Gündem

“Kanuni düzenlemelerden ziyade toplumda güvenlik kültürünün oluşması gerekiyor"

Aladağ Komisyonu’nun son toplantısından notlar...

07 Mayıs 2017 22:09

Adana’nın Aladağ ilçesinde 11’i kız öğrenci 12 kişinin yanarak öldüğü yurt yangını için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, son toplantısında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı Sedat Yenidünya’yı dinledi. 2012 yılında yapılan yasa değişikliğini anlatan iş müfettişi yurtta çıkan yangını ‘kaza’ olarak nitelendirdi ve “Kaldı ki bu kaza, işte, bir yurtta gerçekleşmiş, efendime söyleyeyim, gerçekleşen bir kaza; bu, aile ortamında da, ev ortamında da olabilecek kaza, efendime söyleyeyim, eğlence ortamında da oluşabilecek bir kaza olabilir” dedi. 

Yenidünya’nın, kanuni düzenlemelerden ziyade, toplumun tamamında bir güvenlik kültürü, farkındalık ve dönüşüm önerisinde bulunduğu Meclis komisyonunda tutanaklara yansıyan konuşmasından bazı bölümler şöyle:

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI SEDAT YENİDÜNYA – 2012 yılında müstakil bir yasa olarak, 6331 sayılı Kanun’la müstakil bir yasa olarak ele alındı. Ama şöyle ki, bu kaza da gösteriyor ki, bu kazada hayatını kaybeden öğrencilerimiz, talebelerimiz, yavrularımız gösteriyor ki bu kanun, alt düzenlemeleri, yani kanun ne kadar güçlü olursa olsun tüm taraflar tarafından sahiplenilmeyince bu alanda bir sonuç elde etmek mümkün değil. Kaldı ki bu kaza, işte, bir yurtta gerçekleşmiş, efendime söyleyeyim, gerçekleşen bir kaza; bu, aile ortamında da, ev ortamında da olabilecek kaza, efendime söyleyeyim, eğlence ortamında da oluşabilecek bir kaza olabilir. Yani, bu gösteriyor ki toplumumuzda bu alanda kanuni düzenlemelerden ziyade, işin teftiş denetiminden ziyade -tabii onlar da çok önemli- toplumun tamamında bir güvenlik kültürünün, bir farkındalık oluşumunun, bu alanda bir dönüşümün gerekliliğini ortaya koyuyor. En başta bizim Bakanlığımız ve Genel Müdürlüğümüz olmak üzere tüm kamu kurumları, tüm sendikalar olsun, sivil toplum kuruluşları, işveren ve çalışanlar ve tüm toplumlar tarafından kabullenilmesi gereken bir konu olduğunu ifade ederek sunumuna geçmek istiyorum.

Biraz önce bahsettiğim gibi, 30 Haziran 2012 tarihinde ilk bu aland a, iş sağlığı güvenliği alanında müstakil yasamız yayınlandı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu. Başlıca bu, tüm çalışanları kapsayan, yani işçi memur ayrımı yapmadan tüm çalışanları kapsayan bir yasa, yine bütün iş yerlerini kapsayanbir yasa, kamu ve özel sektör ayrımı yapmadan bütün iş yerlerini kapsayan bir yasa. Efendime söyleyeyim, risk değerlendirmesini getirdi. Yasa, önleyici bir yaklaşım getiren bir yasa; bunun da en önemli göstergesi risk değerlendirmesi zorunluluğunu getiriyor. Bir de daha önce olmayan tehlike sınıflarını –az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli- 3 tehlike sınıfını tanımlıyor yasa.

Kanun, bahsettiğim gibi, 30 Haziran 2012 tarihinde yayınlandı, 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girdi, kademeli yürürlüğe girdi. Şöyle ki: 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerinde, işte kanunun 6’ncı ve 7’nci maddelerinde bulunan iş sağlığı ve güvenliği profesyoneli çalıştırma zorunluluğu 1 Ocak 2014’te başladı. 50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki iş yerleri ve kamu iş yerlerinde bu yükümlülük 1 Temmuz 2017 tarihine ötelendi geçen sene; aslında 2016’da giriyordu ama kanunun diğer yükümlülükleri, bahsettiğim eğitimler, sağlık gözetimi, risk değerlendirmesi, acil durum, bütün yükümlülükler 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlükte, sadece profesyonel alma zorunluluğu kademeli olarak yürürlüğe girdi.

Yine bu profesyoneller bu kanunla tanımlandı, kanun ve yönetmeliklerle tanımlandı. İş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve diğer sağlık personeli profesyonelleri. Bunların temel görevleri rehberlik, risk değerlendirmesi, çalışma ortamı gözetimi, sağlık gözetimi, eğitim, bilgilendirme, kayıt, ilgili birimlerle iş birliği. Yangının meydana geldiği iş yeri hakkında bilgi vermeden önce bu,kanunun hakkında bilgiydi. Konuşmamın başında da ifade ettiğim gibi, bunun bir kültür meselesi olduğunu...