-KILIÇDAROĞLU: ''CUMHURBAŞKANI BİLE KAYGILI'' ANKARA (A.A) - 02.10.2010 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmada, ''Yargılama sürecindeki gecikmelerin, tutukluluğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştürmemesi gerektiğini'' ifade ettiğini anımsatarak, ''Sayın Cumhurbaşkanı eğer 'tutukluluk infaza dönüşüyor' diye bir kaygı taşıyorsa bilin ki o ülkede yargı düzenine siyasal müdahaleler vardır, bilin ki o ülkede yargı sağlıklı çalışmıyor demektir'' dedi. Kılıçdaroğlu, İl Başkanları Toplantısı'nda, Cumhurbaşkanı Gül'ün dün TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmaya değindi ve CHP olarak iki noktayı çok önemli bulduklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasında, ''Siyasi temsilin derinleştirilmesi ve çeşitlendirilmesinin sağlanması gerekir'' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Bu öteden beri CHP'nin dillendirdiği konudur. Bununla milletin iradesinin parlamentoya tam yansımasını istiyoruz. İlk kez yine biz söyledik, 12 Eylül'ün ürünü olan düzeni değiştirin, yüzde 10 barajı değiştirin. Ne dedik, CHP hem çınardır, hem filizdir. Filizi verdik, bunun dillendirilmesini her tarafta yapın. Yüzde 47 oy alacaksın, parlamentoda yüzde 65 milletvekilin olacak ve 'yüzde 65 milletin iradesidir diyeceksin', yok öyle kolaycılık.'' Halkın iradesinin Meclise tam yansıması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Kim neye oy veriyorsa, madem ki demokrasi var, madem ki düşünce özgürlüğü var, madem ki siyasal partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır, o zaman bu iradenin de parlamentoya tam yansıması lazım. Yürekleri varsa gelsinler'' dedi. Kılıçdaroğlu, seçim barajının düşürülmesi için kanun teklifi verdiklerini ancak iktidarın bunu desteklemediğini belirterek, ''Biz samimiyiz, bizim gizli gündemimiz yok. Biz dürüstüz, biz söyledik mi sözümüzde dururuz. Şimdi yan çizmeye başladılar. Ama bunu halka anlatmak hepimizin görevidir'' ifadelerini kullandı. -''CUMHURBAŞKANI BİLE KAYGI DUYUYORSA...'' Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasında ''Yargılama sürecindeki gecikmelerin sebebi ne olursa olsun, tutukluluğu fiili bir mahkumiyet durumuna dönüştürmemesi gerekir'' dediğini de anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Bunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentodaki konuşmasında bir Sayın Cumhurbaşkanı eğer 'tutukluluk infaza dönüşüyor' diye bir kaygı taşıyorsa bilin ki o ülkede yargı düzenine siyasal müdahaleler vardır, bilin ki o ülkede yargı sağlıklı çalışmıyor demektir, bilin ki o ülkede bir Başbakan kalkmış 'Ben bu davanın savcısıyım' demiştir demektir. O nedenle üzerinde durulması gereken bir konudur.'' -''YA ÜLKEYE DEMOKRASİ GELİR, YA KAVGAMIZI SONUNA KADAR GÖTÜRÜRÜZ''- Gözaltına alınıp tutuklanan kişilerin 2 yıl geçmesine karşın yargıç önüne çıkarılmadığını bunun da Türkiye'de ''Hukukun olmadığının'' göstergesi olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 48 gazetecinin tutuklu bulunduğunu AB ziyaretinde de anlattığını söyledi. Kılıçdaroğlu, kamu vicdanındaki rahatsızlığın, sıradan yurttaştan Cumhurbaşkanı'na kadar çıktığını savundu. Başbakan Erdoğan'ın eleştiriler karşısında ''Yargı ne istediyse verdik'' dediğini belirten Kılıçdaroğlu, ''O zaman parlamentonun işlevi ne, bu yasaları yapan parlamento değil mi? HSYK'yı daha fazla siyasallaştırmak için bunları yapmadınız mı? Şimdi aynı kaygı olacak. Ama unutmayın, bu kez susmayacağız. Bütün Avrupa Birliği'ni ayağa kaldıracağız. Ya bu ülkeye demokrasi gelir, ya biz kavgamızı sonuna kadar götürürüz'' dedi. Anayasa değişikliği sürecinde üniversitelerin konuşmadığını, üniversitelere ''fiili konuşma yasağının'' uygulandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Türkiye'de adı konmamış bir sıkıyönetim vardır'' dedi. Dünya Basketbol Şampiyonası'nda Başbakan'ın yuhalandığını, bu yuhalamayı doğru bulmadıklarını, ancak yuhalayanların görüntülerinin kameralardan tespit edilerek yargılanmaya çalışıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, ''Nereden kaynaklanıyor bu anlayış, hangi demokraside vardır bu? Diyorum ya, adı konmamış bir sıkıyönetim uygulanıyor Türkiye'de'' dedi. Türkiye'de medyanın özgür olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, köşe yazarı Bekir Coşkun'un işine son verildiğini Avrupa gezisinde öğrendiğini ve ilk tepkisinin ise ''Anayasa reformlarının ilk sonucu alındı'' şeklinde olduğunu anlattı. Hükümet sözcülerinin, Coşkun'un işine son verilmesi üzerine gazete sahibini aramasını da inandırıcı bulmadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''Hangi gazete patronu çıkıp diyebilir ki (Hükümet üstüme baskı kurdu, ben işine son vermek zorunda kaldım)'' diye konuştu. -CHP ÖRGÜTLERİNİN KAPILARI HERKESE AÇILMALI- Kılıçdaroğlu, bazı il başkanlarının zor şartlar altında görev yaptığını, bazı bölgelerin yıllardır ihmal edildiğini ifade ederek özeleştiri yapmaktan da korkmayacaklarını söyledi. Kendisine ''Üye olmak istiyoruz, bizi üye yapmıyorlar'' yönünde şikayetler geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, böyle bir lükslerinin olmadığını, CHP örgütünün kapılarının herkese açılması gerektiğini kaydetti. İl Başkanlarını bulundukları yerdeki kanaat önderleriyle, sivil toplum örgütleriyle diyalog halinde bulunmaya çağıran Kılıçdaroğlu, Gençlik Kolları ve Kadın Kolları'ndan 15 günde bir yaptıkları çalışmalara dair rapor istediğini belirtti. Kendilerinin de hatalarının bulunabileceğini, eleştirilere her zaman açık olduklarını bildiren Kılıçdaroğlu, sözlerini ''Anamuhalefet gömleği bize dar geliyor. Biz iktidar olacağız. Kararlı olacağız, inançlı olacağız ve iktidar olmak için de çabalayacağız. Bu çabaya katkı verecek olan, bu çabayı kararlılıkla sürdürecek olan yol arkadaşlarım sizlersiniz'' diyerek tamamladı. Öte yandan toplantının başlangıcında genel saymanlık tarafından, 2011 Genel Seçimlerinin de dikkate alınarak, gelecek yılın tahmini bütçesinin hazırlanmasını isteyen birer yazı il başkanlarına dağıtıldı. Toplantı konuşmanın ardından basına kapalı olarak devam etti.