Kadınlar, "Şiddetsiz, eşit ve özgür yaşam" talebiyle Kadıköy'de eylem düzenledi. Eylemde, Kadın Savunma Ağı tarafından hayata geçirilen ve kadınlar arası dayanışmanın gücünü göstermeyi hedefleyen “Görüyorum, Yanındayım” kampanyası kapsamında. kadınlar tarafından yazılan mektuplardan bölümler okundu.
Kadın Savunma Ağı'nın çağrısıyla bir araya gelen kadınlar Kadıköy'de eylem düzenledi. "Erkek şiddeti düzenine karşı isyan, direniş, dayanışma" yazılı pantark açan kadınlar açıklamalarda bulundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Şiddetsiz, eşit ve özgür yaşamak istiyoruz"
"Erkek şiddeti her yerde, taciz her yerde. Erkekler, cezasızlık politikalarından güç alıyor. Katiller hanemizde. Hayatımız eve, aileye sığmaz. Şiddetsiz, eşit ve özgür yaşamak istiyoruz.
"Endişeni de, umudunu da, yalnızlığını da tanıyorum, biliyorum"
Biz birimizi bakışlarımızdan tanıyoruz. Biz birbirimizi gözlerimizden tanıyoruz. Endişeni de, umudunu da, yalnızlığını da tanıyorum, biliyorum. Görüyorum, yanındayım. Erkek egemen anlatıya ve iktidara karşı birbirimizin hikayelerine, deneyiminde, isyanına, öfkesine, duygusuna umuduna, birbirimizin anlattıklarına kulak verelim.
Devlet, sermaye, erkekler kendi çıkarları için her yere yayılan şiddet ağlarını besleyip büyütüyor. Şiddet ağlarıyla örülen erkek şiddeti düzeni yaratıyor. Bedenimiz, cinselliğimiz, emeğimiz, toplumsal ilişkilerimiz, yaşam alanlarımız, hayatımız erkek şiddeti düzeninin tahakkümü altına alınmak isteniyor. Sistematik biçimde yayılan bu şiddetin karşısında kendimizi ve bütün kadınları hep birlikte savunacağımız büyük bir beden olarak görüyoruz. Biliyoruz: Biz o bedeni direnişle ve umutla dokudukça özgür ve eşit yaşamlarda bulacağız."
Açıklamaların ardından, Kadın Savunma Ağı tarafından hayata geçirilen ve kadınlar arası dayanışmanın gücünü göstermeyi hedefleyen “Görüyorum, Yanındayım” kampanyası kapsamında kadınlar tarafından diğer kadınlara yazılan mektuplardan bölümler okundu.
Çiğdem'den Münevver Karabulut'a: Keşke yaşasaydın, keşke bir meydanda bir başka kadının elini tutarak aldığın güçle bağırsaydın, 'Eşitlik yoksa aşk da yok'
Çiğdem isimli bir kadının 2009'da katledilen Münevver Karabulut'a yazdığı mektuptan şu ifadeler aktarıldı:
“Tam 15 yıl önceydi: 2009 ve sen 17 yaşındaydın. Henüz İstanbul Sözleşmesi imzaya açılmamış; kadın hareketi henüz canını dişine takıp 6284 sayılı yasanın çıkmasını sağlamamış; henüz ülkenin o dönemki başbakanı “her kürtaj bir Uludere’dir” dememişti. Ama Susurluk rabıtalı, özelleştirilen Sümerbank’ın sahibi, holding, özel televizyon kanalı ve büyük bir servetin sahibi bir ailenin seni el birliği içinde öldürmesinden sonra, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü “onlar da kızlarına sahip çıksalarmış” demişti.
Senin ve senin ailenin “namusunun” yargılanıp failin ve failin ailesinin her türlü korunduğu yedi aydan sonra yakalanabildi fail. bir dönem namus cinayetleri denen cinayetlerin kadın cinayetleri diye adlandırılmasını da daha birçok kadınla birlikte sana da borçluyuz. Keşke yaşasaydın Münevver, keşke 32 yaşında bir meydanda bir başka kadının elini tutarak aldığın güçle bağırsaydın, 'Eşitlik yoksa aşk da yok' "
Bir kadının annesine mektubu: "Sana yapılan haksızlıkları görüyorum, yanındayım"
Eylemde okunan bir diğer mektup ise Arya isimli bir kadının annesine yazdığı mektup oldu. Mektupta yer alan ifadeler şu şekilde:
“Sevgili Anneciğim, bu mektubu çocukluğumdan beri içinden çıkmanı hayal ettiğim mutfaktan yazıyorum sana. Henüz 18 yaşlarındayken hikayesini başkalarının yazmaya başladığı genç bir kadına yazıyorum. 18 yaşında evleniyor bu genç kadın, yaşadığı köyden başka bir köye gidiyor. Annesini özleyip ağlıyor bazen,19 yaşına geldiğinde kendisi anne olacağını öğreniyor. Ne çocuğuna isim koyabiliyor ne de bir kez onunla doya doya vakit geçirebiliyor.
Belki işim bugün erken biterse kızımla ilgilenirim diye diye daha ona doyamadan bir başka çocuğu olacağını öğreniyor, bir kızı daha oluyor. İki kız çocuğunun üzerine de ben dünyaya geliyorum, “Yine erkek çocuğun olmadı, en iyisi yelekçeye git; dua et bir oğlun olsun, bir değerin olsun,” dediklerinde neler hissettin kim bilir anne. “O köy de biraz devlet gibiydi.” Sitemini görüyorum anne,yanındayım. Okuyabilme imkanım olsa öğretmen olmak isterdim derdin hep, köyde iş olduğu için okula devam edemedin ama abin öğretmen oldu anne. Sana yapılan haksızlıkları görüyorum, yanındayım"
Arşiv
"Kadından kadına bir çağrımız var"
Mektupların okunmasının ardından "kadından kadına" çağrı yapıldı:
"Kadından kadına bir çağrımız var. Hayatlarımızı ve birbirimiz savunma çağrısı. Görüyorum, yanındayım kampanyasına katılmak için, sokaklarda, evlerde, eylemlerde bir araya gelerek kadınların hakları için birlikte sesimizi yükseltebiliriz. Mücadelemizi, umudumuzu, mağruz birakıldığımız şiddet karşısında deneyimlerimizi anlatan, failleri ifşa eden bir video, ses kaydı, resim, yazı, mektup paylaşabiliriz" (ANKA)