Uzmanlar,oruç süresinden kalp-damar ve tansiyon rahatsızlığı olanların dikkat etmeleri gerektiği uyarısında bulundu.
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksun Ayvaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazanda günlerin oldukça uzun ve sıcak olmasının, oruç tutanlarda fiziksel yorgunluğu artırabileceği, kan şekerini düşürebileceği, tansiyon sorunlarına ve ciddi sıvı kayıplarına yol açabileceğini söyledi.
Halk arasında tansiyon olarak bilinen kan basıncı yüksekliğinin genellikle aile öyküsü kaynaklı ve yüzde 90 oranında nedeni bilinmeyen bir hastalık olduğunu belirten Ayvaz, tansiyon hastalarının yüzde onunda ise nedenin, altta yatan bir başka hastalıktan kaynaklandığını anlattı.
Ayvaz, kan basıncı yüksek olan hastalarda temel tedavinin, kişinin kilosunu ideale getirmek, kullanılan tuz miktarını azaltmak ve kişinin yapısına uygun düzenli egzersiz yapmak şeklinde uygulandığını, bunun dışında kişiden kişiye değişen sayı, çeşit ve dozda ilaç kullanımının da tedavi seçenekleri içinde yer aldığını bildirdi.
Yeterli tedavi yapılmaması halinde yüksek kan basıncının, beyin, kalp, göz, böbrek ve bacak damarlarında sertlik ve daralma ile kalp yetmezliği gelişimine neden olabileceğine dikkati çeken Ayvaz, şunları kaydetti:
"Uzun süreli oruç günlerinde, hele de günler sıcak geçiyorsa yeterli sıvı alamama, ter yoluyla vücuttan sıvı kaybı ve kan basıncı yükselebilir. Buna bir de birden fazla sayıda kullanılan ilaçların alım aralarının açılması eklenirse tansiyon kontrolü bozulabilir. Bu nedenlerle özellikle kilolu ve fazla sayıda ilaç kullanan, tansiyon kontrolü çok iyi olmayan hastaların oruç tutmaları önerilmemektedir."
Kalp krizi riski artabilir
Ayvaz, kalp-damar hastalığı olan kişilerde, mevcut damar darlığı nedeniyle vücuttaki bazı dengelerin bozulabildiğine işaret etti. Kan basıncı düştüğünde kalbin az beslendiğini, bu durumda salgılanan bazı hormonların kalbin hızını arttırabildiğini, ritm bozukluğu yapabildiğini dile getiren Ayvaz, kalp kasını yorup damar darlıklarını daha da arttırabildiğini söyledi.
Ayvaz, kan basıncı yükselmesinin kalbin yükünü arttırdığı, kan şekerinin düşmesinin kalp damarında darlık olan kişilerde olası kalp riskini yükseltebildiğini ifade etti.
Ayvaz, "Bu nedenle, kalbi ve damarları zora sokacak bütün bu durumlardan özellikle sıcak yaz günlerinde korunmak gerekmektedir. Uzun günlere denk gelen ramazanda bahsedilen riskler nedeniyle kalp damar hastalığı olanların oruç tutmaları uygun değildir" diye konuştu.
Mutlaka sahura kalkılmalı
Kronik bir hastalığı olsun ya da olmasın, uzun ve sıcak ramazan günlerinde iftardan sahura kadar mutlaka günlük ihtiyaç olan 2 litre sıvı tüketiminin ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Ayvaz, oruç tutarken sağlığı olumsuz etkilememek için şu önerilerde bulundu:
"-Gündüz sıcakta mecbur olmadıkça dışarıda fazla bulunmamaya özen gösterilmeli
-İftarda ilk seferde mümkün olduğunca az yemek yenilmeli, günlük kalori miktarı sahur dahil olmak üzere 3-4'e bölünmeli -İftar yemekleri hızlı yenilmemeli, yemek süresi mümkün olduğu kadar uzatılmalı, gıdalar mutlaka iyi çiğnenmeli, hafif bir çorba ile ya da bir salata ile başlayıp bir süre ara verildikten sonra yemeğe devam edilmeli
-Uykunun bölünmesine aldırış edilmeden mutlaka sahura kalkılmalı -Sigara içenler, iftardan sahura kadar geçen süre içinde mümkün olduğu kadar az sigara tüketmeli. Vücudun dengesinin bozulmaması için iftara kesinlikle sigara içerek başlanılmamalı
-Kronik bir hastalığı olanlar, oruç tutma kararını almadan önce mutlaka doktoruna danışmalı -Doktoru tarafından belli şartlarla oruç tutması uygun bulunan hastalar, belirtilen önlemlere ilaveten sürekli kullanması gereken ilaçlarını aksatmadan, hekiminin önerdiği plan dahilinde tedavilerini sürdürmeli."