Sağlık Bakanlığı’nca sonuçları kamuoyuna ve kamu kurumlarına bildirilmeyen, “kanser” araştırmasını halka duyurduğu için 12 yıl hapsi istenen Gıda Mühendisi, akademisyen Bülent Şık, için dayanışma etkinliği düzenlendi.
Etkinliğe İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkan Pınar Saip, Prof. Dr. Raşit Tükel ile çok sayıda sivil toplum örgütü yöneticisi ve akademisyen katıldı. İstanbul Tabip Odası’nın Cağaloğlu binasında “Dünyamız zehirlenmesin” başlığıyla düzenlenen panel-forumda konuşan Bülent Şık, hakkında dava açılmasına neden olan süreçle ilgili bilgilendirme yaptı. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan rapora değinen Şık, çalışmanın nedenine ve içeriğine ilişkin sunum yaptı.
TIKLAYIN - Kanser raporunu açıkladığı için 12 yıl hapsi istendi; Bülent Şık'ın araştırmasına hangi veriler yer alıyor?
Şık, sunumunda rapora değinerek, “1380 örnek incelendi. Pestisit (zararlı organizmaları kontrol altına almak veya zararlarını en aza indirmek için tarımda kullanılan bir madde) kalıntılarının mevzuatta izin verilen limitin üstünde çıktığı oranın yüzde 17.3 gibi yüksek gibi bir oran olduğunu belirterek “Mevzuatta izin verilen limitin altında kalan oran yüzde 22.5 ve ‘örneklerde tespit edilebilir düzeyde pestisit bulunmayan gıdaların’ oranı yüzde 60.2” dedi.
"Ergene'de içme sularının yüzde 40'ında arsenik test edildi"
“Ağır metallerin oranı özellikle Ergene ve Dilovası’nda yüksek” diyen Şık, “Antalya’nın 569 içme suyunda 22’sinde arsenik tespit edildi. Ergene havzasında 764 su örneği alındı. Yüzde 40’ında arsenik tespit edildi. Ergene ve Kocaeli’nde tespit edilen alüminyum oranı yüksek. Aynı şekilde kurşun oranı da yüksek” ifadelerini kullandı.
Şık, “Bütün ağır metaller yan yana birlikte değerlendirildiğinde Ergene yaygın bir kirlilikle karşı karşıya” dedi. Projenin oldukça ayrıntılı ve kapsamlı olduğunu belirten Şık, Ergene Havzasında hangi noktada kurşun karıştığına kadar tespit edildiğini ve bu nedenle projenin bu kadar gizlenmeye çalışıldığını, açıklanmasının bu kadar rahatsız ettiğini söyledi.
İlk duruşma 7 Şubat'ta
Şık’ın avukatı Tora Pekin, 7 Şubat Perşembe günü Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde görülecek davanın ilk duruşmasıyla ilgili kısa bilgi verdi.
Türkiye’de sanayi kirliliği, hakların sağlığı ve devlet başlığında sunum yapan KHK ile ihraç edilen Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, “Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu bir ekibin Kocaeli’ne geldiği belirtildi ancak biz kendileriyle hiç karşılaşmadık. Bu çalışmanın sonuçlarını açıklamadılar. Soruyoruz şimdi o çalışmaya katılanlara, neden geldiniz oraya? Hangi aşkla bu çalışmaya katıldınız?” dedi. Konunun muhataplarından birinin de projede çalışanlar olduğunu belirten Hamzaoğlu, projede çalışmayı bilim aşkı ile kabul ettilerse, sonuçları da halka açıklamaları gerektiğini ifade etti.
Hamzaoğlu: Kocaeli için araştırma ekibi kurdular, biz kendilerini hiç görmedik
Hamzaoğlu, kirliliğin insan sağlığına etkilerini çeşitli yönleriyle anlattığı sunumunda Türkiye’nin belirlediği kirlilik sınırının halen Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırının üstünde olduğunu belirtti. Hava kirliliğinin akciğer kanserinde direkt etkisi olduğunu, bu nedenle sigaraya karşı verilen mücadelenin aynısının hava kirliliği için de verilmesi gerektiğini söyledi.
Tıbbi Etik Uzmanı Hafize Öztürk Türkmen de çeşitli dönemlerde bilimsel gerçekleri halkla paylaştığı için öldürülen bilim insanlarından örnekler verdi. Türkmen, halk sağlığını ilgilendiren konuların kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini, paylaşılmadığında suç işlenmiş olacağını kaydetti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Gönüllüsü Aslı Odman da yaşanan iş cinayetlerine değinerek işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda sunum yaptı.
Gıda ve Tarım Aktivisti Olcay Bingöl, “Kentlerdeki yoksullaşan kentlinin kırla bağlantısı ve sağlıklı bir gıdayla ilişkisi kalmadı. Obezite sorunu giderek büyüyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri endüstriyel tarım” dedi.
Panel forum kısmıyla sona erdi.
Ne olmuştu?
Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık'a ait "Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi"nin açıklanmayan verileri üzerine "Türkiye'yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi" başlıklı yazı dizisi Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmıştı.
Bu yazılar üzerine Sağlık Bakanlığı Şık hakkında suç duyurusunda bulunnmuştu. İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’ndan Savcı Gökhan Boydak, Şık hakkında 5 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle hazırladığı iddianamede "Yasaklanan gizli bilgileri açıklama (TCK 258)”, “yasaklanan gizli bilgileri temin etme (TCK 334)” ve “göreve ilişkin sırrı açıklama (TCK 336)” suçlamalarını yöneltmişti.
İddianamede suçlamaların gerekçesi Şık’ın Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan yazı dizisi olarak ifade edilmişti:
“Bülent Şık’ın görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran, yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin ederek Cumhuriyet gazetesinde yayınladığı, bu nedenle şüphelinin üzerine atılı suçları işlediği anlaşılmaktadır.”