Politika

Kılıçdaroğlu, ‘Başbakan Erdoğan 21. yüzyıl eşkıyası’

Kılıçdaroğlui, Erdoğan'ın davranışları ve sözleri için 'parlamentoda muhalefetin sesini kısan da kendisi eşkiya diyen de' dedi.

31 Ocak 2011 02:00

T24 - Genel seçimlere doğru yükselen tansiyon, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki atışmayı daha da alevlendiriyor.Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın davranışları ve sözleri için 'parlamentoda muhalefetin sesini kısan da eşkıya diyen de kendisi' dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın gerginlik yaratan bu sözlerini halkı proveke etmek olarak değerlendirdi. Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar, Kılıçdaroğlu'na Giresun gezisinde eşlik etti ve tansiyonu yükselten 'Eşkıya mısın, sen?' sözüne dair yorumlar aldı. İşte Dündar'ın bugün (31 ocak 2011) yayımlanan yazısı şöyle: 


Dün Giresun yolunda CHP otobüsünde Kılıçdaroğlu’na “eşkıya mısın sen” sözünü sordum. CHP liderine göre Başbakan gerginliği tırmandırıyor, halkı provoke ediyor

Dün Giresun yolunda CHP otobüsünde Kılıçdaroğlu’na “eşkıya mısın sen” sözünü sordum. CHP liderine göre Başbakan gerginliği tırmandırıyor, halkı provoke ediyor...

Meclis’ten çekilmeler, sine-i millet tehdidi, ağız dalaşı, küfür... Seçime doğru gerginlik büyüyor ve daha da büyüyeceğe benziyor.

Karadeniz’i gezen CHP liderine önceki akşam Başbakan’ın “Eşkıya mısın sen” sorusu ulaştı. Geziyi izleyen gazeteciler bir cevap almak üzere Kılıçdaroğlu’na döndüler. Cevabı Genel Başkan’ın değil, Genel Merkez’in yapacağı karşılığını aldılar.

Dün Giresun yolunda CHP otobüsünde Kılıçdaroğlu’na bu tavrını sordum. Şöyle dedi:

“-Başbakan gerginliği tırmandırıyor, halkı provoke ediyor. Çünkü sağlık sorunları var. Ruh hali iyi değil. O ruh hali,uyguladığı politikaya da yansıyor. Küfür ediyor. Ben cevap vermiyorum.”

'Kişiliğinden kaynaklanıyor'

“-Neden? Kişilik özellikleriniz itibarıyla mı, parti politikası mı?”
“-Kişiliğimden de kaynaklanıyor, politikamız da bu yönde... Benim aldığım terbiye bunu gerektiriyor. Toplumun genelinin de bu hırçın üslubu tasvip etmediğini düşünüyorum.
“-Ama ‘Sen daha ağırını söyle’diyenler de var?”
“-Evet, o baskılar da var. Aynı üslupla cevap vermemi istiyorlar. Bunu yapmayacağım. Başbakan’a uymayacağım.”
Bu tavra rağmen, kendi üslubu içinde sert konuşuyor Kılıçdaroğlu...
Örneğin “eşkıyalık” meselesi açılınca “Haksız bir suçlama” diyor;

“...ağzına yakışmayan bir üslup.  ‘Eşkıya’diye parlamentoda muhalefetin sesini kısana denir. 21. yüzyıl eşkıyası böyle olur.”
Meclis Adalet Komisyonu’ndaki CHP’li üyeler önceki akşam liderlerini aramışlar. Önerge vermelerine ve konuşma sürelerine getirilen kısıtlamalar üzerine “Biz istifa etmeyi düşünüyoruz” demişler.

“Edebilirsiniz”demiş Kılıçdaroğlu...

Komisyon’dan istifa, bildiğim kadarıyla -en azından 12 Eylül’den sonra- rastlanmış bir durum değil... Ciddi bir tepki...

Bıçağın kemiğe dayandığı nokta... Belki ‘sine-i millet’ten önceki son adım...
Mussolini dönemine hazır olun!


Neden bu tepki?

“Bir defa görüşülen yasa çok önemli”diyor Kılıçdaroğlu:

“Amaçları, yargıyı ele geçirmek... Zaten siyasallaşmış olan yargıyı tamamen siyasallaştırmak... Yasa geçerse kararlar siyasi otorite tarafından çıkarılacak, yargı da bu kararı onaylayacak. AKP bunu bugün kendisi için istiyor, ama yarın muhalefete düştüğünde onun için de tehlike olur. Hitler, Mussolini dönemini yaşayabiliriz.


Meclis Başkanı’na çağrı

“Bu kadar önemli bir yasa geçerken muhalefeti, uzmanları, sivil toplum kuruluşlarını dinlemeleri lazım. Tersine,‘tasarının virgülüne dokunulmayacak ve hemen çıkacak’talimatı verirseniz bu sonuç doğar. AKP siyasal gücünü kullanarak Meclis’i kontrole almaya çalışıyor. Parlamento milletin değil, AKP çoğunluğunun meclisi haline geldi. Bu durumda Komisyon’da kalmamızın anlamı kalmadı. Faşizan bir yönetim getirilirse direniriz tabii...”

“-Direnişten kastınız ne? Başbakan’ın dediği gibi sokak sokak çatışmak mı?”
“-Öyle bir niyetimiz yok. Yargıyı ele geçirmeye dönük bir yasaya halkın dikkatini çekmek istedik.”


Peki şimdi ne olacak?

CHP çekildi, ama Komisyon çalışmaya devam ediyor. Maddeler CHP’siz onaylanıyor.
Kılıçdaroğlu,bu çalışmanın geçersiz olduğu kanısında:

“Anayasa’ya göre Komisyon, 5 istifaya rağmen çalışamaz.  İstifa tek taraflı bir iradedir. CHP’liler istifalarını verdiği anda Komisyon’un çalışmalarına ara verip yeni üyelerin seçimini beklemesi gerekirdi. Meclis Başkanı’na büyük görev düşüyor. Komisyonu Anayasa’ya uygun çalıştırmak onun görevi... Sağduyulu AKP’lilerin de bu dayatmalara karşı çıkacaklarını umuyorum.”
“-Ne koşulda Komisyon’a dönersiniz?”
“-Süre ve önerge kısıtlamaları kaldırılmalı... Komisyon eskiden olduğu gibi çalışılırsa bir sorun olmaz.  Hemen yeni üye seçeriz.” 


Sine-i millet dön çağrıları

CHP’ye “Sine-i millete dön” yani “Meclis’ten çekil” çağrıları var. CHP’nin tam da seçim öncesi böyle bir şey yapacağını sanmıyorum. Ama bu ihtimal de masada görünsün ve AKP’yi ürkütsün istiyorlar.
“Bizim öncelikli görevimiz Meclis’i çalıştırmak“ diyorKılıçdaroğluve ekliyor:
“Ama AKP Meclis’i çalışamaz hale getirirse...
“Ögetirirse?..
“Umarım o noktaya gelmeyiz.”