T24- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Dersim' tartışmaları sonrasında Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısındaki sözlerine sert çıktı. Dersim halkının laik demokratik cumhuriyetle bir sorunu olmadığını belirten Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan'ı kendi üzerinden bölücülük yapmakla suçlarken, "Bu ülkenin başbakanın zihin haritası Ermeni diyasporasının zihin haritasıyla aynıdır. Bu Başbakan Ermeni soykırımı iddialarını da dayatırsa şaşırmam… Başbakansın hesap mı soracaksın sormazsan namertsin!" diye konuştu. CHP milletvekili Hüseyin Aygün'ün Dersim konusunda yüzleşme çağrısına karşı ortak basın toplantısı düzenleyen milletvekillerini uyaran Kemal Kılıçdaroğlu, izinsiz yapılan basın toplantılarını yasaklandığını ilan etti. Kılıçdaroğlu, "Bundan sonra izin vermeyeceğim böyle şeylere" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında öncelikle Van'daki deprem ve bedelli askerlik konularına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Tasada ve kıvançta beraber olduklarını, Van'daki bu acı nedeniyle gösterdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, bütün Türkiye'nin kalbinin Van ve Erciş için attığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Birileri bölmek, ırkçılık yapmak istedi. Türkiye tek yürek Erciş'e kilitlendi, çünkü biz ulusuz, kenetlenmişiz, birbirimizinden kimse ayıramaz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin olmadığı saatte CHP'nin deprem bölgesinde olduğunu, CHP'li belediyelerin tek yürek çalıştığını, gönderdikleri yardımlar dolayısıyla kargaşa çıkmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kaldığı, depremzedelerin yemek yediği çadırları Kartal Belediyesi'nin kurduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, yüreklerini koyarak, vatandaşların derdiğini dinleyerek, konuyu siyasallaştırmayarak, istismar etmeyerek herkesin dikkatini depreme çektiklerini belirtti.
Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de depremin olduğu gece ilk arama kurtarma ekibini gönderen belediye olduğunu, bunların reklamını yapmadıklarını ifade etti.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, yüreklerinde insan sevgisi bulunduğunu dile getirerek, Van, Erciş halkının, CHP'nin ne olduğunu, nasıl hizmet verdiğini, vatandaşları nasıl kucakladığını, yürek yüreğe nasıl mücadele ettiğini bildiğini söyledi.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, kız çocuğu Öznur'un, beslenme yetersizliğinden öldüğünü ifade ederek, ''Hani her taraf erzak doluydu? Acaba bu bakanın vicdanı sızlıyor mu? Bunlar kendi vicdanlarında, kendilerini sorguluyorlar mı?'' diye sordu.
Japonya'daki benzer bir olayda İmardan Sorumlu Bakan'ın, ''Ben depremzedeler için her şeyi yapmaya hazırdım ancak felaketzedelerin kalbini kırdığım için özür dilerim'' diyerek, görevini bıraktığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Bizde bırakın kalbini kırmayı, adamı ölüme sürüklüyorsunuz, enkazın altında kalıyor, siz de seyrediyorsunuz. Ama çivilenmiş gibi koltukta oturuyorsunuz. Bu siyasal yüzsüzlük ve ahlaksızlıktır'' görüşünü savundu.
'Gensoru görüşülürken gel anlat'
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Erciş'te, ''Size palavra atmam, palavracı genel başkanlardan değilim, palavracı başbakan değilim'' dediğini belirterek, şunları kaydetti:
''İnanıyor musunuz Allah aşkına? Başbakan, 'Gazze'ye yardım götürecek gemilere, Türk donanmaları eşlik edecektir' dedi. Gazze'ye yardım götürecek iki gemi uluslararası sularda durduruldu, Türk donanma gemileri eşlik etti mi; hayır. Palavracı kim?
Başbakan Dersim'le bölücülük yapıyor!
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hedefinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vardı. Başbakan'ın Dersim ve CHP'ye yönelik sözlerine tepki gösteren CHP Genel Başkanı, Başbakan'ı eleştiri yağmuruna tuttu.
'Müflis Başbakan'
"Sorunları çözüm üretmesi gereken Başbakan içine düştüğü acizliğin, beceriksizliğin gözlerden kaçırılması çabası içinde" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Müflis tüccar eski defterleri karıştırır. Bizim müflis Başbakan'da hiç vazife olmadığı halde tarihi karıştırıyor. Birazcık tarih bilse gerçekten gam yemeyeceğim. Kendi 50 yıllık geçmişini kirli bir gömlek gibi sırtından çıkarıp atan Başbakan, CHP'ye diyor ki, "tarihinle yüzleş'. O çıraklık dönemimdi bu kalfalık dönemimdi, diyerek iktidarın 9 yılını bile inkar eden adam CHP'ye dönüp 'tarihinle yüzleş' diyor. Kısacası kendi kişisel tarihinden utanç duyan bir Başbakan dönüp CHP'ye tarihinle yüzleş diyor. Yüzleştik. Şanımız şerefimiz arttı."
"O onursuzluğu yapan egemen güçleri karşısında benim işimi bitirmeyin, beni deliğe süpürmeyin, beni kullanın diyen bir onursuzluk CHP tarihinde yoktur. Olmamıştır da" diye konuşan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"CHP'nin tarihinde Türk askerinin başına çuval geçirtilirken sessiz kalmak gibi bir olumsuzlukta yoktur. CHP'nin tarihinde 7 düvele kafa tutarak bir milletin namusunu bağımsızlığını söke söke alma mücadelesi vardır. Kuvayi Milliye vardır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir vardır. Senin tarihin ise İngiliz muhitlerine dayanıyor. Amerikan mandacılarına dayanıyor. Sen dün de mandacıydın bugün de taşeronsun. Buradan sesleniyorum. Kendine gel Başbakan. Ne zaman pusulan şaşsa CHP'nin tarihi ile ilgileniyorsun, CHP'nin geçmişine saldırıyorsun. Senin başka işin yok mu, senin başka hesabın yok mu, senin tarihinle ne alıp veremediğin var, sen hangi rövanşın peşindesin, sen hangi intikamın peşindesin. Aslında ben bunu çok iyi biliyorum, Sen Mustafa Kemal'a ulaşmak ve onu eleştirmek istiyorsun. Senin düşünceni biliyorum ben.
Senin hedefin Atatürk ile hesaplaşmak. Senin hedefin Cumhuriyeti tasfiye etmek."
Kılıçdaroğlu'nun sözlerine salonda bulunan ziyaretçiler de "Yuh" sesleriyle karşılık verdi.
Geçmişte yaşanmış acıların, dertlerin, ızdırapların, doğruların ve yanlışların öğrettiği bir şey olduğunu ifade eden CHP Genel Başkanı, "Bu vatan değerlidir. Bu bayrak değerlidir. Tarih bu değerlerin değerini bilenler içindir" dedi.
"Tarihi geçmişte kalmış sorunları günümüze taşımanın aracı olarak kullanmaya çalışanlar ya gaflet ya da delalet içindedir" diyen Kılıçdaroğlu, "Ya da bu değerlerle görülecek hesapları vardır. Hatırlatmak isterim Cumhuriyet bu milletin yeniden mayalanma projesidir. Bu maya tutmuştur. Yaraları kaşıyarak zor dönemlerin, sancılı dönemlerin sorunlarını bugüne taşımaya çalışanlar ne yaparlarsa yapsınlar geriye dönüş olmayacaktır" dedi. "Başbakan benim üzerimden bölücülük yapıyor" diye seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Israrlı bir şekilde bu nezaketsizle bu edepsizliğe iştirak etmemi istiyor. Bu öyle bir fitneye cevap vermek o fitneye alet olmak anlamına geliyor. Ben sustukça Başbakan zıvanadan çıkıyor. Evet ben Dersimli bir ailenin çocuğuyum. Bu Ulusun çocuğum, bu ülkenin çocuğuyum, 3 tane pırlanta evlat yetiştirdim bu ülke için. Gönüllerinde Kuvayi Milliye ve Mustafa Kemal var. Dersimliyim şimdi de CHP'nin Genel Başkanıyım. Onur duyuyorum, gurur duyuyorum. Yarın da inşallah Allah nasip ederse Başbakan olacağım."
Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin ayakta alkışlanması da dikkat çekti.
'Ermeni diasporasıyla aynı zihniyet'
Başbakan'ı sert sözlerle eleştiren CHP Genel Başkanı, "Bu ülkenin Başbakanı'nın zihin haritası Ermeni diasporasının zihin haritası ile aynıdır" dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
"Türkiye Cumhuriyetinin büyüklüğü işte budur. Ama kafasında fındık kadar beyin taşıyanlar bunun değerini bilemez. 7'den 70'e bütün Dersim halkının demokratik laik cumhuriyetimizle hiçbir sorunu yoktur. Hiçbir Dersimli Sayın Başbakan gibi bu ülkenin birliği ile rövanş peşinde değildir. Bu ülkenin Başbakanı'nın zihin haritası Ermeni diasporasının zihin haritası ile aynıdır.
Birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz dönemi yaşıyoruz. Birlik ve beraberliği korumakla sorumlu olan Başbakan ucuz hesaplar üzerine çaba harcıyor, toplumda yeni bölünmeler yeni fay hatları yaratmaya çalışıyor. Başbakan kamplaşmalar yaratarak çıkar sağlamayı düşünüyor. Öyle bir gözü dönmüş ki bu Başbakan yakın bir gelecekte bu millete Ermeni soykırımı iddialarını da dayatırsa hiç şaşırmam."
Başbakan'a seslenen CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
"Buradan açıkça söylüyorum. Sayın Başbakan Dersimi sömürü aracı yapma eğer dediklerinde samimiysen her türlü imkan her türlü yetki senin elinde, başbakansın ne gerekiyorsa yap, hesap mı soracaksın, sormazsan namertsin. Kimi kime şikayet ediyorsun sen. Dersim'de acı çekenlerin sözcülüğünü yapmak sana kalmadı. Dersimli bunu kendisine hakaret sayar. Çünkü sen ikiyüzlülük yapıyorsun. İkiyüzlüğü Dersimlinin anlamadığını mı sanıyorsun. Sayın Başbakan'a bir tavsiyem var. Kendine birazcık saygın varsa bu milletin birliğine biraz değer veriyorsan bulunduğun makamamın sorumluluğuna birazcık sahipsen bu kışkıştırkıcı ve bölücü üslubundan vazgeç. Görüyorsun ki Dersim'den de dersimliden de sana ekmek yok. Başka kapıya Sayın Başbakan, başka kapıya."
"Bir kişinin tek adamlık hırsı demokrasi tecrübemizin önüne geçmiştir, hukukun önüne geçmiştir" diyen Kılıçdaroğlu, "Anayasal kurumlar siyasallaşmıştır. İktidar partisiyle organik bir bütünlük içine sokulmuştur. Hukuk siyasallaşmıştır" şeklinde konuştu
Kılıçdaroğlu partili milletvekillerine de uyarılarda bulunurken şunları söyledi:
"Parti disiplini var. Parti içinde farklı görüşler olursa başımın üstüne. Kitle partisiyiz, biz her yerde ve her zaman kendi ideolojimize inanıyoruz. Hedefi Mustafa Kemal koymuş; çağdaş uygarlık. Herkes özgürdür. Bizde baskı yok. O tartışmalar olmasa o tartışmalar olur muydu? Parti içi rekabet adına göz göre göre partiye zarar vermek... Herkes aklını başına almalı. Halkın moralini bozmaya hakkı da yoktur yetkisi de yoktur. Kimse kusura bakmasın ben buna izin vermem. Ben düşüncelerimi açıkça söyleyen biriyim. kimseyi üzmek istemem. Bana zarar verebilir ama kimsenin CHP'ye zarar vermesine izin vermem. Dostça, kardeşçe kim seçilip gelmişse... AKP ülkeyi pazarlayan bir partidir. Kendisi çıktı söyledi. Türkiye'yi pazarlayanların bu ülkede yerinin olmaması lazım. onlar pazara gitsinler"