Gündem
BBC Türkçe

Kıbrıs'taki doğalgaz gerginliği hakkında bilinmesi gerekenler

Doğu Akdeniz'deki doğalgaz kaynakları ile ilgili yaşanan son gerginlik geçtiğimiz günlerde meydana geldi. Güney Kıbrıs, Pazar günü Türkiye'yi bölgeye sondaj çalışmaları için gelen bir gemiyi engellemekle suçladı. Bu son gerginliğin nasıl meydana geldiğini

29 Nisan 2018 20:30

Doğu Akdeniz'deki doğalgaz kaynakları ile ilgili yaşanan son gerginlik geçtiğimiz günlerde meydana geldi.

Güney Kıbrıs, Pazar günü Türkiye'yi bölgeye sondaj çalışmaları için gelen bir gemiyi engellemekle suçladı.

İtalyan enerji şirketi Eni ise Pazar günü yaptığı açıklamada sondaj çalışmaları yapmak amacıyla geldiği Kıbrıs açıklarında Türk ordusu tarafından bölgedeki 'askeri çalışmalar' gerekçe gösterilerek durdurulduğunu belirtti.

Konuyla ilgili olarak en son Başbakan Binali Yıldırım, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ı aradı.

Yıldırım, telefon konuşmasında, Kıbrıs ile ilgili siyasi bir çözüm bulunmadan Ada'da yapılacak bir hidrokarbon araştırmasının 'olağanüstü olumsuz sonuçlar doğuracağını' vurguladı.

Ayrıca iki ülkenin iletişim kanallarını açık tutma konusunda görüş birliğine vardığı belirtildi.

Kıbrıs ile ilgili yaşanan bu son gerginliğin nasıl meydana geldiğini, tarafların ne söylediğini ve gaz çalışmalarıyla ilgili tartışmaların kaynağını sizin için derledik.

Eni enerji şirketinin bir sözcüsü, Saipem 12000 adlı sondaj gemisinin Cuma günü Kıbrıs'ın güneybatısından güneydoğusuna doğru giderken Türkiye tarafından savaş gemileriyle durdurulduğunu açıkladı.

Rum lider Nikos Anastasiades, Türkiye'nin geminin geçişine izin vermeyerek uluslararası kanunları ihlal ettiğini belirtti.

Yönetiminin konuyla ilgili 'gerekli adımları' atacağını, ancak krizin 'tırmandırılmaması' gerektiğini de sözlerine ekledi.

İtalya devletinin kontrolü altında olan Eni şirketinin sözcüsü, 8 Şubat'ta gerçekleşen olayın ardından doğalgaz kaynağı arama amacıyla yola çıkan geminin durum çözülene kadar olduğu yerde kalacağını aktardı.

Türkiye, uzun zamandır Güney Kıbrıs'ın 'münhasır ekonomik bölge' olarak ilan ettiği bu alanda Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin de hakkı olduğunu savunuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akdeniz'deki gerilimle ilgili "Sanılmasın ki Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz arama ve Ege'deki kayalıklarla ilgili fırsatçı girişimler dikkatimizden kaçıyor. Türkiye'nin, güneyindeki gelişmelere yoğunlaşmasını fırsat bilerek, Kıbrıs'ta ve Ege'de haddini aşanları yanlış hesap yapmamaları konusunda uyarıyoruz" dedi.

Erdoğan, Kıbrıs açıklarında faaliyet yürüten yabancı şirketler için ise "Rum tarafına güvenerek hadlerini ve güçlerini aşan işlere alet olmamalarını tavsiye ediyoruz. Bunların efelikleri, bizim ordumuzu, gemilerimizi, uçaklarımızı görene kadardır" açıklamasında bulundu.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Pazar günkü yazılı açıklamasında ise geminin durdurulmasına değinmeden Kıbrıslı Rumların arama faaliyetlerinin Kıbrıslı Türklerin bağımsızlık haklarını ihlal ettiği ve Kıbrıslı Rumların bölgede güvenliği ve istikrarı tehlikeye attığını belirtti:

"Kıbrıs Adası'nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını hiçe sayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, tüm uyarılarımıza rağmen Doğu Akdeniz'deki tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerini yürütmektedir."

"Evvelce de defaatle vurguladığımız üzere, Doğu Akdeniz'de kendi kıta sahanlığımızdaki hak ve menfaatlerimizi korumaya devam edeceğimiz gibi, Kıbrıs Türk tarafına verdiğimiz destek çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte gerekli adımları atmaya da kararlıyız.

"Bunun sonucunda ortaya çıkabilecek durumun tek sorumlusu ise, Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir kapsamlı çözümün tesisi için çaba sarfedeceği yere Ada'nın yegane sahibi gibi davranmaktan vazgeçmeyerek ısrarla tek taraflı hidrokarbon faaliyetlerine devam eden Kıbrıs Rum tarafı olacaktır."

Rum lider Nikos Anastasiades, Erdoğan'ın sözleriyle ilgili bir yorumda bulunmazken konunun abartılmaması gerektiğine vurgu yaptı.

Güney Kıbrıs yönetimi, konuyla ilgili olarak en son yaptığı açıklamada ise Avrupa Birliği'nin kapalı kapılar ardında müzakereler yürüttüğünü söyledi.

Hükümet sözcüsü Nicos Christoulides, Çarşamba günü devlet radyosuna yaptığı açıklamada, "Kapalı kapılar arkasında çok yoğun diplomatik müzakereler sürüyor, Avrupalı liderler çok çabalıyor. Bugün bu çabaların sonuçlarını görmeyi bekliyoruz" dedi.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'yi Rum yönetiminin 'egemenlik haklarına saygıda bulunmaya' çağırdı.

Türkiye'nin davranışını 'yasa dışı' olarak tanımlayan Yunanistan Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "AB üye devletlerin deniz ve hava sahasında egemenliklerine saygı gösterilmesi gerektiğinin önemini vurguluyor. Türkiye'ye, hukuk dışı eylemlerinden vazgeçmesi ve uluslararası hukuk çerçevesinde yükümlülüklerine bağlı kalması çağrısında bulunuyoruz" ifadesini kullandı.

Kıbrıs'a gaz aramak için gelen Eni şirketinin İtalya menşeli olması dolayısıyla İtalya Savunma Bakanı Roberta Pinotti, "Türkiye ile bütün diplomatik kanalların açık tutulduğunu ve hızlı bir şekilde diplomatik bir çözüm bulunmasının beklendiğini" vurguladı.

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk ise Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Türkiye'ye herhangi bir AB üyesine karşı bir harekette bulunmama ve tehdit yöneltmeme, onun yerine iyi komşuluk ilişkileri kurma, barışçıl bir çözüm arama ve toprak bütünlüğüne saygı duyma çağrısında bulunuyorum" dedi.

Avrupa Komisyonu ise olayın ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'ye 'iyi komşuluk ilişkilerine zarar verecek eylemlerden kaçınması' uyarısında bulundu.

Avrupa Komisyonu sözcüsü, "Türkiye, komşuluk ilişkilerine tartışmasız bağlı kalmalı ve Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkeyle ihtilaf yaratacak her türlü kaynaktan, tehditten veya eylemden kaçınmalı" dedi.

İtalya'nın enerji devi Eni, Güney Kıbrıs'ın 'münhasır ekonomik bölgesinde' yer alan 3. blokta doğalgaz aramasına başlayacaktı.

Total ve Eni ortaklığı kapsamında geçen yaz sondaj çalışmalarına başlamak üzere Kıbrıs'a giden gemiler olmuştu.

Güney Kıbrıs, Amerikan şirketi ExxonMobil'in de 2018'in ikinci yarısında sondaj çalışmasına başlamasını bekliyor.

Ancak Türkiye'nin karşı çıkması dolayısıyla çalışmalar hızlı bir şekilde ilerlemiyor.

Türkiye devlet iştiraki olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ise 2012 yılında karada sondaj çalışmalarına başlamıştı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ise geçen yıl "Akdeniz'de 2018 yılı içinde ilk derin sondajımızı yapacağız" açıklamasında bulundu.

Albayrak, Kuzey Kıbrıs karasularında çalışmalar yapacaklarını ve ihtimal dahilinde kuyuları kazmaya başlayacaklarını aktardı.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS), araştırmalarına göre Doğu Akdeniz'de keşfedilmeyi bekleyen 1,7 milyar varil petrol ve 122 trilyon fit küp gaz olabileceğini belirtiyor.

Kıbrıs adasındaki doğalgaz kaynakları uzun zamandır Güney Kıbrıs ve Türkiye arasında tartışmaların yaşanmasına yol açıyor.

Türkiye, uzun zamandır Güney Kıbrıs'ın 'münhasır ekonomik bölge' olarak ilan ettiği alanda Türkiye'nin ve Kıbrıs Türkleri'nin de hakkı olduğunu savunuyor.

O yüzden yapılacak herhangi bir doğalgaz sondaj çalışmasının Türkiye onayı olmadan gerçekleştirelemeyeceğini belirtiyor.

Bu yüzden Güney Kıbrıs'ın gerçekleştirmek istediği sondaj çalışmaları ile ilgili uzun yıllardır taraflar arasında atışmalar yaşanıyor.

Türkiye, barış görüşmeleri sona erdirilmeden Güney Kıbrıs'ın sondaj çalışmalarına başlamamasından yana.

Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı ise Akdeniz'deki gaz kaynaklarının barışın sağlanması için büyük bir aracı olabileceği görüşünde olduğunu dile getirmişti.

Akıncı, doğal gaz kaynaklarının hem Türkiye, İsrail ve Güney Kıbrıs arasında barışı sağlayabileceğini, hem de Ada'da barışın kurulması için aracı olabileceğini aktarmıştı.

Kıbrıs ile ilgili yürütülen bir başka gaz tartışması ise Türkiye'nin İsrail'deki Leviathan gaz sahasından taşımak istediği gaz ile ilgili olarak sürüyor.

Türkiye-İsrail boru hattı için en elverişli rota Güney Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesinden geçiyor.

Güney Kıbrıs projede olmayı reddettiği için Türkiye'nin bölgeden boru hattını nasıl geçireceği bilinmiyor.

Genel olarak Akdeniz'deki gaz kaynaklarında Güney Kıbrıs, Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin ve Mısır gibi ülkeler hak iddia ediyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir