Gündem

Kılıçdaroğlu: Kıbrıs Büyükelçisi'nin görevden alınması tam bir skandal

Kılıçdaroğlu, İstanbul'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

11 Şubat 2011 02:00

T24 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliğindeki görev değişimine ilişkin, “Tam bir skandal. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ülkeye Büyükelçi atayacaksınız, 6 ay sonra görevden alacaksınız. Böyle bir örnek var mı?” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, İstanbul'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin “Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Kaya Türkmen'in görevden alınmasına” ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Tam bir skandal. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ülkeye Büyükelçi atayacaksınız 6 ay sonra görevden alacaksınız. Böyle bir örnek var mı?” diye sordu.

Bir başka gazetecinin “Dışişleri Bakanlığının 'görevden alma değil' açıklaması var” şeklindeki hatırlatması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bir kişinin görevden alınması ne demektir? Yerine bir atama yaptığınız zaman ne yapıyorsunuz onu. Merkeze alıyorsunuz demektir. Dışişleri Bakanlığı bunu bilmiyor mu? Ama o da Hükümete yaranmak için 'Hayır. Biz görevden almadık...' Görevden almadıysanız 6 ay içinde ne oldu da bir büyükelçiyi değiştiriyorsunuz? Acaba Dışişleri Bakanlığı sözcüleri, hele Sayın Davutoğlu çıkıp şöyle bir açıklama yapsın 'Efendim, bunun örneği Dışişleri Bakanlığı tarihinde çok. Biz, bir yere büyükelçi atarız 6 ay değil, 3 ay sonra da görevden alırız.' Böyle bir örnek var mı? Örnek yok. Tam bir skandal.”

Mevcut iktidarın Türkiye'yi yönetemediğini savunan Kılıçdaroğlu, “Sürekli kaos. Sürekli sorun yaratan bir iktidar. Ekonomide böyle, maliyede böyle, bütçede böyle, dış politikada böyle. Çıkıp, sokaktaki yurttaşa sorun. Hayatın ne kadar kötü yönetildiğini o yurttaş kendi hayatından hissediyor zaten. Böyle bir hükümet olamaz” diye konuştu.


Yargıtay ve Danıitay'da yeni daireler kurulması

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Yargıtay ve Danıştayda daire sayısının artırılmasını öngören yasayla ilgili dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e çağrıda bulunduğunu hatırlatarak, “Acaba Cumhurbaşkanı'ndan bir randevu talebinde bulunup görüşmeyi düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine, şöyle konuştu:

“Talebim açıktı. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı'nın yasanın parlamentodan geçiş sürecini dikkatle izlediğini umuyorum. Çünkü bu tasarı parlamentoya gönderilirken Yargıtay, Danıştay, barolar gibi kuruluşların görüşlerinin alınmadığı, bazı sivil toplum kuruluşlarının Adalet Komisyonu'nda dinlenmediğini biliyoruz. Her şeyden önce tasarının hazırlanış şekli Başbakanlığın 'Yasalar nasıl hazırlanır' yönetmeliğine aykırı. Eğer bu kadar ciddi bir tasarı, parlamentoda sağlıklı bir tartışma ortamı bulmadan, yangından mal kaçırır gibi yasalaştırılıyorsa Sayın Cumhurbaşkanının bunun üzerinde durması lazım. En azından ilgili tarafların görüşlerini alması lazım. Ben kendisine samimi bir çağrıda bulundum. Çünkü toplumun önemli bir kesiminin tedirginlik duyduğunu biliyoruz. Yargı üzerinde oyun oynamak, hele yargıyı siyasalaştırmanın demokrasimizin geleceği açısından ciddi bir tehlike oluşturacağını umuyorum, Sayın Cumhurbaşkanı da çok iyi biliyordur. O nedenle kendisine böyle bir çağrıyı samimiyetle ve iyi niyetle yaptım.”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasayı onaylaması halinde Anayasa Mahkemesine başvurup vurmayacakları yönündeki bir soruya ise Kılıçdaroğlu, “Elbette arkadaşlar. Hukukçu arkadaşlarımız değerlendirecekler. Anayasaya aykırılığı varsa Anayasa Mahkemesine götürür. Bu bizim en doğal hakkımız zaten. Olması gereken yapılması gereken de budur. Ama Anayasaya aykırılık yoksa zaten bir sorun yoktur. Bunu değerlendirecek olanlar hukukçulardır” dedi.

Konuya tümüyle siyasi pencereden bakmadıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü olay, günlük siyasetin ötesinde Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bir sorundur. Eğer, Anayasada yargı bağımsızlığı ihlal edilmişse, yargıya hiçbir makam, hiçbir otorite talimat veremiyorsa ki talimat verenler var. Talimat verenler AKP milletvekilleri, talimat verenler AKP'nin Adalet Bakanlığı, bakanları. Yine AKP'nin bakanları arıyorlar, yargıyı arıyorlar, savcıları arıyorlar, yargıçlara yazı yazıyorlar. Bütün bunların hepsi ortadayken böyle bir düzenlemenin yapılması gelecekte Türkiye'nin çok daha ağır riskler üstleneceği bir yapının oluşmasına yol açacaktır. Bu tehlikeyi de herhalde biz görüyorsak, biliyorsak Anayasa Mahkemesine taşıyacağız.”


Günşe'in söylediği iddia edilen sözler

Bir gazetecinin, “CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş'in, partisinin İzmit İlçe Teşkilatında sarf ettiği iddia edilen sözlerle ilgili kendisine uyarı yapıldığının konuşulduğunu' belirtmesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Hayır efendim. Ne uyarısı yapmışım Güneş'e?” diye sordu.

İddia edilen açıklamanın Güneş'e ait olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Güneş'in, açıklamayı yaptığını öne süren kişileri mahkemeye verdiğini söyledi.

“Olmayan bir şey konusunda kıyamet koparıldığını” dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“AKP'li milletvekilleri oturup basın toplantısı yaptılar olmayan bir demeç, yalan bir demeç yüzünden. Ama aynı AKP'li milletvekilleri Rize Belediye Başkanı 'Bizim ikinci eşlerimiz Kürt olsun' dediği zaman sus pus edip durdular. İnsan biraz utanır. İnsanda biraz ahlak olur. Ona tepki vermeyen bir milletvekili, kalkacak yalan haber üzerine tepki verecek. Onun üzerinden siyaset yapacak. Önce eğer siyaset yapıyorlarsa, ahlaklı düşünüyorlarsa Rizeli Belediye Başkanının söylediği laflar konusunda Sayın Başbakanın özür dilemesini beklemek, ilgili belediye başkanının özür dilemesini beklemek... Bunlar yapıldı mı? Yapılmadı. Ama olmayan laf yüzünden kıyametler koparılıyor.”

Medyanın bu konuda tarafsızlığını yitirdiğini öne süren Kılıçdaroğlu, “AKP medyasını biliyoruz. Her yerde her zaman dile getireceğim ve bunun örneklerini bundan sonra daha fazla vereceğim” dedi.

Bir gazetecinin CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un “Kimse beni sözlerimden geri adım attıramaz” sözlerini hatırlatması üzerine Kılıçdaroğlu, “O defteri kapattık. O konuları yeniden açmanın hiçbir gereği yok” dedi.

Kılıçdaroğlu, Batum'un sözlerinin “uyarıya rağmen cevap gibi algılandığının” belirtilmesi üzerine ise “Hayır, hayır. Herhangi bir yanıt yok” ifadesini kullandı.

Bir başka soru üzerine Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'a, istifa etmesi yönünde herhangi bir görüş bildirmediğini söyledi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in izniyle CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun Diyarbakır'da yargılanmasına başlandığının anımsatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Olabilir arkadaşlar. Yargıdan kim korktu ki biz korkacağız? Varsa birşey gider, aklanırız. Biz, dokunulmazlığın kaldırılmasını isteyen bir siyasal partiyiz. Şikayet olabilir, asılsız ihbarlar olabilir, haklı gerekçeler olabilir. Herkesin gidip yargıda aklanmasını isteriz” değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından İstanbul'a hareket etti.