Yaşam

KAMUOYUNA

İfade ve basın özgürlüğüne dönük baskılar, son aylarda doğrudan gazetecilerin örgütlenmesine dönük saldırılara dönüşmüştür.

26 Eylül 2009 03:00

İfade ve basın özgürlüğüne dönük baskılar, son aylarda doğrudan gazetecilerin örgütlenmesine dönük saldırılara dönüşerek, Türkiye'yi dünyada eşi benzeri görülmedik biçimde "ayıplı" bir ülke konumuna sürüklüyor.

Son olarak, Bursa'da TMSF kontrolündeki Olay Basın ve Yayıncılık A.Ş.'de yaşananları, basın emekçilerinin sendikal örgütlenmesine dönük dehşet verici bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.

Olay Medya Grubu çalışanı 12 meslektaşımız, hemen Ramazan Bayramı sonrasında, işverenin dağıttığı "bayram paketlerini" almadıkları gerekçesiyle işten atıldılar. Bu meslektaşlarımızın tümünün TGS üyesi, sendikal örgütlenmenin öncüleri ve ikisinin de işyeri temsilcisi olmaları, komik gerekçenin ardındaki gerçek nedeni ortaya koyuyor.

Bir süredir, hemen her medya kuruluşunda, sendikaya üye olan, sendikal çalışmalarda öne çıkan gazeteciler işten atılıyor ve iktidar, bu vahşi uygulamalarıı kayıtsızca izliyor.

Kendi dümen suyunda gitmeyen medya kuruluşlarına milyarlık vergi cezaları verebilen iktidar, her ne hikmetse, çalışanlarının haklarını ayaklar altına alan, sendikal örgütlenmenin üzerine yasadışı bir tarzda giden medya patronlarına karşı tek söz edecek iradeyi gösteremiyor.

Biz aşağıda imzası bulunan meslek örgütleri, 2009'un da Türkiye gazeteciliği açısından kara bir yıl olması ayıbına ortak olmak, bu  utanca seyirci kalmak istemiyoruz.

Bir yandan, iktidara bütünüyle biat etmeyen medya kuruluşlarına verilen akıl almaz vergi cezaları, sorgulayan gazetecileri kurumlardan içeri almayan akreditasyon uygulamaları, Başbakan tarafından yapılan boykot çağrıları; öte yandan da medya patronlarının gazetecilerin örgütlenmesini ve haklarını hedef alan saldırıları ifade ve basın özgürlüğü açısından "ayıplı" sayılmamızın temel nedenleridir.

Bugün iktidar karşısında bağımsızlık mücadelesi verdiğini iddia eden  medya grupları da, çalışanların haklarını ve örgütlenmelerini hedef aldıkça,  kendilerinin de yalnızlaşacaklarını görmeliler.

Medya, iktidarlar karşısındaki bağımsızlığını ancak çalışanların da bağımsız ve güçlü örgütlenmelere sahip olmasıyla savunabilecektir.

Biz aşağıda imzası bulunan meslek örgütleri, gerek iktidara gerekse de medya patronlarına;

Gazetelere boykot çağrılarının yapılmadığı,
Kriz bahanesiyle çalışanların kapı önüne konmadığı,
Basın kuruluşlarının fahiş para cezalarıyla hizaya sokulmaya çalışılmadığı,
Gazetelerin ve gazetecilerin telefonlarının yasadışı olarak dinlenmediği,
Çalışanların gönül rahatlığıyla sendika üyesi olabildiği,
Haklarını talep eden muhabirlerin "özgürlükçü" yayın yönetmenleri tarafından kapı önüne konmadığı,
Görevi başında ölen gazetecinin görüntülerinden kazandıklarıyla yetinmeyip, o görüntülerin çekildiği makine için de ailesinden para talep etme vicdansızlıklarının yaşanmadığı bir Türkiye özlediğimizi anımsatmak istiyoruz.

G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Ankara Temsilciliği
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD)
Foto Muhabirleri Derneği (FMD)
Ekonomi Muhabirleri Derneği ( EMD)
Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD)
Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD)
Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği (TURÇEV)
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği
Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen)