Sağlık

Kalbimizin aynası efor testi

Prof Dr. E. Murat Tuzcu, kalp hızı efora paralel olarak artmıyorsa, bunun iyiye işaret olmadığını söylüyor.

27 Ekim 2008 02:00

Prof Dr. E. Murat Tuzcu, kalp hızı efora paralel olarak artmıyorsa, bunun iyiye işaret olmadığını söylüyor. Tuzcu, Milliyet Cafe’deki yazısında efor testini anlatıyor. İşte Tuzcu’nun “Kalbimizin aynası efor testi” başlıklı yazısı:

Menopoz kalp krizi riskini artırıyor

Beyaz şarap da kalp dostu çıktı

“Vücudumuzun oksijen ihtiyacının arttığı hallerde, mesela koşarken veya merdiven çıkarken, kalbimizin daha hızlı ve kuvvetli çalışması gerekir. Kalbin de oksijen ihtiyacı arttığından daha fazla kana ihtiyaç doğar. Kalbi besleyen damarlar daralmışsa kalp kendi artan oksijen ihtiyacını karşılayamaz ki başka dokulara hayrı dokunsun.

Daha iyi açıklamak için şöyle bir örnek verebiliriz: Bir fırında üretilen ekmeklerin, her gün üç kamyonetle, üç şeritli kara yolundan yakındaki sahil kasabasına taşındığını düşünün. Hiç aksamadan ekmek ihtiyacı karşılanan kasabalılar hayatlarından memnundur, sesleri çıkmaz. Yazlıkçıların gelmesiyle kalabalıklaşan kasabanın ekmek ihtiyacı 3-5 kat artınca, fırının üç yerine 10-15 kamyonet dolusu ekmek göndermesi gerekir. Kamyonetler yüklenip yola çıkar. Ama kasabaya varmaları için yolun açık olması gereklidir. Karayolunun üç şeridinden ikisi tıkalıysa kasabaya gelen ekmek yetmeyeceği için huzursuzluk baş gösterir, oradaki insanlar aç kalır.

Aç kasabalıların huzursuzluğunu, yeterince oksijenlenemeyen kalp kasında ortaya çıkan değişikliklere benzetebiliriz. Bu değişiklikleri EKG’ye bakıp anlayabiliriz. EKG’nin tek başına yetmediği durumlarda kalbi nükleer bir maddeyle boyayıp resmini çekmek (Talyumlu efor testi) veya ultrasonla hareketlerini izlemek (Stres eko testi) gerekebilir. Şimdilik bu pahalı testlere gerek yok, önce EKG ile yapılan efor testine bakalım.

Efor testi nasıl yapılır?

Kollarına ve göğsüne EKG kabloları, koluna tansiyon aleti takılan kişi, yürüyüş bandına çıkar. Her 2-3 dakikada bir bandın hızı ve eğimi arttıkça yürüyüş hızlanır, giderek koşar adım olur. Sık sık çekilen EKG, kalp hızının arttığını, tansiyon aleti de kan basıncının yükseldiğini gösterir. Banttaki yürüyüş, testi uygulayanın ya da hastanın “yeter artık” demesiyle sonlandırılır.

Egzersiz süresi önemli

Kişinin ne kadar uzun yürüyebildiği efor kapasitesini gösterir ki bu, testin en önemli ölçütüdür, MET birimiyle ifade edilir. Orta yaşta bir erkeğin 10-12 MET, kadının da 8-10 MET iş yüküne ulaşabilmesi beklenir. 1980’lerde 4000 kişinin dört yıl izlenmesiyle yapılan bir araştırmada, efor testinde 12 dakika yürüyebilenlerde ölüm riski çok düşük bulundu. Kalp damarları daralmış olanlarda bile tehlike büyük değildi, yeter ki 12 dakikadan fazla yürüyebilmiş olsunlar.

Uzun süre yürüyememenin kalp hastalığından başka diz ağrısı, bacak krampı gibi birçok nedeni olabilir. Günlük yaşamında tek egzersizi reklamlar sırasında televizyonun önünden kalkıp buzdolabına koşmak olan futbol seyircisi, yürüme bandında üç dört dakikadan sonra “yetti gayri” derse doktorlar ne yapacaklarını şaşırırlar.

Bu kadar kısa sürede pes etme, hamlığa mı yoksa altta yatan sessiz bir kalp hastalığına mı bağlı acaba? Görünürde her şey normal olsa da bu kişideki efor testinin sonucuna pek güvenilmez. Otomobil alırken denemek için direksiyon başına geçtiğinizde, arabayı 40 km hızla 10 dakika kullandığınızda mı içiniz rahat eder yoksa 90 km hızla yarım saat sürdüğünüzde mi?

Hareketimiz hızlandıkça kalbimizin de hızlandığını biliyoruz. Kalp hızı efora paralel olarak artmıyorsa, bu iyiye işaret değildir. Kalp hızı yaşa göre beklenen azami hızının yüzde 85’ine ulaşmazsa efor testine güvenip tanı konulamaz. Bant durdurulduktan sonra kalp hızının hemen düşmeye başlaması gerekir. Düşmezse iyiye alamet değildir.

Normalde yürüyüş bandı hızlanıp, dikleştikçe kan basıncımız da artar. Giderek artması gereken tansiyon başlangıç düzeyinin altına düşerse çok tehlikeli bir kalp hastalığı olabileceği ihtimaline karşı bant hemen durdurulur.

Hızlı ama düzenli atan kalpte ahenk (ritim) bozukluğu ortaya çıkarsa dikkat etmek gerekir. Kısa süreli de olsa kalbin alt katlarından kaynaklanan çarpıntılar, tehlike işaretçisi sayılırlar.

EKG

Efor testinin normal olup olmadığının kararı, EKG’deki yatay ST çizgisine bakarak verilir. EKG zigzaglarının bu bölümünde başlangıca göre bir çökme varsa kalp kasını besleyen damarların daraldığına kanaat getirilir. Çökme ne kadar erken olursa, ne kadar şiddetli ve yaygınsa iş o kadar ciddi demektir. Yalnız bugünkü durum için değil geleceği öngörmek için yararlı bilgilerdir bunlar. Bu kadar açıklamadan sonra altını çizmem gereken çok önemli bir nokta var. Efor testi kalp hastası veya kalp hastalığı şüphesi yüksek olanlarda çok yararlıdir. Bunun tersine, kalp hastası olmasından pek şüphe edilmeyen birine tarama amacıyla efor testi yapılmamalıdır. Hiçbir şikâyeti olmayan bir insanda, çok sayıda risk faktörü de yoksa yapılacak efor testinin teşhise katkısı çok sınırlıdır. Halbuki Cemil Bey gibi hem çok sayıda risk faktörü olan hem de endişe ettirici “gaz” şikâyetleriyle doktora gelen birinde efor testi çok önemli ve yerinde bir incelemedir.

Cemil Bey’in efor testi

Cemil Bey yürüme bandına çıktıktan 5 dakika sonra yorgunluk ve “gaz” şikâyetlerine benzer bir sıkıntıyla testin durdurulmasını istedi. Kalp hızı 141’e (yaşına göre beklenen kalp hızının yüzde 85’i) kan basıncı 200/100’e çıktı. Göğse bağlanmış altı kablodan kaydedilen EKG kayıtlarının hepsinde ST çizgisinde çökmeler görüldü. Kol ve bacaklardan kaydedilenler normaldi. EKG’deki değişikliklerin normale dönmesi, “gaz” sıkıntısının tümüyle geçmesi 6 - 7 dakika aldı. Bu dört başı mamur anormal bir efor testi. Cemil Bey’in hikâyesi, EKG’si, tahlil sonuçlarının kalp damarlarının ciddi olarak daralmış olduğunu düşündürüyordu. Efor testiyle bu şüphe kesinleşti. Şimdi ne yapmak lazım?”