Gündem

Kılıçdaroğlu: 'Hayır'cılar bir demokrasi zaferi yazdı

"YSK'nın kararı affedilecek, gözardı edilecek bir durum değildir"

18 Nisan 2017 10:15

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "bürokratik baskılar, devletin imkânlarının kullanılması ve OHAL koşullarında referandumdan yüzde 48.6’lık hayır oyu çıkmasının demokrasi zaferi olduğunu" söyledi. Bu anayasayla toplumun yönetilemeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, “Partilere düşen, anayasayı toplumsal bir uzlaşı metnine dönüştürmektir” dedi.

Kılıçdaroğlu, YSK'nın mühürsüz oyların geçerli sayılacağına dair tartışılan kararıyla ilgili, "YSK maç sırasında oyunun kurallarını değiştirmiştir. Bu affedilecek, gözardı edilecek bir durum değildir" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, idam tartışmasına ilişkin olarak, "Getirsinler, Meclis’e zaten çoğunlukları var. Biz Türkiye’nin medeni bir dünyanın parçası olmasını isteriz. Hukuku, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunuruz biz" diye konuştu. 

Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın soruarını yanıtlayan Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

“(Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararları) Açıklama kendi içinde çelişkilerle dolu. Daha önce benzer kararlar verilmiş ama aksi yönde de kararlar verilmiş. Biz YSK’nın kendisini TBMM’nin üzerinde bir kurul olarak görmesini istemiyoruz. Yasa çok açık; mühürsüz oy pusulaları ve zarflar geçersizdir. Kurul toplanıyor ‘geçerli’ diyor, üstelik sayım devam ederken. YSK maç sırasında oyunun kurallarını değiştirmiştir. Bu affedilecek, gözardı edilecek bir durum değildir.

"Yarısı rejime sahip çıkıyor"

(Referandum sonucu) Devletin bürokratik baskılarına, bütün parasal imkânlarının kullanılmasına ve OHAL koşullarına rağmen hayırcılar bir demokrasi zaferi yazmışlardır. Kim ne derse desin geldiğimiz süreçte toplumun yarısı, koşulsuz olarak demokrasiye ve demokratik parlamenter rejime sahip çıkıyor.

(Erdoğan’ın referandum konuşması) YSK kesin kararını açıklamadan, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ açıklaması doğru bir açıklama değil. Herkesin hukuk içinde kalması, hukukun üstünlüğünü savunması lazım. Bu açıklama, tek adam rejiminin Türkiye’ye ne tür maliyetler yükleyeceğinin de bir göstergesidir. Kucaklayıcı bir açıklama değil, kin ve öfke birikiminin dışavurumu bu.

"Uzlaşı metnine dönüşmeli"

(Referandumun ardından partilere yaptığı çağrı) Parlamento açıldığında ve sonraki konuşmalarda ve görüşmelerde, kabul edilen bu Anayasa ile toplumun yönetilemeyeceğini herkesin görmesi lazım. Parlamento içinde veya dışında tüm partilere düşen görev, Anayasa’yı toplumsal bir uzlaşı metni haline dönüştürmektir. Siyaset kurumunun böyle bir sorumluluğu var. Bu sorumluluktan kaçamaz.

(Liderlerle mi görüşeceksiniz?) Şu aşamada hayır. YSK henüz bir karar vermedi, nasıl verecek bilmiyorum.

(CHP’de liderlik tartışması başlar mı?) Eğer öyle bir tartışma olursa, bunu değiştirecek olan kurultaydır. Öyle bir şey olursa biz hukuka bağlı bir partiyiz, kurallar neyse gereken yapılır. Biz diğer partiler gibi değiliz. Bizde genel başkanlar sarayın talebi üzerine, saray darbesi ile değişmezler. Hukukun kuralları, demokratik gelenekler vardır. O kurallar içinde hareket edilir.

(İdam tartışması) Getirsinler, Meclis’e zaten çoğunlukları var. Biz Türkiye’nin medeni bir dünyanın parçası olmasını isteriz. Hukuku, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunuruz biz.”