Politika

Kılıçdaroğlu Erzurum ve Sivas kongrelerini hatırlattı: Hiçbirisinde tek adam yoktur; heyetler vardır

"Yeni modelde, bir apartmanda öngördüğümüz titizliği Türkiye'ye çok görüyoruz"

21 Mart 2017 14:39

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılması planlanan referandumda oylanacak olan anayasa değişikliği teklifine ilişkin Afganistan örneği verdi. "TBMM bakanların görevlerini tanımlar. Yeni modelde Meclis'in böyle bir yetkisi yok. Başkan karar verecek, falanca bakanlık kurulacak. Kaç başkan yardımcısı olacak? O da belli değil" açıklamasında bulunan Kılıçdaroğlu, "Afganistan'da yardımcılar için seçime gidilir. Sayısı da belli, iki. Bizde? Hiç sayı belli değil. Hiçbiri seçimle gelmiyor. Siz buna çok doğrudur diyorsanız gidip 'Evet' oyu kullanacaksınız. Bu yanlış, Meclis ikinci sınıf değildir diyorsanız 'Hayır' diyeceksiniz" diye konuştu. "Amasya Genelgesi’nde 'Milletin istikbalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır' denir" hatırlatmasında bulunan Kılıçdaroğlu, "Bu cümleyi sakın unutmayın. Sonra Erzurum ve Sivas kongreleri. Hiçbirisinde tek adam yoktur; heyetler vardır..." dedi 

Samsun'da muhtarlara konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Bugün Nevruz. Bahar hepimzin kanını kaynatır, tabiatın uyandığını görürüz. Grişi bu şekilde yapmamın nedeni şu; ülkemiz dünyanın en güzel üklesi. Bu güzel ülkede neden kutuplaşıyoruz. Halka hizmette yarışalım. Neredeyse komşumuzun kimliğini, nancını, yaşam tarzını sorguluyoruz. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, ortak paydalarımız var. Bayrağımız, şehitlerimiz...

Bir arada beraber kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ormanda her türden ağaç var, taitanın uyumu vardır insnaoğlu bozmazsa. Demokratik toplumlarda uyumu sağlayan temel kanun anayasadır, toplumsal uzlaşma belgesidir. Anayasalar, toplumu bölmemeli ayrıştırmamlı.

Devlet yönetimiyle ilgili tarihten bir örnek vereyim. İstişare vardır devlet yönetiminde, sağduyu vardır, yönetenler dillerine hakim olmak zorundadırlar. Bilgili, birikimli, sabırlı olmaları lazım. Her vatandaşını kucaklaması lazım. Tarihimiz böyle. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a geldi. Öncesinde 1915’te Çanakkle, yedi düvel Çanakkale’yi geçmek istedi ama geçilmedi.

"Mandacılığı savunursanız, size karşı da direniriz"

Çanakkale Savaşı'ndan üç yıl sonra bir kişi imza attı. Bir kişiye verilen yetki Çanakkale'nin geçilmesine, düşman gemilerinin Marmara'da demirlemesine yol açtı. Amasya Genelgesi’nde "milletin istikbalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır" denir. Bu cümleyi sakın unutmayın. Sonra Erzurum ve Sivas kongreleri. Hiçbirisinde tek adam yoktur; heyetler vardır...Sivas Kongresi'nde mandacılık tartışılıyordu. Heyet vardı orada. Biz kendimizi mi yönetelim, ABD mi yönetsin diye konuşuluyordu. Tıbbiyeli Hikmet vardı, "Mandacılığı savunursanız, size karşı da direniriz" dedi Hikmet. Bir kişi yanılabilir, Allah'ın bize verdiği en değerli hazine akıldır. İnsan dışında aklını kullanan başka bir canlı da yoktur. O nedenle hata insana mahsustur. Şimdi biz bir anayasa değişikliği yapıyoruz. Bir kişiyi olağanüstü yetkilerle donatıyoruz.

Diyeceksiniz ki; ne tür yetkiler veriyoruz? Madem ki muhtar arkadaşlar çoğunlukta söyleyeyim. Bir başkan gelir, seçilir. Bir kararname yayınlar, muhtarlıklar kaldırılmıştır. Resmi Gazete'de yayınlanır, muhtarlar da tası tarağı toplar, evlerine çekilir. "Bu yetki verilmelidir" diyorsanız "Evet" oyu kullanın. "Bu yetki verilemez diyorsanız", "Hayır" diyeceksiniz. "Olur mu, muhtarlık kaldırılır mı?" diyebilirsiniz. Biz o kişiye TBMM'yi fesih yetkisi veriyoruz. İstediği zaman feshedip seçime götürebilir. "Ben Meclis'i fesih yetkisi aldım, muhtarlığı mı kapatmayacağım" diyebilir size.

"Milli iradeyi feshetme yetkisine sahip, bu milli iradenin değeri var mıdır?"

Bizim, 80 milyon vatandaşı temsil eden TBMM'yi bir kişi hangi gerekçeyle feshedecek? Madem ki milli iradeyi feshetme yetkisine sahip, bu milli iradenin değeri var mıdır? Bir kişi 80 milyondan büyük müdür? 

Bugünkü sistem ne? Diyelim, muhtarlıklar kaldırılacak. Kanun çıkar, Meclis'te tartışılır. Kararı TBMM alır. Bir kişi almaz. Meclis yeniden seçime gidebilir mi? Gidebilir. Ama erken seçim kararını bir kişi almaz, TBMM alır. Kendileri karar verirler, milli irade karar verir. Buna "Evet" mi diyeceksiniz, "Hayır" mı diyeceksiniz. Takdir tamamen size ait. Sadece bununla mı sınırlı, devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili her türlü kararı 'başkan' alacak. Kaç bakanlık olacak, sadece başkan bilir. On tane mi, elli tane mi, hiç bakanlık olmayabilir de. Takdir tamamen ona ait. Mevcut sistemde bir bakanlığın kurulmasına kim karar veriyor? TBMM.

TBMM bakanların görevlerini tanımlar. Yeni modelde Meclis'in böyle bir yetkisi yok. Başkan karar verecek, falanca bakanlık kurulacak. Kaç başkan yardımcısı olacak? O da belli değil. Afganistan'da yardımcılar için seçime gidilir. Sayısı da belli, iki. Bizde? Hiç sayı belli değil. Hiçbiri seçimle gelmiyor. Siz buna çok doğrudur diyorsanız gidip "Evet" oyu kullanacaksınız. Bu yanlış, Meclis ikinci sınıf değildir diyorsanız "Hayır" diyeceksiniz.

"Bu kadar yetkiyi tek kişiye vermek doğru mu?"

Bugünkü sistemde diyelim ki sayın cumhurbaşkanı yurt dışına gitti. Üç gün, beş gün. Veya hastalanır. Üç gün, beş gün biri vekalet eder. Mevcut sistemde vekaleti TBMM Başkanı yapar. Neden? TBMM Başkanı aynı zamanda tarafsızdır. Cumhurbaşkanı olmadığı zaman, TBMM Başkanı onu temsil eder. Mevcut sistem böyle. Getirilen değişiklikte, TBMM Başkanı vekalet etmiyor. Kim vekalet edecek? Başkanın seçtiği bir yardımcısı. Meclis ile başkan arasında tüm köprüler atılıyor. Diyorsanız ki "Bu model doğrudur", gidip "Evet" oyu kullanacaksınız. Kendimize bir soru daha soracağız, cumhurun başkanı, yani başkan. Taraflı mı olmalı, tarafsız mı? Tarafsız olmalı, partizan olmamalı diyorsanız gidip "Hayır" oyu kullanacaksınız. Başkan aynı zamanda hem başkan, hem de genel başkan olacak. "Bu normaldir" diyorsanız gidip 'evet' mührünü basacaksınız. Bunun partilerle ilgisi var mı? Hiçbir ilgisi yok. Bir anayasa değişikliğini oylayacağız. Bize dediler; niye AYM'ye gitmediniz diye. Milletin istiklalini milletin azim ve kararı belirleyecektir arkadaşlar. Milletin kaderin mahkemeye bırakamayız arkadaşlar. Demokrasi istiyorsa gidip oyunu kullanacak. Otoriter rejim istiyorsa gidip oyunu kullanacak. Benim sizden tek isteğim, sandığa giderken düşünün. Elinizi vicdanınıza koyun, oturun, konuşun, tartışın öyle gidin. Yanlış yaptı diyelim, A başkanı yanlış yapmaz da, 10 sene sonra B başkanı gelir yanlış yapar. Bu kadar yetkiyi tek kişiye vermek doğru mu? Bu kadar yetki verdiğimiz başkan hiçbir yerde hesap vermeyecek.

"Yeni modelde, bir apartmanda öngördüğümüz titizliği Türkiye'ye çok görüyoruz"

"Önerilen sistemde güven oyu diye bir şey yok. Sözlü soru önergesi de yok. Gensoru da yok. Diyeceksiniz ki bu milletvekilleri ne yapacak; maaş alacaklar. Sözlü soru önergesi nedir biliyor musunuz? Samsun'da mesela bir vatandaş, hastanede sorun yaşadı. Yol yapılmadı ya da. Oranın milletvekili çıkar, ilgili bakana "Niye böyle oldu?" diye sorar. Niye sorulmuyor arkadaşlar? Çoğunuz apartmanda oturuyorsunuz. Aidat ödüyorsunuz, o aidat paraları nereye harcanıyor? Bir de denetleme kurulu var, onu da seçiyorsunuz. Denetliyor. Yeni modelde, bir apartmanda öngördüğümüz titizliği, 80 milyon vatandaşın olduğu Türkiye'ye çok görüyoruz.