T24 Haber Merkezi
Karar yazarı İbrahim Kiras, "Türklerle Kürtler aynı ülkede yaşayan iki ayrı millet ise iki kimliğin de 'eşit' olmasını istemek, 'Anayasaya ikisinin de adı yazılsın' diye diretmek, hatta 'Bizim neden ayrı bayrağımız yok' demek niye yanlış olsun?" dedi.
Kiras, köşe yazısında daha önceli 'açılımla' bugünkü 'Öcalan Meclis'e gelsin terörün bittiğini haykırsın' açılımını karılaştırarak 2009'daki açılımın dilini şu şekilde eleştirdi:
"Biri MİT yöneticileri ile PKK temsilcilerinin görüşmelerinin üçüncü ülkeler aracılığıyla gerçekleşmesindeki büyük yanlıştı. İkincisi projenin kamuoyuna sunuluşunda bölücü örgütün dilinin kullanılması, sözgelimi inkar, asimilasyon ve imha siyaseti, Kürt sorunu, demokratik çözüm gibi PKK jargonunu oluşturan terim ve tanımları aşacak yeni ve kapsayıcı kavramlar ortaya konulamamış olmasıydı. Bu durum masadaki taraflardan birinin eksikliğini, yetersizliğini, kavramsal hazırlıksızlığını gösteriyordu. Çünkü kendi yaklaşımınızı ifade edecek yeni bir dil üretemeden mevcut soruna yeni bir çözüm üretmeniz mümkün olamaz."
"Aslında, yalnızca siyasetçilerin değil, ezici çoğunluğumuzun diline yerleşmiş bulunan bu 'Kürtler ve Türkler' tasnifindeki problemin farkında olanlarımız azınlıkta. Çünkü sokaktaki adamın da kürsüdeki siyasetçinin de üniversitedeki profesörün de aidiyet veya kimlik dendiğinde 'soy'la, 'kan'la ilgili bir şeyler geliyor aklına. Sosyokültürel yapımızın millet olma aşamasından uzaklığıyla ilgili bir problem bu esas itibarıyla." diyen Kiras'ın köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Anayasanın 66. maddesinde yer alan 'Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür' tanımını ve Atatürk’ün 'Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir" sözünü kabullenip, benimseyip, sonra da 'Türkler ile Kürtler'den söz etmek çelişki değil mi?
Bu çelişkiyi fark eden, bu çelişkiden kurtulmak gereğini hisseden kaç kişi var?
Aydınlar mı, siyasetçiler mi, akademisyenler mi bu meseleyi mesele etmek ihtiyacı duyuyor?
Meselenin can alıcı noktası şurası: 'Kürtler' derken kimlerin kastedildiği üç aşağı beş yukarı belli ama 'Türkler' derken kimin kastedildiği epeyce muğlak. Kürtlerle beraber zikredildiğine göre Türkler de tıpkı Kürtler gibi etnik bir grup. Veya Kürtler de tıpkı Türkler gibi bir millet…
Türklerle Kürtler aynı ülkede yaşayan iki ayrı millet ise iki kimliğin de 'eşit' olmasını istemek, 'Anayasaya ikisinin de adı yazılsın' diye diretmek, hatta 'Bizim neden ayrı bayrağımız yok' demek niye yanlış olsun?
Öncelikle milliyetçilik adına siyaset yapanların bu meselenin üzerinde düşünmeleri gerekmiyor mu?
Millet, devlet, vatandaşlık gibi en temel siyasi ve hukuki kavramların anlamı üzerinde bile toplumsal bir mutabakatın olmadığı bir ülkede 'Kürt sorunu' nasıl çözülür?
Ümit ve temenni edildiği şekilde, PKK’nın bir anda kurucusundan gelen talimatla kendi varlığını sona erdirmesi bizim millet olma aşamasına ulaşamamış olma sorunumuzu çözer mi?"