Gündem

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya tutuksuz yargılanacak!

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı 12 Eylül davasın 3. duruşması Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

06 Nisan 2012 20:16

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 12 Eylül davasının ara kararında Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Davaya müdahil olmak isteyen Başbakanlık, CHP, MHP, DİSK VE HAK-İŞ’in talepleri kabul edildi. Duruşma 11 Mayıs 2012'ye ertelendi.

 

İşte12 Eylül davasında mahkemenin aldığı ara kararlar

 

- Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararları açıkladı.

- Mahkeme heyeti, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın tutuklanması talebini reddetti.

- TSK’nın Fahri Koruturk’e gönderdiği mektubun istenmesine karar verildi.

- Başbakanlık, TBMM, CHP ve MHP’nin müdahalillik talebi kabul edildi. DİSK ve Hak-İş ve 104 yaşındaki Berfo Ana da davaya müdahil olacak. 

- Bireysel müdahillik talepleri ise daha sonra karara bağlanacak.

- Mahkeme, işkence dosyalarıyla ilgili suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

- Evren ve Şahinkaya’nın sağlık durumları Adli Tıp’tan sorulacak.

- Duruşma 11 Mayıs’a ertelendi.

 

Duruşmadan notlar

 

Duruşmaya iddianamede adı geçen ''mağdur ve müştekiler'', katılma talebinde bulunanlar, avukatlar ve izleyiciler ile basın mensupları katıldı. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın avukatları da duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada, müzekkerelere yanıt verilip verilmediği tutanağa geçirildi. ancak yanıtlarla gönderilen belgelerin içeriği belirtilmedi.

Buna göre, MİT, darbe ve öncesi döneme ait kurumda bulunan bilgi ve belgeler ile 1 Mayıs 1977, darbe öncesindeki Sivas, Kahramanmaraş ve Çorum olaylarıyla ilgili belgeleri gönderdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı da mahkemenin aynı olaylarla ilgili müzekkeresini yanıtladı. Milli Savunma Bakanlığı'nın yanıtının 2 klasör olduğu ve büyük kısmını Kahramanmaraş olaylarıyla ilgili mahkeme kararının oluşturduğu açıklandı.

Darbe sonrasında herhangi bir yargı kararı olmaksızın meslekten çıkarılan hakim ve savcı, öğretim üyesi ve görevlisi, idareci veya öğretmen, subay, astsubay bulunup bulunmadığının sorulduğu kurumlardan HSYK, mahkemeye 2 karar örneği gönderirken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, arşiv sistemi nedeniyle gerekli cevabı veremediği kaydedildi.

Milli Savunma Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nın müzekkereleri yanıtladığı, Adalet Bakanlığı'nın, kurumun arşivinde konuya ilişkin evrak bulunmadığı cevabını verdiği belirtildi.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan, darbe öncesinde Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları arasında yapıldığı iddia edilen toplantıların tutanakları, Bayrak Harekat Direktifi ve darbenin yapıldığı günle ilgili planların onaylı suretleri istenmişti. Bu müzekkereye ise yanıt verilmediği bildirildi.

Darbe sonrasında Milli Güvenlik Konseyi tarafından alınan kararlar ile açıklanan bildirilerin onaylı suretlerinin istendiği Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, konuya ilişkin kurumda bilgi bulunmadığı cevabını verdi.

MİT, Jandarma Genel Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı, darbe sonrasında cezaevlerinde yapılan işkencelerle ilgili bilgi ve belge bulunmadığını bildirdi.

Milli Savunma Bakanlığı'nın, Fatsa operasyonuyla ilgili bilgi ve belgelerin talep edildiği müzekkereye henüz cevap vermediği açıklandı.

Darbeden önce ve 1983'ten sonra kurulan siyasi partilerin sorulduğu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise darbeden önce kurulan partilere ilişkin kaydın bulunmadığını bildirirken, 1983'ten sonra kurulan partilere ilişkin kaydı yolladığı ifade edildi.

Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Haydar Saltık'ın 8 Nisan 2010'da öldüğüne ilişkin cevabın dosyaya girdiği, Gazeteci Mehmet Ali Birand'ın hazırladığı 12 Eylül Belgeseli'nin kopyalarının bulunduğu CD'lerin Emanet Memurluğu'na gönderildiği de belirtildi.

 

Devlet sırrı polemiği

 

Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, kurumlardan birinin, 1 Mayıs 1977 olayıyla ilgili mahkemeye gönderdiği cevapta, olaya ilişkin raporun ''devlet sırrını'' düzenleyen CMK'nın 125. maddesi kapsamında kalabileceği yönünde görüş bildirdiğini belirtti.

Bunun üzerine, katılma talebinde bulunan bazı kişilerin avukatı Ömer Kavili ile İnce arasında şu diyalog geçti:

Kavili: ''Mahkemeniz muhakeme yapmaktadır ve hiçbir kurum 'devlet sırrı' diyerek, delilin gizlenmesini istemeyemez. Suç duyurusunda bulunulsun.''

İnce: ''Siz beni dinlememişsiniz. Hiçbir kurum 'bu belge devlet sırrı' demedi. O değerlendirmeyi mahkemenin takdirine bırakıyor.''

Kavili: ''Yönlendirme yapılması dahi yasak. Çünkü biz yargıçların bağımsız oldukları hususuyla hareket ediyoruz.''

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Çetin, davaya müdahillik talebinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları, özel kurum ve kuruluşlar, bunların temsilcileri ve gerçek kişilerin yargılama konusu eylemden ve sonuçlarından zarar görme ihtimalleri bulunduğu gerekçesiyle, müdahillik taleplerinin kabulüne karar verilmesini istedi.

Ceza usul kanununa göre, yargılamada istenilen amaca tutukluluk dışında bir tedbirle ulaşıldığı takdirde, sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmemesi gerektiği yönünde düzenleme bulunduğunu ifade eden Çetin, sanıkların sağlık durumları ve yaşlılıkları gözetildiğinde, daha önce verilen adli kontrol kararının yeterli olduğu görüş ve kanaatinde olduğunu bildirdi ve tutuklama isteklerinin reddini talep etti.

Ancak sanıkların savunmalarının alınmasına yönelik olmak üzere, duruşmada hazır bulunmaları halinde sağlıkları açısından hayati tehlike oluşturup oluşturmayacağı konusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan rapor aldırılmasını isteyen Çetin, duruşmada tanıklık yapacaklarını belirten kişilerin tanık olarak dinlenmek üzere davetiye çıkarılması talebinde bulundu.

 

'Dava hukuka uygun yapılmıyor'

 

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Ersan Şen 12 Eylül davasını hukuka uygun olup olmadığını değerlendirdi. Şen: "Sanıklar yok.Tutuklama talebi yapılıyor, eğer yargılama yapılacaksa yüz yüze sorgulama yapılmalı. 1980'nin sabahını yargılayamayız. İstenilen hukiki sonuçların çıkarılacağına inanmıyorum. Hukuk herkese lazım. Hukukta hatalar işlenirse tekrar karşımıza çıkar. Bu duruma ülkeye getirenlerin sorunlu sıfatıyla kişilerin yargılama sürecine dahil edilmesi gerekir. Bir defa anayasayı delelelim mantığı yeni hatalara neden olur. Dava huka uygun yapılmıyor."

İlgili Haberler