Gündem

Karar yazarı Taşgetiren: Acaba insanlar, “Açlıksa açlık, işsizlikse işsizlik, düşmanlarımızı yenelim" gibi bir söylemin peşine takılırlar mı?

19 Aralık 2021 11:24

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, "Acaba insanlar, 'Açlıksa açlık, işsizlikse işsizlik, düşmanlarımızı yenelim' gibi bir söylemin peşine takılırlar mı?" düşüncesini dile getirdi.

Taşgetiren yazısında, "Acaba insanlar, "İç – dış düşmanlar memleketimize karşı saldırı halinde, yaşadığımız sıkıntılar onların eseri, bize niye düşmanlar, çünkü biz yükselen gücüz, yeni bir dünya kuracağız, onların dünyası sona erecek vs… Onun için enflasyona, Türk Lirasının yerlerde sürünmesine, ‘gavur parası’nın alıp başını gitmesine aldırmayın, açlıksa açlık, işsizlikse işsizlik, savaşta değil miyiz, bizi destekleyin ki, düşmanlarımızı yenelim'  gibi bir söylemin peşine takılırlar mı? Bir kısım insan, bu değerlendirmeyi satın alıyor. Deniyor ki o oran, şimdilerde Ak Parti’de yüzde 23’lere, MHP’de yüzde 5-6’lara düşmüş durumda." ifadesini kullandı. 

Taşgetiren şunları kaydetti:

"Epeyce bir insan “Kararsızlar” alanında, yani Araf’ta bekliyor. Önemli bir kısmı muhtemel ki “kimlik” ile “kötü yönetim” arasında tercih noktasında. “Ülkeyi iyi yönetme umudu veren, kimliklere de saygılı bir alternatif” olursa oraya akacak. Ne o, siz de bu alternatif şablonu tanıdınız mı? O tam da Ak Parti’nin yola çıkarken sunduğu şablon değil mi? Şimdi insanlar o şablonu Ak Parti’ye alternatif olarak arıyor.

Yalçın Akdoğan’ın 19 yıl önce Yeni Şafak’ta yazdığı yazının bir paragrafı şöyle:

“Toplumun belli bir kesiminin, belli bazı talepleri üzerinde yoğunlaşan partilerin kuşatıcı olamadığı çok açıktır. Asıl olan belli kesimlere temiz hava sağlamaya çalışmak yerine, herkesin teneffüs edebileceği temiz bir atmosfer için siyaset yapmak olmalıdır.” Aslında gerçekler biliniyor, ama her insanı eline geçirecek “güç tutkusu” alıp sizi, “kimlik hassasiyeti” taşıyorsanız, kimliğinizin de hiç onaylamadığı iklimlere savuruyor. Sonra sadakatlerinden başka kusurları bulunmayan inançlı insanları “kimlik” mi “açlık” mı tercihi ile karşı karşıya bırakıyorsunuz. Kendi hayatlarınız o ikilemin yanından bile geçmediği halde… Daha “Kimlik değerlerine” yaptığınız haksızlığa ve ödettiğiniz bedele bile gelmedik."