Hülya Avşar’la evliliği sonrası magazin dünyasının yakından takip ettiği isimlerden olan işadamı Kaya Çilingiroğlu, Feraye Tanyolaç ile olan üçüncü evliliğini sonlandırdı. Biten evliliğinin ardından “Biraz zor bir adamım, bu bir gerçek. Bir de yüzde yüz haklı olduğum durumlarda bile aynaya bakar hatayı kendimde ararım. Bu evlilik yürümediyse büyük ölçüde suç benim” dedi.
‘Aklı başında bir Beşiktaşlıyım’ diyen Kaya Çilingiroğlu, Çarşı grubuyla ilgili ise “Biz Çarşı’yı sempatik bir taraftar grubu olarak bildik. Bence Gezi Parkı olaylarında doğru olmayan işler yaptılar. Sporun hiçbir zaman siyasete karıştırılmaması lazım. Çarşı her zaman çarşıdır ama siyaset de çarşının işi değildir” ifadelerini kullandı.
Kaya Çilingiroğlu’nun Hürriyet’ten Sibel Arna’nın sorularını yanıtladığı söyleşi şöyle:
Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
-Yeni boşandım ama pek de anlamadım, çünkü hâlâ aynı evde oturuyoruz. Yasal olarak bitti. Bu bizim kararımız, tercihimiz, insanların da saygı duymasını istiyoruz. Çocuklarımla yine beraberim. Feraye ile de ayrıldıktan sonra dost kalacağımızı tahmin ediyorum. Neticede ortak bir çocuğumuz var. Âşık olarak, severek, isteyerek yaptık... Evlendik, yürütemedik, sonlandırdık, yapacak bir şey yok.
Hata sizde mi yoksa günümüz şartlarında mı? Sonuçta bir boşanan siz değilsiniz, hiç kimse evli kalamıyor.
-Biraz zor bir adamım, bu bir gerçek. Bir de yüzde yüz haklı olduğum durumlarda bile aynaya bakar hatayı kendimde ararım. Yani otokritiğimi aşırı yapan bir adamım. Bu yüzden de ne başkalarını suçlarım ne evliliği yürütemememin faturasını topluma, günümüz şartlarına keserim. Bu evlilik yürümediyse büyük ölçüde suç benim.
Size göre evlilik evcil olmayı mı gerektiriyor? Evli adam da gece dışarı çıkamaz mı, içemez mi, dağıtamaz mı?
-Çıkar! Niye çıkmasın? Benim evliliğim gece dışarı çıktığım için bitmedi. Öyle bir rahatsızlık yok, buna bağlamamak lazım. Kadın olsaydım sürekli evde oturan erkek hiç hoşuma gitmezdi. Her iki tarafın da kendilerine ait hayatları olmalı.
Evlilik bitti, Kaya Çilingiroğlu gecelere döndü haberleri yanlış öyleyse...
-Külliyen. Gece hayatını artık kaldıramıyorum, öyle uzun saatler dışarıda kalamıyorum. Yemek yiyip evime dönüyorum. Magazinci arkadaşlar işini yapıyor ama konuyu abartıyorlar bence. Üç gün Çeşme’ye gittim yanıma her oturan sevgilim oldu. Arkadaşlarımın eşleriyle fotoğraflamaya çalışıyorlar. El insaf! Her gün sevgili değiştiriyor olabilir miyim? Benimle aynı masada oturan insanlara da rahatsızlık!
Üçüncü evlilik de bitince “Keşke ilkine sebat etseydim, nasıl olsa hepsi bitiyor” noktasına geldiniz mi?
- Hayatımda hiçbir zaman keşke demedim. Demeye kalksam 500 milyon kere keşke demem lazımdı. Tüm ilişkilerim yaşandı ve güzelce bitti. Hepsinden keyifli anılarım var.
Bir daha evlenir misiniz?
-Büyük konuşmayayım ama kesinlikle öyle bir şey düşünmüyorum.
‘Aklı başında bir Beşiktaşlıyım’
Fanatik bir Beşiktaşlısınız, aynı zamanda kongre üyesisiniz. Mevcut yönetimi sık sık eleştiriyorsunuz. Sizce yönetim nerede hatalı?
-Fanatik değil aklı başında bir Beşiktaşlıyım. 5 yaşından beri spor yapıyorum, 6 yaşından beri birçok spor dalında yarıştım. Babam spor kökenli bir tıp doktoru, federasyonda sağlık kurulunu o kurdu. 1970’te doping ve sporcu kitabını yazdı. O kitapları ilkokulda okudum. Dolayısıyla bu işi iyi bildiğimi düşünüyorum. Şu anki Beşiktaş başkanı eskiden görüştüğüm hatta iyi görüştüğüm bir arkadaşımdı ama başkan olarak başarılı bulmuyorum.
Neden?
-Spor kökenli olmayan insanların başkan olmaktaki birincil amacı medyada görünmek ve kendi reklamlarını yapmak bana göre... Beşiktaş’a hizmet çok sonra geliyor ve kaçınılmaz olarak başarısız oluyorlar. Kulüpler bu yüzden hep batık durumda. Federasyonda da durum aynı. Çünkü sistem toptan yanlış. Yıldırım Demirören “Mali açıdan en iyi dönemimiz” diyor ama federasyon başkanı olduğu günden sonra bir tane yeni sponsor bulamadı.18 futboltakımının 14’ünün sponsoru yok.
Günün birinde Beşiktaş başkanı olur musunuz?
-Artık olacağımı zannetmiyorum. Bir zamanlar öyle hedeflerim vardı, hatta niyet de ettim ama sonra birlikte yola çıktığım arkadaşlarım benimle yola çıktıklarını unuttular. Benim Beşiktaş’a ya da bir kulübe başkanlık yaparak popüler olmaya ihtiyacım olmadığı için belki de bundan rahatsız oldular.
Politikaya girer misiniz? Bir gün turizm bakanı olur musunuz, misal?
-Turizm aslında benim sevdiğim konulardan biri. Siyaseti konuşmayı da seviyorum. Turizm bakanlığı olmasa bile turizmle ilgili politik bir görevi severek ve iyi yapacağımı düşünüyorum. Çünkü sevdiğim işlerden biri de yemek, içmek, gezmek. Kimse o tarafımı bilmez. Severim yani.
Çarşı Grubu hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Biz Çarşı’yı sempatik bir taraftar grubu olarak bildik. Bence Gezi Parkı olaylarında doğru olmayan işler yaptılar. Sporun hiçbir zaman siyasete karıştırılmaması lazım. Çarşı her zaman çarşıdır ama siyaset de çarşının işi değildir.
Ama Çarşı her şeye karşı...
-Karşı da biliyorsunuz çok çirkin görüntüler gördük. Beğenirsiniz beğenmezsiniz siz kalkıp siyasi iktidarın başında olduğu bir başbakana ismiyle hitap edemezsiniz, küfür edemezsiniz, duvarlara yazı yazamazsınız, bu demokratik bir eylem değildir. Derdin varsa oyunu atmazsın olur biter. Ben oyumu atmadığım insan olan Kemal Kılıçdaroğlu’na bile Kemal demem. Benim için o Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Saygı sınırları plastik mermi ve gaz altında ihlal edildi biliyorsunuz...
-Evet haklısınız, polis orda zaman zaman orantısız güç kullandı. Tabii ki 14 yaşında bir çocuğun ölmesi hepimizi üzdü. İki tarafın da hataları vardı.
Ve Zehra da Gezi Parkı’ndaydı...
-Evet, dedim ya sorgulayan bir nesil yetişiyor işte. Ben Zehra’ya “Hayır yapma” dediğim zaman “Neden” diyor, benim kızım da sorgulamak için oradaydı.
Bugün Gezi olayları tekrar patlasa gönderir misiniz?
-Göndermek istemem. Çünkü toplum olayları çok tehlikeli olaylardır. Berkin’in başına gelenler benim çocuğumun başına gelebilir, o yüzden de gitmesini istemem.
Türkiye’de gelmiş geçmiş en iyi üç...
Kulüp başkanı: Faruk Süren, Süleyman Seba, Aziz Yıldırım.
Futbolcu: Sergen Yalçın, Fatih Tekke, Aykut Kocaman.