Yaşam

Kayıp anneleri, 20 yıldır evlat yolu gözlüyor

Terör mağduru annelerin dertleri, çocuklarını yitirmiş annelerin acıları bitmek bilmiyor...

10 Mayıs 2009 03:00

Bugün, çocukları 'faili meçhul' cinayetlere kurban giden annelerin de günü... Terör mağduru annelerin dertleri, çocuklarını yitirmiş annelerin acıları bitmek bilmiyor...


Çocukları faili meçhul cinayetlere kurban giden, kaybolan anneler Zaman gazetesinin Pazar ekine konuk oldu. İşte Güneydoğu'da teröre bulaşmamış, ancak 'terör mağduru' annelerin dertleri: 

Bunlardan biri Cizreli Fatma İbak. 13 Ağustos 1994 tarihinde Akdizgin köyünden ifadesi alınmak üzere götürülen oğlu İlhan İbak'tan 15 yıldır haber alamayan Fatma Teyze'nin çalmadığı kapı kalmamış. Ancak her kapı yüzüne kapanmış. O bütün bunları yutkunmuş, acısını içine atmış. İki aydır da konuşamıyor; çünkü Ergenekon soruşturması sonrasında BOTAŞ kuyularından çıkan kemikleri televizyonda gördüğünde şok geçirmiş. Bu olaydan sonra acılı anne konuşma yeteneğini kaybetmiş. Sadece Fatma İbak değil, yıllardır evlat yolu gözleyen, onun gibi yüzlerce anne var. Biz altısını bulduk ve konuştuk. Yaralı anneler, çocuklarını diri ya da ölü bekliyorlar. Devletten, çocuklarının bulunmasını istiyorlar.

Kimi okuldan dönen oğlunu bekler, kimi çalışan evladının yolunu gözler akşam olunca. Ana yüreğidir, akşamları çocuğunu yanında görmek ister. 'Hadi oğlum yemek yiyiyoruz.' sesi yankılanır sokakta. Kimi oyununu yarıda keser, kimi baba korkusuyla hemen evin yolunu tutar hava kararınca. Yine bir akşam vakti. Şehrin ışıkları yavaş yavaş parlamaya başlıyor. Evinin avlusuna doğru yönelen anne, gözyaşlarını saklamaya çalışıyor. Elindeki fotoğrafa sımsıkı sarılıyor. Evlat acısı, geçen 15 yıl boyunca yüreğini kemirip durdu Fatma İbak'ın. Çalan her kapı zili, akşam karanlığında sokakta fark ettiği her karaltı, kapı önünden duyulan her ayak sesi ile kıvılcımlandı umutları. Biricik yavrusunun bir gün dönebileceği umudunu hep taşıdı yüreğinde. İçindeki acıyı umuda dönüştürmek için çalmadığı kapı kalmadı. Ancak kimseye duyuramıyordu feryatlarını. Çığlıkları vicdanları sağır eden bir sessizlikte kayboluyordu. 15 yıllık haykırış kuyulardan çıkarılan kemiklerle sessizliğe gömüldü. Güneydoğu'daki kazılarda kuyulardan kemikler çıkınca 1994 yılından beri yolunu gözlediği oğlu İlhan İbak'ın artık dönemeyeceğini anladı. Fatma İbak iki aydır konuşamıyor. Yıllardır çığlıklarını duymayanlar, artık sesini hiç duyamayacak. İbak, 1980'li yılların sonlarından itibaren Güneydoğu'da gözaltında kaybolan veya karanlık suikastlara kurban giden yüzlerce anneden sadece biri.


ON YEDi BiN FAiLi MEÇHUL VAR

1980'li yılların sonuna doğru Güneydoğu kayıp hikâyeleri ile tanıştı. İnsanların gözaltında kaybolduğu, gündüz vakti sokak ortasında Toros araçlara bindirilip kaçırıldığı, helikopterden atılarak öldürüldüğü, cesetlerin yol üstlerinde, tarlalarda tanınmaz halde bulunduğu bir süreç başladı. Bu kanlı ve karanlık yıllarda binlerce kişi hayatını kaybetti. Güneydoğu'da yaşanan olaylarla ilgili bugün daha çok JiTEM'in adı ön plana çıkıyor. Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu, kayıp yakınları ve bazı sivil toplum örgütleri tarafından kayıp ve faili meçhul sayısı 17 bin olarak açıklanıyor.

***


Hiç olmazsa mezarına kavuşayım

FADiLE ÜSTÜN: Ahmet Üstün 1994 yılının Nisan ayında evinde gözaltına alındı. Kendisinden 15 yıldır haber alınamıyor. Annesi Fadile Üstün, "Oğlum gözaltına alındığında 24 yaşındaydı. Sıvacılık yaparak geçimini sağlayan kendi halinde birisiydi. Cuma günleri de mezarlığa gider Yasin okurdu." diyor. "Oğlumun öldüğünü biliyorum." diyen Fadile Üstün bir anne olarak oğlunun cenazesine kavuşmak, mezarının başında dua edebilmek istiyor. Benim için Anneler Günü'nde verilebilecek en güzel hediye bu diye ekliyor.

***

Oğlum gözaltına alındığında 19 yaşındaydı

EMiNE DANIŞIK: "22 Şubat 1995'te oğlum Ahmet ve eşim Mahmut'la birlikte Silopi'ye gidiyorduk. Beni bırakıp köye döneceklerdi. Onları bir daha göremedim." diyor. Oğul Ahmet, gözaltına alındığında 19 yaşındaydı. "Oğlum ve eşimin BOTAŞ yakınındaki jandarma karakolunda olduklarını öğrendim." diyen Emine Hanım, bir daha oğlu ve eşinden haber alamamış. 2005'te ise köye döndükleri araç Şanlıurfa'da bir otoparkta bulunmuş. 14 yıldır oğlundan ve eşinden haber alamayan anne tek isteği onların mezarı başında dua edebilmek.

***

Serdar'ımdan 8 yıldır haber yok

RABiA TANIŞ: 25 Ocak 2001'de ifadesi alınmak üzere Silopi'de gözaltına alınan Serdar Tanış'tan 8 yıldır haber alınamıyor. Anne Rabia Tanış oğlunun geri geleceğinden hâlâ ümitli. "Ondan bana yadigâr kalan torunlarıma baktıkça oğlum Serdar gözümün önüne geliyor." diyen acılı anne, 2001'den beri yaptığı başvurulardan herhangi bir cevap alamamış. "Biz de anneyiz, bizim de yüreğimiz yanıyor." diyen Rabia Tanış, "Eğer öldürüldüyse mezarının nerede olduğunu söylesinler, eğer söylemiyorlarsa faillerini cezalandırsınlar." ifadelerini kullanıyor.

*** 


Söyleyin, oğlum 15 yıldır nerede?
 
ADİLE ŞEN: "15 yıldan beri her kapı sesinde oğlum içeri girecek zannediyorum. Sokakta yürürken her geçen kişiye acaba oğlum mu diye bakıyorum." diyor. 13 Ağustos 1994'te Güçlükonak'ta ifadesi alınmak için evinden alınan Fikri Şen'den 15 yıldır haber alınamıyor. "Oğlumu götürmeyin, diye arabanın önüne atladım." diyen acılı anne Adile Şen oğlunun hâlâ yaşadığını düşünüyor. Anneler Günü'nde en çok istediği şeyin oğluna doyasıya sarılmak olduğunu belirten Şen, "Eğer öldüyse bile bize nerede olduğunu söylesinler mezarını yapalım, başında dua edebilelim." diyor. Oğlunu kaybettikten sonra ailesine bakacak kimsenin kalmadığını belirten anne Adile Şen, Anneler Günü'nde domates toplamak için Bursa'ya gidecek.

***


Herkesi Ebubekir zannediyorum


EMiNE DENiZ: "Oğlum Ebubekir Deniz ile Serdar Tanış aynı gün gözaltına alındı. Kendilerinden 8 yıldır haber alamıyoruz. Kim tarafından gözaltına alındıkları, en son nerede bulundukları belli. Bütün başvurularımıza rağmen herhangi bir sonuca ulaşamadık. Oğlum kamyon şoförlüğü yaparak ailesinin geçimine katkı sağlayan biriydi. Hâlâ ümidimi kaybetmedim." diyen acılı anne, "Sokakta gezerken sağıma soluma 10 kere bakıyorum. Acaba oğlumu bulabilir miyim, bir gün tekrar gelir mi diye içim içimi yiyiyor." şeklinde konuşuyor.

***

Ölüm çukuru Fatma İbak'ı lal yaptı

FATMA iBAK: Yüzlerce faili meçhul arasında ismi geçen İlhan İbak'ın annesi. 15 yıldan beri oğlunun yolunu gözlüyor. 13 Ağustos 1994 tarihinde Akdizgin köyünden ifade vermek üzere alınan İlhan İbak'tan haber alınamıyor. Annesi Fatma İbak ise oğlunun bir gün döneceğine olan inancını hiç yitirmemiş. Yakınlarının verdiği bilgiye göre henüz konuşma yeteneğini yitirmemişken, "Her kapı çalınışında kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. İlhan kapıdan içeri girecek diye kapıyı gözlüyorum ama gelmiyor." diyormuş. Acılı anne Ergenekon soruşturması sonrasında BOTAŞ kuyularından çıkan kemikleri televizyonda öğrendiğinde ise konuşma yeteneğini kaybediyor. Sadece A ve E harflerini çıkarabiliyor. Şimdi işaret diliyle derdini anlatıyor. Oğlunun ölmüş olduğunu aklına getirmek istemeyen acılı anne, yetim kalan iki torununu gösteriyor. Torunlarının başını okşarken gözyaşlarına boğuluyor. 6 ay öncesine kadar konuşabilen Fatma İbak, kazılar sonrasında konuşma yeteneğini kaybetmiş. Oğlunun geri döneceğine olan inancını ise hâlâ koruyor.