AKP Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, PKK'nın çekilme kararıyla ilgili, "Bundan sonra silahların değil dost ellerin birbirini tutması konuşulacaktır" dedi.
Meclis'te gazetecilerin, PKK'nın çekilme kararıyla ilgili değerlendirmesini sorması üzerine Bahçekapılı, şunları söyledi:
"Çözüm sürecinin içindeyiz. Hassas bir dönemdeyiz. Herkesin konuşmasına, ağzından çıkan her kelimeye dikkat etmesi gerekir. Çekilme de oluyorsa buna sevinmekten başka bir şey gelmez elimizden. Bundan sonra silahların değil dost ellerin birbirini tutması konuşulacaktır."
'Değiştirin yoksa gelirim ha' diyor
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Öcalan'ın ve Karayılan'ın yol haritasının belli olduğunu ancak Başbakan'ın, hükümetin yol haritasının belli olmadığını; Başbakan'ın hükümetin ne istediğini bilmediğini söyledi.
İnce, "Hükümet PKK'yı öyle bir noktaya getirdi ki, bu devletle ön devlet görüşmesi oldu, o konuma soktular" dedi.
Çekilme, yeni bir anayasa ve silahların bırakılması olarak üç aşamalı bir süreçten söz eden Karayılan'ın anayasa talebine İnce, "Silahların gölgesinde anayasayı, yasaları değiştirmezseniz gelirim ha, diyerek tehdit ediyor" yorumunu yaptı.
'Ülkeyi bu hale getirenler utansın'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, bugün terör örgütünün Türkiye'ye şart koşma mertebesine yükseltildiğini belirterek, Karayılan'ın beğenmedikleri bir Anayasa yapılması durumunda can almaya, kan akıtmaya devam edecekleri mesajı verdiğini söyledi. Bal, "Türkiye'yi bu hale getirenler utansınlar, Allahlarından bulsunlar" dedi.
MHP'den ilk tepki Genel Başkan Yardımcısı Bal'dan geldi. Bal, Kandil'de yapılan açıklamanın bütün medyanın dikkatini çekecek şekilde planlandığını; terör örgütüne itibar kazandırılarak Türk devletinin geleceğinin ciddi şekilde tehlikeye atıldığını vurguladı. AKP'nin bu tavrıyla Türk devletini terör örgütünün tehdit ve şartlarına mahkum hale getirdiğini savunan Bal, PKK çekilmeden önce Türk Silahlı Kuvvetleri'nin silahlı unsurlarının Güneydoğu Anadolu Bölgesinden çekildiğini ifade etti. İkinci olarak silahlı kuvvetlerin Türkiye'nin varlığını ve bekasını koruyabilme iradesinin ortadan kaldırılarak, terör örgütünün meşrulaştırıldığını kaydeden Bal, "Üçüncü olarak da terör örgütü Türkiye'ye şart koşma mertebesine yükseltilmiştir" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, "Gerek Öcalan'ın gerek Kandil'in yaptığı bu açıklamalar, Öcalan ile yapılan pazarlıkların yavaş yavaş ortaya çıkması anlamına geliyor" dedi. Yaşananların Türkiye'nin geleceğinin TBMM, Hükümet ya da halk tarafından değil, terör örgütü elebaşı Öcalan ve onun Kandil'deki karşılığı tarafından belirlendiğini gösterdiğini ileri süren Loğoğlu, ülkede silahların gölgesi altında sözde bir barış ve çözüm arayışının sürdürüldüğünü savundu. "Böyle üç aşamalı bir yol haritası çizip sanki, yetki, otorite kendilerindeymiş gibi bir durumun Türkiye'ye empoze edilmesini biz kaygı verici buluyoruz" diyen Loğoğlu, bu aşamalar sırasında nelerin yaşanacağının da belirsiz olduğunu söyledi.Loğoğlu, şöyle konuştu: "Artık gerek Öcalan'ın gerek Kandil'in yaptığı bu açıklamalar, Öcalan ile yapılan pazarlıkların yavaş yavaş ortaya çıkması anlamına geliyor. Kandil'in yaptığı açıklamanın unsurları konusunda bir anlaşmaya varılmamış olsaydı böyle bir açıklama yapılmazdı. Hepimiz dostluk, barış istiyoruz ama AKP'nin Türkiye'yi, halkımızı getirdiği bu nokta hazmedilebilecek, içimize sindirebileceğimiz bir nokta değil."
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan vatandaşların bugünkü açıklamayı yakından izlediğini söyledi. Elçi, şöyle konuştu: "Bu karar çok önemli bir gelişmedir. Sürecin kesintiye uğramadan öngörüldüğü gibi devam ediyor. Karardan büyük memnuniyet duyuyoruz. 30 yılı aşkın süredir silahlı ihtilaf biçiminde devam eden ve on binlerce insanın yaşamına mal olan sorunun, artık silahların bir yana bırakılarak barışçıl yol ve yöntemlerle çözülmeye çalışıldığını görmek heyecan vericidir. Bu sürecin adım adım devam ederek, barışın gerçekleşmesine vesile olmasını diliyoruz."
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Kaya, geri çekilme kararının çok önemli olduğunu belirterek, "Öncelikle geri çekilmenin iki boyutunun da oluşturulması gerekiyor. Bunlar silahsızlandırma ve topluma kazandırmadır. Örgütün geri çekilmesini önemsemek gerekiyor. Ama bunun devamında yeniden çatışmalı ortamın doğmaması için Türkiye'deki demokrasi alanları genişletilmeli" dedi.
Batman Baro Başkanı Ahmet Sevim, uzun yıllardır Türkiye kamuoyu tarafından şiddetin bitmesi yönünde ortak kanaat olduğunu, yakın zamanda bu yönde oluşan havanın herkesi sevindirdiğini kaydetti.
Batman Ticaret ve Sanayi Odası(TSO) Başkanı Osman Nasıroğlu da çok önemli bir süreçten geçildiğini, Cizre ilçesinde yaşanan bazı provokasyonların barış sürecini etkilememesi gerektiğini belirtti.
Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, geri çekilme açıklamasının çok olumlu olduğunu ifade etti.
Siirt Ziraat Odası Başkanı Gündüz Tanık, geri çekilme sürecinin sağlıklı bir şekilde sona erdirilmesinin önemli olduğunu dile getirerek, "Bu nedenle provokasyona karşı çok dikkatli olunması gerekir. Bu sürecin açıklamada belirtildiği gibi seri bir şekilde tamamlanması olası provokasyon ihtimallerini de azaltır. Hepimizin bu süreçte dikkatli olmasında geleceğimiz açısından yarar var" dedi.
Siirt Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Nedim Kuzu da süreçte dile getirilen söylemlere uyulması gerektiğini belirterek, "Çözüm süreci sayesinde geldiğimiz bu günleri özlemle bekliyorduk. Artık bu aşamaya geldikten sonra süreçten geri dönüş olmamalı" dedi.