Karar yazarı İbrahim Kahveci, hükümet kanadının sık sık dile getirdiği "Biz gelmeden önce paranın yüzde 87’si faize giderdi, şimdi o para faize gitmiyor” söylemiyle ilgili olarak "Siz şu soruyu soruyor musunuz 'İyi de şimdi o para nereye gidiyor?' Faize gitmeyen para, şimdi nereye gidiyor? Bu para az boz bir para değil" dedi.
İbrahim Kahveci'nin "Kim daha iyi para harcar" başlığıyla yayımlanan (19 Ocak 2017) yazısı şöyle:
Dün bir konuya değinmek istedim. Ama sanırım yeterince açıklayıcı olmadı. Devlet, ekonomi büyüse de, yavaşlasa da çatır çatır vergisini alıyor diye yazdım. Konunun özü buydu.
2016 yılını hatırlayın. Kaç vergi artışı geldiğini bir düşünün.
Ekonomide yavaşlama sinyalleri gelip vergi gelirleri azalınca, peş peşe yeni vergi artışları gelmedi mi? Mesela akaryakıt sabit vergisi Kurban Bayramında 20 kuruş daha artırıldı. Mesela alkollü içecekler ve tütün vergisi artırıldı; veya otomobillerde lüks tüketim denildi ama nerede ise tüm otoların ÖTV’si artırılmadı mı?
Kısaca, dün devletin vergi almakta hiç ama hiç gözünü kırpmadan zamları peş peşe sıraladığını anlattım. İşsizlik artsa bile...
Oysa, yaşadığımız günler fedakarlık gerektiren günler. Herkesin fedakarlık etmesi gerekiyor. İşveren yatırımlarına ve istihdama devam etmeli. Riskler artmış olsa da...
İyi ama neden devlet hiç fedakarlık etmiyor? Neden devlet sürekli vergi salıyor, sürekli vergi alıyor? Neden bazı hizmetler yeni bir vergiymiş gibi aşırı zamlarla vatandaşa sunulmaya başlıyor?
Bakın daha iki yıl önce 3,50 liraya geçtiğimiz boğaz köprüleri artık 7,00 liradan geçiliyor. Sadece 2 yılda yüzde 100 zamlanan boğaz köprüsü geçiş ücretleri sizi hiç rahatsız etmiyor mu? Yeni yapılan köprü-otoyol ve tüp geçitlerin fahiş fiyatlarına artık değinmeyeceğim bile. Eskiden yazdığım gibi bu fiyatlar resmen yeni bir vergidir... Vergi alınarak yapılan köprü,otoyol, tüp geçitler artık önce yapılıyor, sonra vergisi alınıyor. Hatta farkları da devletin hazinesinden yine bizim vergilerimizle ödeniyor.
***
Dün, işte bu devletin vergi toplayışını ele aldım. Sorun Maliye’nin değil... sorun para harcama kapılarında. Devlet giderlerini hiç kısmıyor. Sürekli büyüyen bir devlet yapısı ile karşı karşıyayız. Ve maliye bu büyüyen devlete para bulmak zorunda kalıyor.
Sahi siz hiç şu soruyu soruyor musunuz? Her ekonomi konuşmasında “biz gelmeden önce paranın yüzde 87’si faize giderdi, şimdi o para faize gitmiyor” deniliyor ya... Siz şu soruyu soruyor musunuz “iyi de şimdi o para nereye gidiyor?” Faize gitmeyen para, şimdi nereye gidiyor? Bu para az boz bir para değil.
Bakınız 2002 yılında “Genel Devlet Dengesi” olarak bütün devlete baktığımızda şunu görüyoruz: (milyon TL)
Vergi: 61.621
Vergi dışı gelirler: 8.989
Faktör gelirleri: 20.625
Sosyal Fonlar: 16.817 veee
Toplam devlet gelirleri: 108 milyar 053 milyon lira.
Şimdi size asıl büyük sorunu söyleyeyim mi? 2002 yılında paranın yüzde 87’sinin faize gittiği söyleniyor ya... İşte o zamanda dahi devlet gelirlerinin tam yüzde 11,78’i oranında sabit yatırım (yol-su-elektrik) yapılmış. 2002 yılı itibari ile sabit yatırımlar 12 milyar 784 milyon liraymış.
Gelelim 2016 Programına (kesin sonuçlar henüz açıklanmadığı için)
2002 yılında GSYH’nın yüzde 31.00’i oranında toplanan para çıkmış yüzde 41,00’e. Yani 2002 yılında 108 milyar lira para toplayan devlet, 2016 yılında tam 903 milyar 813 milyon lira toplamayı hedeflemiş. (emin olun fazlasını toplamıştır)
Gelin size bir başka dille daha ifade edeyim: 2002-2016 arasında enflasyon yaklaşık olarak yüzde 210 artmış. Yani 100 lirası olan 210 liraya yükselmiş. Ama devlet, aynı sürede gelirini tam yüzde 735 artırmış.
Hani işçiye, emekliye, memura verilen zamlarda hesaba katılan enflasyon yüzde 210 artıyor; ama devletin vatandaşlardan topladığı kaynak yüzde 735 artıyor...
Devlet acayip şekilde para toplamışta bu parayla yol-su-elektrik mi yapmış? Hadi bakalım yatırım oranına...
2002: %11,78
2005: %8,78
2010: %9,63
2013: %10,52
2016: %9,19
Veya ben size 2003-2016 arası ortalamayı vereyim: Kamu yatırım oranı %9,34
Paranın yüzde 87’sinin faize gittiği yıl yapılan kamu yatırım oranı %11,78; ama paranın aşırı fazla toplandığı yıllarda yapılan kamu yatırım oranı %9,34. İyi de sormuyor musunuz “para nereye gitti” diye.
***
Devlet aşırı büyüdü... Aşırı büyüyen devlet ise hantallaştı...Ve bugün sıkıntılar yaşanırken, devlet tüm bu hantal ve ağır maliyetini özel sektörün üzerine yıkmaya devam ediyor.
Eskiden paramızın yüzde 31,00’ini alan devlet, artık paramızın yüzde 41,00’ini alıyor. Eskiden 350 milyar lira paramız vardı, şimdi 2 trilyon 207 milyarımız var ama devlet büyük kısmını alıyor.
Hatta benim en çok zoruma giden noktayı da söyleyeyim: Bu kadar çok para toplayan devlet nasıl olur da köprü ve otoyolları çok ama çok pahalı fiyatla dışarıya yaptırır. Lütfen biri bana söyler mi “bir köprü 150 liraya mı geçilir”. Git-gel 300 lira olan köprü mü olur? (65 liraya geçiyoruz ama aradaki fark hazinden köprüyü yapan şirkete ödeniyor)
Kısaca söyleyeceğim konu şu: Parayı kim daha iyi harcar? Kim daha iyi yatırım yapar? O zaman parayı ona göre yönetelim.