Dört yıldır reyting rekorları kıran Muhteşem Yüzyıl dün akşam son bölümüyle sona erdi. Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatının anlatıldığı diziden sonra yine Osmanlı tarihinde önemli bir yeri olan Kösem Sultan’ın hayatı televizyon ekranına gelecek.
Muhteşem Yüzyıl'ın final bölümünün ardından Kösem Sultan dizisinin ilk tanıtımı yayınlandı. TIMS Prodüksiyon'un yine yapımcılığını üstlendiği Eylül ayında başlayacağı duyurulan dizi için şimdiden dekor çalışmaları başladı.
İşte ilk fragman:
Kösem Sultan’ın hayatı
1590 - 2 Eylül 1651 Osmanlı devlet yönetiminde etkin bir rol oynamış Valide Sultan. Osmanlı padişahı I. Ahmed'in eşi olup, padişah IV. Murad ve I. İbrahim'in annesidir. Osmanlı tarihinin en güçlü kadın sultanlarındandır.
Kösem Sultan’dan erkekler bile korkardı
İktidarı ve dokunulmaz olmayı seviyordu. Etrafındaki herkesin kendisine tâbi olması onun için çok önemli ve gerekliydi. Süslü giysileri ve gösterişli takılarıyla Topkapı Sarayı’nın harem dairesinde göründüğünde tüm cariyeler başlarını önlerine eğer ve korkudan ellerinin titremesine engel olamazlardı. Herkes ürkerdi ondan. Sadece kadınlar değil, erkekler de... Yeri geldiğinde ne kadar acımasız olabileceğini bilmeyen yoktu. Ne de olsa öz oğlu Padişah I. İbrahim öldürülürken sesini çıkarmadığı hatta bunu onayladığı sadece saray ahalisinin değil halkın da malûmuydu.
Onun adı Mahpeyker Kösem Sultan’dı. Osmanlı tarihinin en güçlü kadını, tam beş padişah görmüş ve hepsinin de hükümdarlık döneminde devlet yönetiminde etkili olmanın yollarını aramış, demir gibi güçlü ve eğilip bükülmez bir sultan...
İdam edilmemek için dolapta saklandı ancak ölümden kaçamadı
Mahpeyker Kösem Sultan, 2 Eylül 1651’de Topkapı Sarayı’nın harem dairesinde zülüflü baltacı Kuşçu Mehmet tarafından boğularak öldürülmüştü. Çok sevdiği iktidara ve saraya bir daha dönmemek üzere veda ettiğinde 61 yaşındaydı. Aralarında hanedan mensuplarının da olduğu birçok kişi, onun yaşamı boyunca iktidarını daim kılmak için yaptıklarının bedelini ölerek ödediğini düşündü. Ancak halk içinde, onun sarayda kararlı adımlarla yürüyen ölümden kaçmak amacıyla saklandığı dolapta bulunup katledilmesinden acı duyanların sayısı da az değildi. Evet, gerekli olduğunu düşündüğü zamanlarda acımasızdı ama aynı zamanda fakirlere, düşkünlere yardım etmeyi seven biriydi Mahpeyker Kösem Sultan.
13 yaşındayken herkesin gözü üzerindeydi
Hürrem Sultan ile Mahpeyker Kösem Sultan’ın da dâhil olduğu birçok padişah annesinin cariye olarak Topkapı Sarayı’nın haremine girmeden evvel nasıl bir hayat sürdüğü, nerede doğduğu tartışmalı. Onlar, ailelerinden koparılıp Osmanlı Devleti’nin görkemli başkentine götürüldüler. Zekâları, çalışkanlıkları ve güzellikleriyle kaderlerine yön vermeleri ise en önemli ortak noktalarıydı.
Kösem Sultan’ın Bosnalı ya da Yunan olduğu söylenir. Kimilerine göre tıpkı Hürrem Sultan gibi bir papazın kızı olan Kösem Sultan’ın hayatı, padişah I. Ahmed’in haremi olmasından sonra değişti. Artık Saray’daydı, herkesin gözü üzerindeydi ve sadece 13 yaşındaydı.
Tarihçilerin, vakayinâmelere dayanarak aktardıklarına göre, Sultan’ın ilk başlarda huzurlu bir hayatı vardı. Tasavvufa meraklı olan I. Ahmed ile birlikte dergâhlara gider ve çocuklarıyla ilgilenirdi. Hayat, ışıltılı bir nehir gibi ağır ağır akarken umulmadık bir anda gök gürüldedi, şimşekler patladı. I. Ahmed ölmüş ve Kösem Sultan 27 yaşında dul kalmıştı.
Kösem Sultan'ın saraydan kovulması
Belki de “Şimdi başıma ne gelecek” endişesi yüzünden sevdiği adamı kaybetmenin acısını bile yaşayamadı Kösem Sultan. I. Ahmed’in kardeşi I. Mustafahükümdar olduğunda korkularında haksız olmadığını gördü. Genç ve dul Sultan, belki serin bir sabah belki de karanlık bir akşam vakti güçlü atların çektiği bir arabanın içinde Beyazıt’taki Eski Saray’a giderken buldu kendini. Beklenmedik bir anda iktidarın merkezinden kovulmuş ve gözden düşen sultanlar arasındaki yerini almıştı. Mutsuzluğun, başının üzerinde kara bulutlar gibi dolaşıp durduğu seneler geçiren Kösem Sultan, I. Mustafa tahttan indirilip I. Ahmed’in başka bir kadından olan oğlu II. Osman’ın (Genç Osman) devletin başı olduğu günlerde de karanlığın ortasındaydı. Ancak gün geldi devran döndü ve hayat Mahpeyker’e bir şans daha verdi. Yenilikçi bir hükümdar olan Genç Osman, bir Yeniçeri isyanında boğularak öldürüldü. Akabinde onun yerine yeniden I. Mustafa tahta geçti ama konumunu korumayı başaramadı. Zamanın şeyhülislamı ile devlet erkânının isteğiyle Kösem Sultan’ın oğlu IV. Murad hükümdar ve halife olduğunda Osmanlı tarihinin en güçlü kadını da iktidarına kavuştu.
Kösem Sultan oğlunun ölümüne göz yumdu
Mahpeyker Kösem Sultan’ın, yıllar sonra Topkapı Sarayı’nın kapısından girerken “Bir daha ne pahasına olursa olsun gücünü yitirmemeye, bunun için gerekirse cinayet bile işlemeye” karar vermiş olması kuvvetle muhtemel.
IV. Murad döneminde iktidara ortak olmak için elinden geleni yapan, askerlerle ve bürokrasiyle arasını iyi tutan Kösem Sultan için, acımasızlığı ve içkiye düşkünlüğüyle bilinen oğlunun ölümünden sonra yine tehlike çanları çalmaya başladı. Tahta diğer oğlu I. İbrahim geçmişti ama artık hayatın Valide Sultan için çok kolay olmayacağı belliydi. Zamanının büyük bir bölümünü haremde geçiren Sultan İbrahim, annesinin yönetim işlerine karışmasını istemiyor ve onu yeniden Eski Saray’a göndermenin yollarını arıyordu. Tabii ki Kösem Sultan’ın iktidarı terk etmeye niyeti yoktu. Tam da bu yüzden I. İbrahim’in öldürülmesini engellemek için kılını bile kıpırdatmadı. Hatta öz oğlunun yok edilmesine onay verdi.
Kösem Sultan ile bir devir de sona erdi
I. İbrahim, İstanbul'da patlak veren bir isyan sonucunda öldürüldükten sonra yerine Kösem Sultan'ın torunu 6 yaşındaki Sultan IV. Mehmet geçti. Önceleri Kösem Sultan'ın nüfuzu devam etti ama bir süre sonra Kösem Sultan'a rakip olan bir başka kadın ortaya çıktı. IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan'la Kösem Sultan arasında kıyasıya bir rekabet başladı. Bu rekabet 3 yıl sürdü ve Kösem Sultan'ın bir gece dairesinde basılarak boğdurulmasıyla noktalandı. Bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar iş başına geldi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet siyasetindeki etkileri sona erdi.