Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından kadına yönelik şiddetle mücadelede erkeklerin desteğini sağlamak amacıyla düzenlenen ''Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Erkek Katılımı'' konferansı yapıldı.
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edilebilmesi için erkekleri de sürece dahil etmek gerektiğini söyledi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda gerçekleştirilmesinde erkeklerin desteğine ihtiyaç olduğunu belirten Çubukçu, ''Tüm dünyada kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi demokratikleşmenin ana kriteridir'' dedi.
Çubukçu, kadınların fiziksel, cinsel ve ekonomik zarar görmesine neden olan şiddetin çocukları da etkilediğini ifade etti. Şiddetin topluma maliyetinin oldukça yüksek olduğuna da dikkati çeken Çubukçu, UNICEF verilerine göre, Kanada'da şiddetin topluma maliyetinin 1.6 milyar dolar olduğunu söyledi. Kadına yönelik şiddetin acilen çözüm bulunması gereken kamusal ve sosyal bir sorun olduğunu ifade eden Çubukçu, şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet ayrımının yattığını vurguladı. Çubukçu, şöyle konuştu: 'Kadınların toplumdaki ikinci sınıf statüsünün ortadan kaldırılması için gerekli çalışmalar yapılıyor. Ülkemizde hem gerekli yasal düzenlemeler yapıldı, hem de duyarlılık yaratma ve farkındalık sağlama açısından önemli projeler hayata geçirildi. Şiddetle mücadele bir devlet politikası olarak benimsendi. Kadına
yönelik şiddetin kaynağını ve türlerini araştıran bir alan araştırması yürütüyoruz. Araştırma sonlandırıldığında bu alanda yeni ulusal politikalar oluşturacağız. Kadına yönelik şiddetle mücadele uzun soluklu, toplumun tüm bireylerini kapsayan, vazgeçmeden sürdürülmesi gereken bir mücadeledir. Bu yolda istikrarlı şekilde ilerliyoruz. Ulusal düzeydeki STK'lar ile medya ve üniversitelerle işbirliğine önem veriyoruz. Güç birliği yapmamız çözüme ulaşmada
yolumuzu açacaktır.''
'Kadına yönelik şiddet bir insanlık suçudur'
Kadına yönelik şiddete erkeklerin sessiz kalmamasını hedefleyen ve 57 ülkede sürdürülen Beyaz Kurdele Kampanyası'nın Kurucusu Michael Kaufman da Brezilya'dan Kongo'ya, Kanada'dan Türkiye'ye kadar dünyanın pek çok ülkesinde kadınların şiddete, taciz ve tecavüze maruz kaldığını, dışlandığını ve küçük düşürüldüğünü söyledi.
Kadınların hala ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü, erkeklerden daha az ücretlerle çalıştığını ve erkekler kadar kolay kariyer yapamadığını ifade eden Kaufman, çok önemli bir kaynağın da kadına karşı şiddet sorunundan dolayı harcandığını kaydetti. Kadına karşı şiddetin öz güven kaybına neden olduğunu, kadınların topluma karışmasını zorlaştırdığını anlatan Kaufman, şiddetin çocuklar üzerinde de önemli etkileri olduğunu söyledi. Annelerinin dövüldüğünü gören çocukların entelektüel ve duygusal gelişimlerini sağlayamadıklarını vurgulayan Kaufman, böyle bir travma ile karşılaşan çocukların beyin gelişimini tamamlayamadıklarını dile getirdi. Kaufman, 15-45 yaş arasındaki kadınların birinci ölüm nedeninin şiddet olduğuna dikkati çeken Kaufman, ''Kanada'da, kendi ülkemde her iki kadından biri hayatının bir döneminde şiddete uğruyor''dedi.
Kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğuna işaret eden Kaufman, bu sorunla hükümetlerin ve sivil toplum örgütlerinin topyekun mücadele etmesi gerektiğini söyledi.
Pek çok erkeğin kadına şiddet uygulamayı bir hak olarak gördüğünü, kadınların ise şiddeti kabullendiğini belirten Kaufman, toplumun da şiddete sessiz kaldığını ifade etti.
''Tüm bu sorunlar doğa tarafından yaratılmadı. Kaçınılmaz değil. Bunlar erkekler tarafından yaratıldı, erkek kaynaklı sorunlar'' diyen Kaufman, bu sorunları tartışmak için değil, sonlandırmak için bugün bir araya gelindiğini kaydetti.
'Milli takımdan beyaz kurdele hareketine destek istedi'
Kadına yönelik şiddetin sona ereceğine inandığını belirten Kaufman, ''Kadınlar şiddete karşı durmak için ayağa kalktılar. Şiddeti sonlandırma için büyük çaba harcıyorlar. Aslında erkeklerin büyük çoğunluğu da iyi ve karısına şiddet uygulamıyor. Ancak şiddete sessiz kalıyor. Bu da şiddetin artmasına neden oluyor. İşte bu iyi erkekler de şiddete karşı sesini yükseltmeli'' diye
konuştu. Türkiye'nin bu alandaki uygulamaları, cesareti ve bilgi birikimi ile pek
çok ülkeye örnek olabileceğini vurgulayan Kaufman, şunları söyledi: ''Başbakanınızın şiddete karşı durması, bu konuda bir Başbakanlık genelgesi yayınlaması bana ilham verdi. Kanunlarda yapılan değişiklikler, 40 bin polis memurunun ve sağlık personelinin şiddete karşı eğitilmesi, tüm er ve erbaşlara bu konuda eğitim verilmesi beni cesaretlendirdi. Türk Milli Takımı'nın bile şiddete karşı durması beni etkiledi. Belki önümüzdeki dünya kupasında milli
takım oyuncuları Beyaz Kurdele Hareketine destek olurlar. Türkler kendi
kaderlerini kontrol edebilen bir millet. Türk kadınları birçok ülkeden önce seçme
ve seçilme hakkına kavuştu. Bunu gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk'ü, toplumu
etkileyen şiddeti sona erdirerek onurlandırmamız söz konusu olacaktır.''
Türk bayrağına duyduğu hayranlığı da ifade eden, bayraktaki hilalin yeni
bir başlangıcı, yıldızın ise hayalleri hatırlattığını belirten Kaufman, ''Bizim
hayalimizde de sokakta rahat gezebilen, şiddetten uzak yaşayan kadınlar,
şiddetten uzak, güçlerini şefkat ve ilgiyle gösteren erkekler var'' dedi.