkadaşlarıma aktardılar. Son derece güzel ve verimli bir toplantı geçti" değerlendirmesinde bulunurken; Davutoğlu, "Hem iadeyi ziyaret hem de 9 Kasım'da yetkin bir heyet tarafından hazırlanan güçlendirilmiş parlamenter sistem önerimizi paylaşmak üzere randevu talep etmiştik. Son yaşadığımız gelişmeler meselelerin kişilerle değil, sistemle ilgili bir problemle karşı karşıya kaldığımızı ortaya koymuştur. İktidar başta olmak üzere gerçekleş yüzleşmek zorundayız. Türkiye'nin yenin bir anayasaya, güçlendirilmiş parlamenter sisteme ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.

Sözlerinin devamında eleştirilerde bulunan Davutoğlu, "Geçmişte 1924 anaysasının çoğunlukçu modeli, 1961'in vesayet modeli, 1982 anayasasının vesayeti artıran melez modeliyle Türkiye'nin bir yere gidemeyeceği aşikardır. Ama bu problemleri aşmak iddiasıyla getirilen Cumhurbaşkanlığı sistemi iki buçuk yıllık uygulamasıyla kurumların kurumsal akıllarını tahrip etmiştir. Nepotizmi yaygınlaştırmış, kişiselleşmiş bir iktidar anlayışını Türkiye'de hakim kılmıştır bunun da sonuçlarını gördük" diye konuştu.

Soru-Cevap

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"(Alaattin Çakıcı'nın tehdidine yanıt) Nasıl bir değerlendirme yapayım. Ben Erdoğan'ı eleştiriyorum Bahçeli cevap veriyor. Bahçeli'yi eleştiriyorum yer altı dünyasının bir lideri cevap veriyor. Şu Türkiye'nin geldiği hale bakın Allah aşkına! Nasıl bir hale geldik. Hukukun olmadığı yerde, devlette liyakatin çöktüğü, yargının olmadığı yerde bir süre sonra devlet organize suç örgütü haline dönüşebilir. Bunu iki-üç hafta önce ifade etmiştir. Bana yanıt verecek olan Bahçeli'dir veya onun arkadaşlarıdır. Aralarındaki ilişki ne onu bilmiyoruz. Ama ciddiye alınacak bir olay değil. Hiç kimse unutmasın bizim ruhumuzu oluşturan temel öge Kuva-i Milliyedir. Çakalların bulunduğu yerde hiç kimse ama hiç kimse bize bir şey söyleyemez."

"(Dört partinin bir araya gelerek anayasa taslağı hazırladığı iddiası) Az önce sayın genel başkan arkadaşlarıyla beraber güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili yaptığı çalışmayı bütün siyasi partilere vereceğini söyledi. Bu ülkenin yeni bir anayasa ihtiyacı var mı, var. Bütün bunları neyle sağlayacağız? Omurgası güçlü bir anayasa ile. Onunla yaptınız, Ali'yle yaptınız, Veli'yle yaptınız. Allah aşkına bu tartışmaların sebebi ne? O konuşmada söylüyorum, Millet İttifakı olarak bir araya geldik, ilkeleri belirledik. Anayasa çalışması yaptınız mı? Yapmadık arkadaşlar, yapılamayan bir anayasa çalışması. Öyle bir şey olsa elimizde bir metin olurdu değil mi? Bu neden bu kadar tartışılıyor? Anlamıyorum. Farz edelim ki Anayasa çalışmaları parlamentoda oldu mu, oldu, uzlaşma komisyonu var mıydı, vardı, her partiden eşit milletvekili katılıyor muydu, katılıyordu. Orada HDP, MHP, Ak Parti var mıydı, yok muydu? Bütün bunları bir tarafa yatarak demokrasinin önünü tıkamak için baskı rejimini yasallaştırmak için her şeyi yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkeye güçlü bir parlamenter sistem getirmeye bu ülkenin insanı kararlı. Her kesimin görüşünü almak zorundasınız. Anayasa değişikliği bu ülkede toplumsal uzlaşmayla olur. Birilerinin ön görüsüyle yapılmaz, bu şekilde yapılan anayasaların tamamı Türkiye’nin geriye gitmesine neden olmuştur. Bir toplumsal uzlaşmadan söz ediyoruz, toplumsal ayrışmayı nasıl güçlendiririz çalışması. Bir toplumsal uzlaşmayla bu ülkede güçlü parlamenter sistemi kuracağız. Nokta."

"(Kıbrıs’a davet edilmediği iddiası) Davet edildim Sayın Cumhurbaşkanı, daveti yanlış hatırlamıyorsam bir gün önce elime geçti."

Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"En temel meselemiz psikolojilerin yönetimi. Türkiye'de öyle bir psikolojik ortam var ki. Bir grup başka bir partiyle bir araya gelirse bu toplumsal uzlaşı oluyor. Ama başka bir parti aynı şeyi yaptığında ihanet oluyor. Bu ihanet süreciyle, karşılıklı kutuplaşma yaklaşımlarıyla Türkiye'de siyasal sistem problemini aşmak mümkün değil. Hepimizin oturup konuşması lazım. Kimseyi dışlamadan bunların konuşulabilmesi gerekir. 

Sayın Genel Başkanı yöneltilen tehditler ise kesinlikle iktidarın bu konuya cevap vermesi gereken bir husustur. Burada hukuk kuralları işler, ana muhalefet partisi lideri hiç kimse tarafından tehdit edilemez. Sadece o değil hiçbir siyasi lider. Sayın Genel Başkanın tepki vermesine gerek olmaksızın başta cumhurbaşkanı olmak üzere bu ülkenin yönetiminden biz sorumluyuz, kimse hele hele bir siyasi parti lideri tehdit edilemez diyebilmesi lazım. Bu denemediği için bugün problem var. Reformlardan bahsedildiği günlerde eğer bir siyasi  parti lideri açıkça tehdit ediliyorsa, her türlü nezaketsizliğe muhatap kılınıyorsa, öbür tarafta görüşülebilecek olanlar, görüşülemeyecek olanlar diye ayrıştırılırsa bunun sorumlusu iktidar olur."

"partimizin yaptığı güçlendirilmiş parlamenter sistemi bütün partilerle paylaşırken Sayın Erdoğan ile paylaşım gösterme sebebim ilkesel bir meseledir ama bu aynı zamanda herkes için bir sınavdır. İstediği bir reform önerisi var, çağırırlar konuşuruz. Ama makbul olanlarla konuşuruz, bizimle ileride siyasi ortaklık kuracaklarla konuşuruz, bizi eleştirmeyeceklerle konuşuruz, şunlarla da konuşmayız dediğiniz anca siyasi ortamı zehirlersiniz. İnsanlar karşı kutuplaşmalar içine gelir. Ben de merakla bekliyorum Erdoğan ve Bahçeli'nin cevabını. Hem de bugünlerde demokrasiden, özgürlük-demokrasi dengesinden bahsedilen bu günlerde. Dün Erdoğan'ı dinlerken tebessüm ettim. Bakalım bu dedikleri uygulanabilecek mi? Üç yıl medya ambargosuna muhatap kılındık. O zaman hukuku , demokrasiyi, fikir özgürlüğünü hatırlamayanlar bakalım bunu bugün gerçekten dediklerini yapacaklar mı. Benimiçin ilk sınav demokratik parlamenter sistem önerimiz konusunda Sayın Erdoğan ile oturup konuşmaktır. Çok talepkâr olduğumdan değil, ama Türkiye'de siyasal ortam gelişecekse önce konuşmayı öğreneceğiz."

"Sorgulanamayan, kim ne aldı ne verdi bir koalisyon var Türkiye'de"

"(Güçlendirilmiş parlamenter sistem) Biz güçlendirilmiş derken şöyle bir algı kamuoyuna yansıtıldı; özellikle referandum esnasında ve sonrasında: Geçmiş parlamenter sitem siyasal iktidarsızlığa sebebiyet veriyordu. Koalisyonlara sebebiyet veriyordu. Biz öyle bir sistem getireceğiz ki Türkiye'de istikrarsızlık, koalisyon olmayacak. Ama iki buçuk senelik uygulama gösterdi ki bugün CHS en küçük siyasi partileri bile Türkiye'yi biz yönetiyoruz' diyebilecek konuma getirmiştir. Küçük ortağa söylemiyorum, en minik ortaktan bahsediyorum. Televizyon televizyon dolaşıp Türkiye'yi aslında Sayın Erdoğan ve AK Parti değil biz yönetiyoruz diyebiliyorsa demek ki görünmeyen koalisyonlara sebebiyet verildi. Sorgulanamayan, kim ne aldı ne verdi bir koalisyon var Türkiye'de.

"AK Parti içinde belli kutuplaşmalar var. İtişip kakışmalar, omuz atmalar var"

AK Parti içinde belli kutuplaşmalar var. İtişip kakışmalar, omuz atmalar var. Devlet böyle yönetilmez. O zaman bunu kişiselleştirmeden alternatifi söylemek gerekiyor. Alternatif  nedir? En büyük mağduriyetini yaşamış bir başbakan olarak alternatifi bundan önceki çarpık parlamenter sistem değildir. Gerçekten o parlamenter sistem yetki- sorgu dengelerini bozmuş, yargıyı yürütmenin emrine vermiş çarpık bir yapıydı. Bu gelen de çarpık bir başkanlık sistemi. Bizim sistemimiz hür, tutarlı, temsil ve istikrarı sağlayan bir parlamenter sistemdir."

"Türkiye'de herkesle görüşürüm. Bugün hepimizin partilerimizin kimliklerini aşarak bir araya gelme günü."