Ethem Sancak'a ait TürkMedya bünyesindeki Star Medya Grubu'nun başkanlığı görevine son verildikten sonra NTV'de program yapmaya başlayan Mustafa Karaalioğlu'nun sahibi olduğu karar.com'da AKP'ye uyarı niteliğinde bir yazı yayımlandı. "AKP'li seçmenin kafasının bozuk olduğuna" dikkat çekilen analiz yazıda, "Mutsuz ve kızgın seçmen şu veya bu sebepten dolayı iktidara bir ikazda bulunmak istiyor" ifadeleri yer aldı.
Karar.com'da "AK Partili 'kararsız seçmen' kararsızlıkta karar kılarsa 8 Haziran’da koalisyona uyanacağız" başlığıyla yayımlanan (22 Mayıs 2015) yazı şöyle:
Seçim için son düzlüğe girildi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi 7 Haziran sürprizlere gebe. Her seçim sürprizlere gebe değil midir? Değildir. Türkiye 2002’den beri yaşadığı seçimlerde sürpriz yaşamadı. Hemen hemen hepsinin sonu baştan belliydi. 13 yıl sonra ilk kez gerçekten sürprizlere açık bir seçime doğru gidiyoruz.
Peki, Erdoğan gibi bir seçim dehası neden “herşey yolunda” demek yerine biraz da kaygıyı köpürtme pahasına “sürpriz olabilir” diyor? Çok açık. Son anketler O’nun da masasına gitmiş bulunuyor. Son anketler... Yani geride bıraktığımız 10 gündeki gelişmelerden sonra yapılan anketler. Üç aşağı beş yukarı hepsinde AK Parti (daha kötü rakamlar da olmakla birlikte) yüzde 43’ler seviyesine inmiş görünüyor. HDP ise bütün araştırmalarda barajı “rahatlıkla” aşıyor.
An itibariyle tablo budur...
10 gün önce ise, AK Parti 45’ler üzerindeydi ve HDP ise baraj sınırında.
“Niye böyle oldu, nerede yanlış yapıldı?” tartışmalarını bir kenara bırakmak iyi olur çünkü bu saatten sonra faydası yok. Faydası olan tek şey seçimin milimetrik terazisinde yatıyor.
Nasıl mı?
Bütün anketler aynı zamanda seçime üç hafta kalmasına rağmen kararsız seçmenin oranını yüzde 20 ile 24 arasında gösteriyor. Yani, olağanüstü yüksek bir kararsız kitle var. Sandığa bu kadar az süre kalmışken böyle bir kararsız blok fazla.
Dahası, o kararsızların büyük çoğunluğunu son seçimde AK Parti’ye oy vermiş seçmen oluşturuyor. Bir başka ifadeyle AK Parti’nin yüzde 50 civarındaki “rezerv oy”un parçası olan yüzde 7-8’lik bir kesim kenara ayrılmış suratını asarak duruyor.
Yani... AK Partili seçmen şu veya bu sebepten dolayı mutsuz ve kızgın.
Şu veya bu sebepten dolayı kafası bozuk...
Ve de...
Şu veya bu sebepten dolayı iktidara bir ikazda bulunmak istiyor.
Ciddiye alınması gereken anketlerin söylediği budur.
Seçmende bir tavır var ama asla bir iktidar değişikliği rüzgarı yok. Gümbür gümbür iktidara yürüyen bir parti ve hatta iki-üç parti bile yok. Mesela, iktidara en yakın olması gereken CHP’nin oylarında da anlamlı bir kıpırdanma görünmüyor. Sadece, AK Parti’nin küskün seçmenin 3 puanlık kısmının MHP’ye desteği görülüyor ve bir miktar da HDP’ye...
Bununla birlikte seçmenin yüzde 68’lik kesimi AK Parti’nin 7 Haziran’dan yine de tek başına iktidar olarak çıkacağına inanıyor.
İşte, 7 Haziran genel seçiminin düğümlendiği nokta da burasıdır. Seçmen hem istikrar adına tek başına iktidar istiyor hem de AK Parti’ye bir ikazda bulunmak istiyor. Ne var ki, yüzde 45’in altında kalan oy oranı (bilhassa da yüzde 43) Davutoğlu için büyük başarı olsa da tek başına iktidarı getirmeye yetmiyor. Seçimin kesin ve tartışmasız metamatiği budur.
Seçmen, AK Parti’ye büyük önem atfediyor ve her durumda iktidarda kalmayı başaracağını varsayıyor ama bir parti ne kadar önemli olursa olsun demokrasinin matematiği sandık sonuçlarıdır.
Şu halde...
Eğer, büyük çoğunluğu AK Partili olan kararsız seçmen bu tavrını sandık başında da sürdürürse, yüzde 43-44’lük büyük bir oy oranına rağmen Türkiye 8 Haziran sabahına kesinlikle koalisyonla uyanacaktır. Bu gerçekleşir ve katılım düşük olursa HDP başka birşey yapmaya ihtiyaç duymadan barajı güle oynaya geçecektir.
Tek başına iktidarın da kaliteli temsilin de olmazsa olmaz şartı seçime yüksek katılımdır.
7 Haziran’da seçmenin AK Parti’yi hem ikaz edip hem de “tek başına iktidarı” devam ettirme maharetini görebilecek miyiz? Galiba asıl büyük sürpriz bu bileşeni sağlamak olacak.