Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargâhının darbeciler tarafından ele geçirilmesine ilişkin hazırladığı 150 şüpheli hakkındaki iddianamenin ek klasörlerine önemli görüntüler girdi. Buna göre, 15 Temmuz gecesi Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki darbe faaliyetlerini yönettiği iddia edilen Albay Hasan Yılmaz, Yusuf Yiğit ve Erkan Erol'un darbe girişimi başarısız olunca sivil kıyafetlerle karargahtan çıkmalarını kameralar kaydetti. Darbecilikle suçlanan üç asker da kaçarken telefonlarıyla uğraşması dikkat çekti.
Yeni Şafak gazetesinden Osman Özgan'ın haberine göre, Cumhuriyet Savcısı Musa Yücel tarafından hazırlanan iddianamede, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Genelkurmay Başkanlığı’ndan ayrıldığı saat 20.22 sıralarında darbe girişimi için düğmeye basıldığı belirtilirken, Albay Hasan Yılmaz’ın saat 20.34’ten itibaren karargah binası içerisinde darbe faaliyetlerini yönettiği anlaşıldı. Saat 20.34’te cuntacı general Erhan Caha'nın yanında günlük çalışma kıyafetiyle görülen Yılmaz’ın saat 20.45 sıralarında ise üzerini değiştirdiği, eğitim kıyafetli ve tabancalı şekilde ortaya çıktığı belirlendi.
Cuntacılara görevlerini iletti
Alınan şüpheli ve tanık beyanlarına göre, Yılmaz, KKK’da görev yapan yaklaşık 800 civarı askeri içtima alanında toplayarak, "TSK yönetime el koymuştur. Ülkede sıkıyönetim ilan edilmiştir. Destek kıtalarının yeni komutanı benim. Bu işin sonunda ya zafer ya da ölüm var, gazanız mübarek olsun" dedi. Saat 21.13 sıralarında nizamiye bölgesine giden ve darbe faaliyetinde görev alan cuntacılara görevlerini tebliğ edip talimat verdiği tespit edilen Yılmaz’ın, sürekli karargah içinde dolaştığı ve askerleri kontrol ettiği belirlendi.
Derdest edilmesini kapıdan izledi
Saat 21.35 sıralarında Yılmaz’ın cuntacıların sözde atama listesiyle yerine geçtiği Destek Grup Komutanı Albay Tuncay Polat’ın derdest edilmesini izlediği görüntüler de dosyada yer aldı. Görüntülere göre, Yılmaz ve beraberindeki yaklaşık 10 personel saat 21.35’te Polat’ın odasının bulunduğu kata gitti. Bunlardan KKK Personel Başkanının emir astsubayı ve beraberindeki 2 cuntacı Polat’ın odasına girdi. Akkuş’un “Genelkurmay Başkanının emriyle tutukluyorum, herhangi mukavemet göstermeyin, gösterirseniz size ateş ederiz” diyerek derdest ettiği Polat daha sonra Akıncı Üssü’ne götürüldü. Bu sırada Yılmaz ile birlikte diğer cuntacıların odanın dışında koridorda beklediği görüldü.
Sandıkla mühimmat taşındı
Yılmaz’ın saat 02.27 sıralarında ise emniyet nöbetçi astsubaylığı odasının bulunduğu bölüme gittiği tespit edilirken, Üsteğmen Vedat Güngör’ün bu sırada sandık içerisindeki hafif silah mühimmatını taşıdığı görülüyor. Yılmaz’ın 16 Temmuz sabahı saat 09.12 sıralarında da karargah kantininde bulunduğuna ilişkin görüntüler iddianameye girdi. Kasada olduğu görülen Yılmaz’ın alışveriş yaptığı görüntüler ise dikkat çekti.
Sivil kıyafetlerle çıktılar
İddianameye göre, darbe girişiminin başarısız olduğu olduğu sabah saatlerine gelindiğinde ise Yılmaz’ın kaçma hazırlığı yaptığı belirlendi. Sabah saat 11.08 sıralarında karargahın 5. katında Albay Yusuf Yiğit ve Albay Erkan Erol’la birlikte görülen Yılmaz’ın bu sırada telefonla konuştuğu tespit edildi. Bundan kısa bir süre sonra cuntacıların üniformalarını çıkartarak sivil kıyafetlerini giydikleri görüldü. Saat 11.21 sıralarında ise her üç askerin de telefonlarına baka baka nizamiyeye doğru gittiği ve karargahtan ayrıldıkları belirlendi. Darbecilerin o an biriyle mi mesajlaştığı ya da darbe girişimiyle ilgili haberlere mi baktıkları merak edilirken, söz konusu telefonların incelenmesinin devam ettiği bildirildi.
Darbeden haberi yokmuş
Darbe girişiminin ardından yakalanan Albay Hasan Yılmaz ifadesinde, darbeden saat 01.00 sıralarında haberdar olduğunu öne sürdü. Yılmaz, "Saat 01.00 sıralarında kimin söylediğini tam hatırlamıyorum ancak birisi ‘darbe oluyor' dedi. Bu saatten sonra telefondan ve televizyondan haberleri takip ettim. Bu süre içerisinde odamda ve bahçede bulundum. Ben bu süre içerisinde hiç tüfek almadım. Gece darbeyi öğrendikten sonra çıkmak istedim ancak çıkarsam darbeyi kabul etmiş sayılırım ve darbeci zannedilirim diye çıkmadım. Saat 10.00 sıralarında sivil kıyafetlerimizi giyindikten sonra 2 numaralı nizamiyeden ticari taksiye binerek İl Emniyet Müdürlüğüne gittik. Taksiden indik ancak oranın bombalama sonucu binanın zarar görmesi nedeniyle içeri girmememizin uygun olmadığını düşündük ve tekrar bir ticari taksiye binerek Yenimahalle Polis Merkezine gittik ve oraya teslim olduk” diye konuştu.