Medya

Karar yazarı: Kılıçdaroğlu, "Erdoğan bizimle benzer şeyler söylediği için mutluyum" demeliydi

"Dün dünde kaldı önemli olan bugünkü Erdoğan"

03 Temmuz 2016 17:02

Karar yazarı Mehmet Ocaktan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2010 yılında Mavi Marmara gemisi ile Gazze'ye yardım gönderen İHH'ya yönelik "Söz dönemin başbakanından izin aldınız mı" ifadesine "Fırıldaklar biliyorsunuz sürekli görüş değiştirirler" diyerek tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi. Ocaktan, "Açıkçası beklerdim ki cumhurbaşkanının Mavi Marmara açıklamasından sonra Kılıçdaroğlu çıkıp 'Erdoğan’ın beş yıl sonra bizimle aynı noktaya gelmesinden ve bizimle benzer şeyleri söylüyor olmasından mutluluk duyuyorum' desin" diye yazdı.

Mehmet Ocaktan'ın, "Dün dünde kaldı önemli olan bugünkü Erdoğan" başlığıyla yayımlanan (3 Temmuz 2016) yazısı şöyle:

İsrail’le yapılan anlaşmayla ilgili olarak malum bir süredir muhalefet partilerinin sert eleştirileri var. Bu eleştirilerde muhalefetin haklı mı yoksa haksız mı olduğuna karar vermek elbette bizim işimiz değil. Ancak bazı yaklaşımların isabet oranı ve zamanlaması açısından altının çizilmesi gerektiği de muhakkak.

Mesela CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2010 yılında Mavi Marmara gemisiyle Gazze’ye yardım gönderen İHH’ya yönelik “Siz kalkıp da Türkiye’den böyle bir yardım götürmek için günün başbakanına mı sordunuz” sözlerine yönelik eleştirilerini biraz abartılı bulduğumu belirtmek durumundayım.

***

Diyor ki Kılıçdaroğlu: “Biz  Erdoğan’ın İsrail konusunda nasıl 180 derece çark ettiğini gayet iyi biliyoruz. Bana hangi gerekçelerle çark ettiğini anlatması lazım. Düne kadar en ağır eleştirileri yapan, bana ‘İsrail ağzıyla konuşuyorsunuz’ diyen, ben ‘Gönderilmesi doğru değil’ dediğim halde, ‘Biz izin veriyoruz, Türk donanması da eşlik edecek’ diyen bir cumhurbaşkanı ‘Ben söylüyorum, sen anlamıyorsun’ diyordu.” Evet Kılıçdaroğlu’nun ifadelerini abartılı buluyorum, zira Erdoğan bugün bambaşka bir diplomasi ekseninde seyrediyor. Herhalde o da dün İsrail’e veKılıçdaroğlu’na karşı kullandığı ağır ifadelerin farkındadır. Ama artık dün dünde kaldı, bugün Erdoğan ne yapıyor ona bakmak lazım. Eğer Erdoğan’ın dün söylediği“İsrail’in Mavi Marmara’ya bir kini var. Pensilvanya’nın da aynı sebeple Mavi Marmara’ya kini var. Ne diyordu, otoriteden izin aldınız mı?” ya da “Gazze’ye insani yardım gidecek, Kılıçdaroğlu ‘Biz olsaydık göndermezdik’ diyor, sen ne işe yararsın ya?” ifadelerine takılıp kalırsak bugün neler olup bittiğini göremeyiz. Ayrıca söz konusu olan Türkiye ise, oturup bir kez daha düşünmekte yarar var.

***

Elbette bir muhalefet lideri olarak Kılıçdaroğlu’nun siyaseten her türlü eleştiri yapma hakkı var. Ancak bugün yapılan değerlendirmelerden anlıyoruz ki, aslındaKılıçdaroğlu da Mavi Marmara konusunda aynen bugünkü Erdoğan gibi düşünüyormuş. Yani her iki lider de Mavi Marmara’nın Gazze’ye gitmesine karşıymış... Peki problem ne?

Doğal olarak CHP liderinin, cumhurbaşkanının bugünkü açıklamalarından mutlu olması gerekmez mi?

Eğer bu anlaşma ile genel anlamda Türkiye’nin çıkarları yönünde doğru bir adım atılmışsa, Erdoğan’ın haklı ya da haksız olmasının ne önemi var ki... Ayrıca esas olan Türkiye’nin milli menfaatleri olduğuna göre her meseleyi sonunda getiripErdoğan’la irtibatlandırmak, muhalefet açısından çok da getirisi olan bir durum değil.

Açıkçası beklerdim ki cumhurbaşkanının Mavi Marmara açıklamasından sonraKılıçdaroğlu çıkıp “Erdoğan’ın beş yıl sonra bizimle aynı noktaya gelmesinden ve bizimle benzer şeyleri söylüyor olmasından mutluluk duyuyorum” desin.

Ama nedense muhalefet, iktidarın eksen değişimine göre esnek bir politik tavır almayı bir türlü beceremiyor. Eminim ki böylesine esnek bir üslup ana muhalefet partisine daha gerçekçi bir politik açılım kazandıracaktır.

Galiba iktidarın dünle bugün arasında zaman zaman büyük istikamet değişikliği yapmsı Türkiye’de muhalefetin de benzer bir politik kıvraklığı göstermesini zorunlu kılıyor. Bilindiği gibi epey bir süredir gerek muhalefet, gerekse medya çevrelerinde Türk dış politikasının ‘nefes darlığı’ yaşadığı ve yeni bir paradigma değişimine ihtiyaç olduğu dillendiriliyor. Elhak doğrudur...

Nitekim iktidar da bu gerçeği görmüş olmalı ki, diplomaside ‘dostlarımızın sayısını arttırma’ yönünde yeni bir hamle başlattı. Doğru olan da buydu. Eminim ki memleket üzerine kafa yoran herkes de bu yeni durumdan memnundur, muhalefet partilerinin de aynı şekilde memnuniyet duymaları gerektiği kanaatindeyim.

***

Şimdi muhalefet çıksa ve “Belli bir süredir iktidarın dış politika ufkunda sıkıntılar yaşanıyordu, biz de bu politikayı şiddetle eleştirdik, ama şimdi görüyoruz ki iktidar doğru bir dış politika hamlesi başlattı, bunu destekliyoruz” diyerek bütün ezberleri bozsa ne olur, memleketin bir kaybı olur mu? Hiç sanmıyorum...

Galiba iktidar kadar muhalefetin de doğru zamanda, doğru hamle yapması gerekiyor.