T24 - CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümü ile ilgili sağlıklı ve tutarlı adımlar atılıyorsa hiç kimsenin ‘Adım atmayın’ demeyeceğini söyledi, CHP’nin yeni Kürt raporunu anlattı...
KILIÇDAROĞLU: DEMOKRASİNİN ÖNÜNÜ AÇAN PARTİ OLACAĞIZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin Kürt sorunun çözümüne yönelik önerilerini aktarırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “İmralı’da neler konuşuluyor? Çıkıp kamuoyuna açıkla” diye seslendi.
Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:
Ana muhalefet lideri olarak son haftalarda Kürt sorunun çözümüne yönelik İmralı-Kuzey Irak ve Ankara hattında gelişen olaylara ilişkin bir bilginiz var mı?
Hükümet partisinin, muhalefet ile belli bir görüş içinde olma gibi bir demokratik anlayışı yok. ‘Her şeyi ben yaparım’ anlayışı ile yola çıkıyor. Bize gelir anlatırlarsa dinleriz. Ama öyle bir gelenekten gelmediklerini biliyoruz. Demokrasiyi özümsemiş değiller. İşte ben de diyorum ki, “Tamam bize anlatmıyorsunuz ama bari kamuoyuna anlatın.. Belli yasalar parlamentoya gelecek.. Belki de düşünüyorlardır, geleceklerdir... Ön yargılı olmak da istemiyorum.
Sizce çözüme yaklaşılıyor mu?
Var olan sorunun çözümü ile ilgili sağlıklı ve tutarlı adımlar atılıyorsa, hiç kimse “adım atmayın” demez. Biz de demiyoruz. “Niye görüştünüz” demiyoruz. Sorun şu; Bu görüşmelerin perde arkasında ne konuşuluyor bunu bilmiyoruz. Sayın Başbakan’ın çıkıp konuşması lazım.
Sizce Başbakan neden konuşmuyor?
Onu bilmiyorum. Ama konuşması gerektiğini söylüyorum... Topluma kapalı bir görüntü var. Sadece görünen AKP ve BDP yetkililerinin buluşması o kadar. Orada anladığım kadarıyla yeni anayasa değişikliği de gündeme gelmiş. Ama bu taleplerin ne olduğunu bilmiyoruz. Bizim bir üniter yapımız var. Bunun korunması lazım. Yerel yönetimler güçlendirilmeli. Her şeyi merkezden kontrol etmek yerine, yerellere belli yetkiler verilebilir. Taa Ecevit döneminden gelen yerel yönetimlerin gelirlerini arttıran bir yasa taslağı vardı, hala çıkmadı. Yerel yönetimler mali olarak güçlendirilebilir. Bu tür adımlar atılabilir. Bir beklenti içine girildi. İki tarafın beklentileri farklı, BDP’nin beklentileri belli. Bu beklentiler AKP tarafından kabul edilecek mi edilmeyecek mi? Şimdi Başbakan’ın çıkıp konuşması lazım.
“Görüşmeler neden gizli yürütülüyor” diye sorma hakkına sahipsiniz...
Onun için söylüyorum Başbakan konuşsun diye..
Yeni anayasa değişikliğinde Kürt sorunu bağlamında ne gibi değişiklikler yapılması lazım?
Sorunun çözümü konusunda toplumu entegre eden politikalara ağırlık verilmesi lazım. Sorunun çözümü bu bağlamda ele alınıp değiştirilmeli. Toplumun entegre değil de ayrıştırılması üzerine politikalar oluşturulursa, bu ileride daha büyük sorunlara yol açabilir. Biz siyasal bilinç devletiyiz, ırk devleti değiliz. Her etnik kimlikten insanımız var. Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese Türk denir.
Gelinen noktada ilk öğretim okullarındaki “and içme” bile sorun haline getirilebiliyor.. Kimlikler ön planda?
Olaya sadece bir pencereden bakarsanız çözemezsiniz. Olayın bir çok yönü var. Devleti besleyen raporlar nereden geliyor? Ya validen ya kaymakamdan geliyor.. Devlet oturup, şu ülkede yaşayanlar bu sorunu nasıl algılıyor diye içinde sosyoloğu ve psikoloğunun da olduğu dört dörtlük bir çalışma yaptırdı mı? Hataların giderilmesi lazım. Bir gün bir üst düzey emniyet yetkilisi ile görüşürken şunu sordum; “Bu sorunu niye çözemiyorsunuz? ABD’de bile siyahlarla beyazlar kaynaştı...” O yetkili de şunu anlattı; “Bu konuda alanında uluslararası alanda uzman bir kişiye gitmişler. Demiş ki, “Ben Türkiye’ye gelirim. Ama 2.5 yıldan önce rapor yazamam. Bunun en az 1.5, 2 yılını da o bölgede geçirmek zorundayım...” Bu konuşma sanırım bu hükümet döneminde yapılmış...
“Hükümetin, bir müzakere süreci yaratarak seçimlere terörsüz bir ortamda girme gibi bir düşüncesinin olduğu” söylenebilir mi?
Olabilir. İktidar iktidarını korumak için her şeyi kullanabilir. Nasıl iktidarda kalmak için yoksulluğu kullanıyorsa, terörü de kullanır. Bir dönem de dini kullandı.
Seçimden önce yeni anayasa yapılabilir
Konjoktür değerlendirildiğinde yeni anayasa konusunda bir zamanlama öneriniz var mı?
Yeni bir anayasa istiyorlarsa hemen gelsinler uzlaşalım... Hemen..
Seçimlerden önce mi?
Tabii.. Sonrasında değil. Hemen oturalım. Doğrusu da odur zaten... Niye anayasayı geciktiriyoruz? Reform yapmak niyetin varsa getir, reformu beraber yapalım. Türkiye’ye özgürlükçü anayasayı getirelim. Seçimlerden önce yapalım ve bütün dünyaya da örnek gösterelim... Türkiye’de uzlaşma ile demokratik yollardan anayasa değişebiliyor, iktidarı muhalefeti özgürlükler istiyor, demokrasi istiyor, özerk üniversite istiyor... Getirsinler yapalım...
Ortak bir çalışma ile?
Ortak çalışma ile... Bir komisyon kurulur. Sadece o komisyonda parlamenterler değil, üniversitelerin de, diğer sivil toplumun da gelmesi lazım.. Belki dar bir alanda parlamenterler iskeleti hazırlarlar, daha sonra diğerleri ile görüşülür...
Uzlaşma sağlanırsa yeni anayasanın çıkarılmasına yönelik zaman öngörünüz nedir?
İlgili maddelerde uzlaşma olursa en geç 3 ay içinde sonuçlanır parlamentodan da süratli geçer. 85 maddesi değişti anayasanın. Sessiz Devrim.. Rahmetli Ecevit zamanındaydı. 12 Eylül’ün izlerinin büyük bir kısmının değiştiği dönem, o dönemdir. Kahraman kabul edeceksek Ecevit’i kahraman kabul etmemiz lazım. Bu dönem o dönemdir. İdam cezasının kaldırılması.. Üstelik MHP iktidar ortağıydı...
CHP’nin 89 raporunu güncellemek için başlattığı çalışma, son gelişmelerle hızlandı mı?
“Raporu biraz erken yazın” demek haksızlık olur. Sivil toplum örgütleri ile görüşüyorlar. Halkla görüşecekler. O bölgede hocalar, bu çalışmanın içine çekilecek. Bu süreçte sonuç nasıl çıkar bilmiyorum ama biz 89 raporundaki duyarlılığa bağlı kalarak, daha ayakları basan, uygulanabilir öneriler paketi ile ortaya çıkacağız.
Diyarbakır’a gitme tarihiniz konusunda bir gelişme var mı?
81 ile de gideceğiz. Şırnak’a da, Diyarbakır’a da... Gitmeyeceğimiz hiçbir yer olmayacak.. Bir kişi bile dinlemeye gelse ben oraya gideceğm. Bingöl’de de, Van’da da tepki gösteren, gidişimden rahatsız olan AKP’liler. Başka kimse tepki göstermedi. Ben Bingöl’deki esnafın bana tepki gösterdikleri için o kişilere tepki gösterdiklerini de çok iyi biliyorum...
(Hale Gönültaş - Vatan - 27 Eylül 2010)