17 Kasım 2020 13:36
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "ekonomide ve yargıda reform" çağrısına gönderme yaptı. KHK ile kamu görevinden ihraç edilenlerden cezaevindeki gazetecilere; Anayasa Mahkemesi’ni tanımayan hâkimlerden HDP’li belediye başkanlarının yerine kayyım atanmasına kadar pek çok konuyu hatırlatarak Erdoğan'a 14 soru yönelten Kılıçdaroğlu, "kurdun kuzuya adil davranacağına inanırım da bunların adalet getireceğin inanmam" dedi.
Ekonomiye ilişkin de eleştirilerde bulunan CHP lideri, Erdoğan'ın, "Yaşadığımız kritik dönemin ruhuna uygun şekilde, gerekiyorsa devlet ve millet olarak fedakarlık yapmaktan, acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız" sözünü hatırlatarak, "Ekonominin pik yaptığını söyleyenler şimdi 'acı reçete' diyor. 18 yılda ne istediysen yaptın. Peki 18 yılın sonuna milletin önüne acı reçeteyi hangi gerekçeyle koyuyorsun?" diye sordu. Kılıçdaroğlu sözlerinin devamında iktidara, "Eğer ekonomide veya hukukta bir sorunu çözecekseniz ve o çözüm milletin hayrına olacaksa CHP olarak biz Meclis'te elimizi kaldıracağız ve evet diyeceğiz, engellemeyeceğiz. Fakat ısrarla sadece söylemde kalan sözler var, gerçeğe dönüşmüyor" diye konuştu.
'Ya Kanal Ya İstanbul', 'Kanal İstanbul’a Kimin İhtiyacı Var' afişleri nedeniyle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma başlatılmasına değinen Kıılçdaroğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:
"CHP'li belediyelerin belde halkına hizmet vermesini engellemeyeceksiniz. Belde başkanı seçimle geldi, genelge çıkarıyorsun efendim vay sen Kanal İstanbul'a karşı çıktın. Bu İstanbul halkının çıkarlarını savunmak zorundadır. Öncelik varsa İstanbul'daki bütün konutların depreme dayanıklı hale gelmesi lazım. Talimat veriyorlar, afişleri kaldıracaksın. Niye kaldırayım? Ya Kanal Ya İstanbul... Efendim Kanal İstanbul devlet politikasıymış. Peki bununla ilgili yasa çıktı mı? Hayır. Niye devlet politikası? Çünkü bir kişinin kararı devlet kararı sayılıyor. Yok kardeşim. Onu yemezler. Başkaları yer, bekçilik yapanlar yer, CHP yemez kardeşim."
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanla şöyle:
"(Kılıçdaroğlu iktidara seslendi) Ekonomide veya hukukta reform yapacaksan nasıl yapacağını anlatacağız. Milletvekillerimizin hazırladığı KOBİ raporlarını özetledim. Çözümleri de ifade edeceğiz. Neden çünkü iktidar konuşamıyor. Görev bize düşüyor. Arkadaşlarımız 81 ile gitti. Herkesle konuşuldu. Şimdi arkadaşlarımızı görevin ikinci etabı bekliyor. Yine 81 ile gideceğiz bu kez sadece ve sadece çözümlerimizi anlatacağız. Kısa vadede, orta vadede ve uzun vadede nelerin yapılması gerekir tek tek belirledik."
"Ekonomide ve hukukta bir sorunu çözecekseniz CHP olarak biz TBMM’de elimizi kaldıracağız, ısrarla ve ısrarla sadece söylemde kalan sözler var."
"Daha 15 gün önce ekonomi pik yapıyor diyenler 15 gün sonra millete acı reçeteyi vereceğiz diyenler bunlar değil mi? Ekonomi pik yapıyor lafı bazıları için doğru. Dolarla ihale alanlar için ekonomi pik yapıyor. Dolarla devlete borç verenler için de ekonomi pik yapmış vaziyette. Buradan AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim. Yerli ve milli olanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından dolarla borçlanma konusunda hazine tahvili çıkarırlar mı? Sen kendi vatandaşından kendi parada güvenmiyorsun, kendi vatandaşına bana dolar üzerinden borç ver diyorsun. Sarayın bekçiliğini yapan için de bu sözüm geçerli. Yandaşlar ve tefeciler için ekonomi pik yaptı. Servete servet katıyorlar. Peki esnaf, emekli, işçi, dul için, yetim için ekonomi pik mi yaptı? Hayır, pik değil dip yaptı."
"10 milyon 287 bin işsizimiz var. Cumhuriyet tarihinde işsizlik rekorunu kırdık. İşsizlik sigortasından para alanlar 225 bin kişi. Bankalardaki mevduat 56.7'si dolar mevduatı. Vatandaşın parası var haklı olarak dolar olarak tutmam lazım diyor. Çağrı yapıyorlar, 'efendim Türk lirası kullanın.' Anket yapıyorlar 100 bin Türk Liranız olsa döviz olarak mı Türk Lirası mı olarak tutarsınız diye soruyorlar. 55.9 döviz demiş. Döviz olarak tutarım diyenlerin AK Pati seçmeninin yüzde 32'si, MHP seçmeninin de yüzde 41'i dolar olarak tutarım demiş."
"2014-2019 yılları arasında kur farkı olarak ödenen para 61 katrilyon lira. Kime 5 kişiye? 83 milyon insan 5 kişiye çalışıyor. Bunlar için ekonomi pik yapmıyor. Bu parayla 14 tane Avrasya Tüneli yapmak mümkün. 12 tane Osmangazi Köprüsü yapmak mümkün. Veya 8 tane Çanakkale Köprüsü yapmak mümkün. Bütün esnafa faizsiz kredi vermek mümkündü. Öğrencilerin kredileri silinebilirdi. Bunlar yapılmadı. 5 kişiye devletin nasıl peşkeş çekildiğini görüyoruz. Ve onun bekçiliğini yapanı da bütün Türkiye tanıyor. Böyle olunca çiftçi haklı olan parayı alamıyor. Tarım kanunu çıkarılmış. 'Bütçeden ayrılacak kaynak gayrisafi milli hasılanın yüzde 1'inden az olamaz' Bugüne kadar hiç uygulanmadı. 2020 bütçesinde çiftçiye verilen paranın önemli bir kısmı 2021 bütçesinde kesiliyor."
"Senin mercimeğini değil de mercimek üretmeyen ülkeden mercimek ithal ediliyor ve sen ses çıkarmıyorsan açlığı ve yoksulluğu hak ediyorsun kardeşim: Ben senin, Türkiye'nin alın terinin, emeğin hakkını savunuyorum Sen Sarayda yaşayanları savunuyorsan ahlaki bir sorunumuz var demektir. Herkesin bu bağlanma iyi düşünmesi lazım. Bütün çiftçilerin oylarını AK Parti çantada keklik olarak görüyor. "
"Uşak bizim en güzel illerimizden biri. Deri sanayide gelişmiş. 260 farklı işletme var. Bu işletmelerde çalışan 3 bin civarında da işçi var. Türkiye'de hayvan derisinin yüzde 65'iUşak'ta işleniyor. Bu insanlar ülkeye döviz getiriyorlar. Bu dönemde en büyük ihtiyaç duyduğumuz şey döviz. Para yok. Merkez Bankası'nın kasası tamtakır. İhracat yapma diyorlar. İtirazlardan sonra yüzde 20 vergi alıyorlar. Kaldırın kardeşim ya dövize ihtiyacımız var. Neden sanayiciyi cezalandırıyorsun? Neden? Yine birilerine mi peşkeş çekeceksiniz deri sektörünü? Bu verginin sıfırlanması lazım."
"18 yılın sonuna ne oldu da milletin önüne acı reçeteyi koyuyorsun? Ne istediysen yaptın. Peki 18 yılın sonuna milletin önüne acı reçeteyi hangi gerekçeyle koyuyorsun? Bunun vatandaş tarafından sorgulanması lazım. Vatandaşın önüne acı reçete koyarız diyor hâlâ sarayda israf yapmaya devam ediyor. Örnek vereceğim; Kıbrıs'a gittiler. Gitmeliler mi evet gitmeliler. Yavru vatan bağımsızlık için mücadele ediyor. Onların cumhuriyet bayramında bu ülkenin cumhurbaşkanının gitmesi güzel bir şey. Biz oraya piknik yapmaya gideceğiz dediler. Devletin itibarına bakar mısınız? Onlar cumhuriyet bayramını kutluyor, onlar piknik yapmaya gidiyorlar. Nasıl gidiyorlar? Bir uçak Erdoğan için. Bir başka uçak Bahçeli için. Bir başka uçak bakanlar ve heyetler için. Mevlüt Çavuşoğlu için ayrı bir uçak. İki uçak da korumalar. Hani bizde bir söz var ya; ayranı yok içmeye diye. Vallahi, de ayranı yok! Bu ülkede konteynerlerden beslenen milyonlar hiç aklınıza gelmiyor mu? Sizce vicdan, ahlak, adalet duygusu, ekonomi anlayışı var mı? Nedir bu savurganlık ya. Gittiler oraya Rauf Denktaş'ın mezarını ziyaret etmediler. Sen oraya gidip piknik yapıyorsan unutma onu sana sağlayan kişinin adı Bülent Ecevit'tir. "
"Bakın faizlerde artış yapacaklar, vergide artış yapacaklar, kamunun verdiği hizmetlerde artış yapacaklar, memur ve emekli aylıklardaki artışı düşürecekler. Bu görevi de TÜİK'e verdiler. Dünya sefalet endeksi diye bir endeks var. Bütün dünyada geçerli. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ilgili bir çalışma yapılmış. Türkiye sefalet endeksinde 4. sırada. Bu dediğim 2019. 2020 belki çok daha ağır! Ekonomide reform yapacaksan milletin önüne çıkıp ben devlette israfa son veriyoruz. devlete bir uçak çıkar diğerlerini satacağım. Yapar mı, yapmaz. Doğalgaz alımını da ihale dışına çıkardı. Akıl mantık nerede? Merkez Bankası'na dokunmayacaksın. Liyakatli atama yapacaksın. Dünya sana saygı duyacak. Ekonomi ve sosyal konseyi toplayacağım diyeceksin. 'Ekonomide reform yapacağız' demek tefecilere selam göndermek demek, zamları yapacağız millet önceden hazırlıklı olsun demek. Londra'daki tefecilerin önünde diz çöktüler."
"Hukuk reformu; hep dedik devletin temeli adalettir diye. Dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez. KHK'larla binlerce kişi bir gecede işinden oldu. Sivil ölüme mahkûm edildiler. Pazarcılık yapmak istediler, ona bile müsaade etmediler. Ve çıktılar ağaç kökü yesinler dediler. Burada adalet var mı! Paşalar topluca yargılandılar. O zaman idam yoktu yoksa tamamı idam edilirdi. Sonra hepsi bir yanlışlık yapıldı denerek çıkarıldı. Şu devlet anlayışına bakar mısınız. Rüşvet alandan büyükelçi yaptılar. Yetmedi, bütün bunlara rağmen Erdoğan çıktı 'ekonomi ve hukukta yeni reform dönemi başlatıyoruz' dedi. Ders aldılarsa eyvallah. Düzeltmek için herhangi bir şekilde parlamentoya yasa getiriyorlarsa destek vereceğiz. Biz adaleti savunuyoruz. Soru şu: Erdoğan bu sözünde ne kadar samimi? Hukukta reform yapma konusunda Erdoğan ne kadar samimi? Adaletin dibe vurduğunu, adalet kurumuna güven kalmadığını o da görüyor. Hâkimlerin, savcıların belli odaklardan talimat almadan karar vermediklerini o da, biz de biliyoruz. Adalet bakanı konuşsun, 'Bırakın adalet yerini bulsun gerekirse kıyamet kopsun' Günaydın beyefendi. E bu konuda adım atacak kim? Sizsiniz kardeşim. Gereğini yaptınız mı? Şu ana kadar tık yok. Bundan sonra yapacağız diyorlar. İşin ilginci şu; 18 yıldır bu ülkeyi yönetenler adaletsizlik var ve biz çözeceğiz diyor. Adaleti perişan edeceksin 18 yıl sonra bir hukuk reformu yapmaya ihtiyaç var diyeceksin. İnsanın biraz yüzü kızarır değil mi!"
İyi niyetle adalette reform yapacaksanız, adalete toplumun saygı duymasını sağlayacaksanız, adalet kurumu sadece adalet yapacaksa bir şeyler yapmak lazım Sayayım:
1- Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayarak devlet krizine neden olan yargıçları ne yapacaksınız? Bırakın hukuk fakültelerini ilkokul mezunu bir kişi dahi AYM kararlarının uygulanması gerektiğini bilir. Ama bu hâkimler uymadı ne yapacaksınız?
2- Ceza işleri genel müdürlüğü hakim ve savcıların eğitimi dolayısıyla bir broşür hazırlamış 'tahliye konusunda hakimler savcılar kurulu ile mutlaka istişarede bulunulduktan sonra irade oluşacak.' Birisini tahliye edeceksen önce bana soracaksın' talimatını veren hakimler ve savcılar kurulu üyelerini ne yapacaksın?
3- Binlerce KHK mağduru var. Hemen yarın sabah samimiysen, bu insanları derhal kamudaki görevlerine iade edeceksin.
4- Mafya liderlerini uyuşturucu kaçakçılarını serbest bırakıp düşüncü suçlularını hapsetmekten vazgeçecek misinizi? Ben düşünce özgürlüğünü savunacağız diyorsan ben inanırım ki bunlar hukukta bir reform yapacaklar. Hakkında hüküm olamadığı halde 3.5 yıl bir insanı hapiste tutacaksın. Sen bunu yarın sabah tahliye ettirecek misin?
5- Adaletin olmazsa olmazı barolardır. Baroları parçalamaktan vazgeçecek misiniz?
6- Basın özgürlüğü konusunda BİK tehdit unsuru. Beğenmediği haberler dolayısıyla sana paran vermeyeceğim, sana ilan göndermeyeceğim diyor. Ne zamandan beri doğru haberler ceza konusu olmaya başladı?
7- Açıkça hem anaysa hem hukuka aykırı bir uygulama daha var. Şu kürsüden yaptığımız konuşmaları suç sayıp hakkımızda fezleke düzenleyen savcılar var. Muhbir milletvekilleri bu kürsülerden yaptığımız konuşmaları şikâyet ediyorlar.
Buradan Bahçeli'ye bazı sözlerim var. Çok sık eleştiriyor CHP'yi. Ona o görev verilmiş çünkü. Demokrasi varsa bu ülkede bütün siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez bir unsurudur. Farklılıklarımız var ama birbirimize saygı göstermeliyiz. Biz bütün partilerle görüşen tek partiyiz. HDP 'ye kızıyorlar. Kızabilirsin. Hiçbir itirazımız yok. Ama bir suç unsuru olarak görüyorlar. E kardeşim HDP'li başkanvekili meclisi yönetiyor. Sen de MHP milletvekili olarak el kaldırıp ondan söz ediyorsun. Efendim HDP meclisi yönetemez. E yönetiyor. Yönettiği zaman Meclis'e gelme sen. Bir şey söylüyorsanız bir mantık bütünlüğü olmalı. Mantık bütünlüğü yoksa söyledikleriniz havada kalır. Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyorlar. Tank-palet fabrikası. Avrupa'nın en büyük fabrikası. Beş kuruş almadan, bir cent dahi almadan fabrikamızı Katar ordusuna peşkeş çekenler asal milliyetçi olamazlar.
9- Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse seçimle gelenin yerine mahkeme kararı olmaksızın onun yerine bir devlet memurunu atayamazsın kardeşim! Hukukta reform yapıyorsan gerçek anlamda reform yapacaksın.
10-YSK kararıyla seçimlere katılma hakkı olanları tutuklayıp hapse atamazsın. YSK seçime girebilirsin diyorsa çıkıp meydanda propaganda yapmam lazım. Ortada bir mahkeme kararı yok, hayır sen hapiste kalacaksın kardeşim. Demokrasimi bu!
11- CHP'li belediyelerim belde halkına hizmet vermesini engellemeyeceksin.
(Kanal İstanbul tepkisi) Sen yatırım yapacaksan bak Çankırı, Yozgat duruyor orada. Kayseri, Sivas, Denizli duruyor. Git yatırım yapacaksan yap. Milyonlarca kişi işsiz. Neden bunu yapıyorsun. Efendim Kanal İstanbul devlet politikasıymış. Peki bununla ilgili yasa çıktı mı? Hayır. Niye devlet politikası? Çünkü bir kişinin kararı devlet kararı sayılıyor. Yok kardeşim. Onu yemezler. Başkaları yer, bekçilik yapanlar yer, CHP yemez kardeşim. Neymiş belediye başkanları konuşmayacakmış. Konuşur kardeşim! CHP’li belediye başkanları beldenin çıkarları söz konusu olduğunda konuşmak zorundadırlar. Eğer hukukta reform yapacaksan bunları düzelt.
12- Burada yaptığımız konuşmaları broşür haline getiriyoruz, kaldırıldı. Bunu hangi kanuna göre yaptın?
13- Bazı hâkimler var ki bunlar iradesiz seyyar hâkimler. Bu seyyar hâkimlerle ilgili ne yapacaksınız?
14- Adli yıl açılış törenini sarayda değil de bağımsız bir yerde yapılmasını sağlayacak mısınız?
Bunları yaparsanız ben anlarım ki bunlar hukukta gerçekten reform yapacaklar. Ve biz ister kanun getirin ister uygulamayla yapın alkışlarız. Çünkü bizim demokrasiye aşığız. Ha samimi inancımı söyleyeyim; kurdun kuzuya adil davranacağına inanırım da bunların adalet getireceğin inanmam. Kurt kuzuya adil davranır inanırım ama bunların adalet getireceğine inanmam. Adil bir Türkiye'de görüşmek dileğiyle.
© Tüm hakları saklıdır.