Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, Türkiye'deki hukuk sistemininin tutukluluğu cezaya çeviren uygulamalarının, kötü iddianamelerin ve önyargılı yargılamaların mağdurları arasında her kesimden ve her görüşten insanlar olduğunu belirterek, "Laik, Kemalist Cumhuriyet yazarları, Sözcü çalışanlarıyla, Alparslan Kuytul, Halis Bayancuk gibi oy vermeyi bile gayri-İslami gören İslamcıları, ODA TV çalışanlarıyla, Zaman gazetesi çalışanlarını, milliyetçi Yeniçağ yazarıyla, Yeni Yaşam gazetesi yöneticilerini, ulusalcı gazetecilerle, Büyükada’da sivil toplum atölyesi yapan liberal-sol aktivistleri, Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklananlarla, Atatürk’e hakaretten tutuklananları aynı anda mağdur edebilen bir yargı sistemimiz var." diye yazdı.
Yıldıray Oğur, adalet sistemine olan güvensizliğin artmasından ötürü, Twitter'ın Türkiye'de gayrı resmi istinaf mahkemesi gibi çalıştığına işaret ederek, "Mahkemelerin tahliye ettiği, beraat ettirdiği insanlar birileri telefon açınca, Twitter’da TT olunca, şunun bunun vicdanı sızlayınca gecesinde tekrar tutuklanıyor. Uzun süredir tutuklama bir yürek soğutma mekanizması olarak kullanılıyor. Karşıt fikir, aykırı fikir, ahlaki kötülükler hızlıca suçla eşitleniyor.
Her olayın içine jurnalcilik ve ihbarcılıkla hemen polis çağrılıyor. Herkes sevmediği fikirdeki, eylemdeki insanları tutuklatmaya çalışıyor. Karşıt görüşten birini evinden aldırmak bir güç gösterisine dönmüş durumda. Talep artık hürriyette değil, tutuklanmada eşitlik." ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...