Dünya
BBC Türkçe

Kadın düşmanlığı, Güney Kore'de başkanlık seçim kampanyasının parçası haline nasıl geldi?

Güney Kore, diğer zengin ülkelere kıyasla cinsiyet eşitliği konusunda kötü bir sicile sahip ve cumhurbaşkanlığı adayları feminizm karşıtlarının oylarının peşinde

08 Mart 2022 15:13

29 yaşındaki Park Min-young, gününün çoğunu Seul'de öfkeli erkeklerle konuşarak geçiriyor.

Yarın yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü adaylarından biri olan Yoon Suk-yeol'un kampanya ofisinde görevli ve her gün onlarcasının mesajlarına yanıt veriyor.

Park, bana "Yirmili yaşlardaki erkeklerin çoğu feminizm karşıtı" diyor.

Güney Kore, gelişmiş dünyada en kötü kadın hakları siciline sahip ülkelerden biri. Ancak seçim kampanyasının odağında huzursuz genç erkekler var.

Birçoğu feminizmi ve bir eşitlik mücadelesi olarak görmüyor. Aksine bunun bir tür "tersine ayrımcılık"; ellerinden işlerini alacak bir hareket olarak görüyor.

Bu, 2018'de bazı cinsel taciz davalardan sonra sokağa dökülerek "MeToo" hareketine göndermeyle "Ben de" diye slogan atan on binlerce kadının mücadelesini baltalayan bir gelişme. Ama şimdi kadınların bu çığlığı erkeklerin "Önce Ben" sloganıyla bastırılıyor.

Seçim yarışı

Cinsiyet eşitliği, ülkenin yeni liderini en fazla zorlayacak konulardan biri ve bir "mayın tarlası".

Yoon Suk-yeol ve Lee Jae-myung
Yarınki seçimde Yoon Suk-yeol (sağda= ve Lee Jae-myung arasında başabaş bir mücadele yaşanması bekleniyor.

Muhafazakar aday Yoon ve liberal rakibi Lee Jae-myung, kamuoyu yoklamalarında başabaş görünüyor. Ülkede adaylar beş yıllığına seçiliyor ve ikinci kez aday olamıyor.

Asya'nın dördüncü büyük ekonomisi olan Güney Kore'de seçmenlerin ana kaygısı hızla artan ev fiyatları, ekonomik büyümedeki durgunluk ve genç işsizliği.

İki adayın da milletvekilliği geçmişi yok ve bu ülke tarihinde bir ilk.

İki adayın güçlü bir kadın seçmen tabanı da yok ve iki parti de kadın düşmanlığıyla suçlanıyor.

Lee'nin lideri olduğu Demokratik Parti'de bir dizi cinsel taciz skandalı yaşandı. Busan Belediye Başkanı cinsel saldırı suçundan hapiste.

Yoon'un lideri olduğu Halkın Gücü Partisi'nin ana seçim vaatlerinden biri Cinsiyet Eşitliği ve Aile Bakanlığı'nı kaldırmak.

Bakanlığın bütçesi ülke bütçesinin binde 2'sine karşılık geliyor. Bu paranın yüzde 3'ünden azı kadınlar için eşitliğin güçlendirilmesi çabalarına gidiyor.

Genç erkeklerin yüzde 79'u cinsiyet ayrımcılığına uğradığını düşünüyor

Yoon, bakanlığı feshetme vaadinin özellikle genç erkekler arasında karşılık bulacağına inanıyor.

Geçen yıl bir yerel gazetenin yaptığı ankete katılan genç erkeklerin yüzde 79'u cinsiyetleri yüzünden "ciddi şekilde ayrımcılığa maruz kaldıklarını" söyledi.

Min-young'la birlikte bu gençlerden bazılarıyla buluşmaya bir kafeye giderken bana "Feminizm yanlış yolda gidiyor" diyor.

Konuştuğu erkeklerin "haksızlığa uğramış" hissettiklerini söylüyor öncelikle onların ihtiyaçlarına yanıt verilmesi gerektine inandığını anlatıyor.

Bu erkekler kadınların sesini bastırmaya çalışmadıklarını, kendi seslerinin daha güçlü çıkmasını sağlamaya çalıştıklarını söylüyor.

Askerlik eşitsizliği

En önemli sorunlarından biri erkeklerin 30 yaşına gelmeden 18 ay askerlik yapması zorunluluğu.

Min-young, "Ödül yok. Sadece fedakarlık var" diyor:

"Askerlik Koreli erkeklerin en büyük korkularından biri. Bir-buçuk yıl karşı çıkamayacakları bir yere gönderiliyorlar ve askerden geldikten sonra kadınlarla rekabet etmek zorunda kalıyorlar.

"Ülkenin ataerkil sistemi kadınlara çocuk yetiştirme görevi veriyor. Bu da geçim derdini erkeklerin üstlenmesi anlamına geliyor."

Kafede, Güney Kore'de kadınlara karşı sistematik ayrımcılık yapılmadığını savunan Yoon adına seçim konuşmaları yapan erkeklerle tanışıyorum.

Ancak resmi veriler, bu argümanı desteklemiyor.

Çalışma Bakanlığı'nın verilerine göre 2020'de Güney Kore'de kadınların ortalama maaşları, erkeklerin maaşların yüzde 67,7'sine karşılık geliyordu. Bu, gelişmiş ülkelerde görülen en büyük gelir farkı.

Feministler korku içinde yaşıyor

Büyük şirketlerde yönetim kurulu üyesi olan kadınların oranı sadece yüzde 5.

Kadınlara karşı işlenen suçlarda verilen cezalar geleneksel olarak çok düşük.

Son 10 yıl içinde bu suçları işleyenlerin yüzde 41,4'üne gözetim, yaklaşık yüzde 30'una da para cezası verildi.

Bu, kadınlara karşı suç işleyenlerin sadece yüzde 28'inin hapis cezası alması demek.

Ve bu seçimde genç kadınların sorunları ihmal edildi. Tabii, şimdiye kadar.

Korea Herald gazetesinin yazarlarından Yim Hyun-su, hafta sonunda kaleme aldığı bir makalede, iki adayın da sosyal medyada kadınlara yönelik açılımlarda bulundu.

Lee ayrımcılıkla mücadele edeceğini ve cinsel saldırı suçlarına karşı "savaş ilan ettiğini" söyledi.

Anlaşılan iki aday da, seçimlerin başabaş geçmesinin beklendiği bir ortamda kadınların oylarının belirleyici olacağını fark etmiş durumda.

Ancak Güney Kore'de eşitlik için mücadele edenlerin ikna edilmesi kolay görünmüyor.

Kamerada yüzlerinin görünmesini istemeyen iki kadın ve iki erkekle konuştuk. Kimliklerinin gizli kalmasını istediler.

20'li yaşlarda bir YouTuber olan Ji-eun, "Bir feminist olarak yüzünüzün görünmesi ve sesinizi çıkarmanızın tahmin edemeyeceğiniz sonuçları oluyor" diyor:

"YouTube'de feminizmle ilgili bir video yayımladığımızda erkek gruplar hemen saldırıya geçiyor ve 'Siz feministsiniz. Bütün feministlere ölüm' gibi şeyler yazıyorlar".

Bu yorumları ben de gördüm.

Bu kötücül internet zorbalığının korkunç sonuçları olabilir.

Grup fotosu
Konuştuğumuz kişiler kimliklerinin gizlenmesini istediler

Ocak'ta BJ Jammi adlı bir YouTuber, troller tarafından "erkeklerden nefret eden bir feminist" olarak suçlandıktan sonra intihar etti.

Bölünmüşlüğün derinleşmesine rağmen bir ölçüde anlayış da var. Özellikle erkeklerin askerlik zorunluluğu konusunda.

Ji-eun, "Bu adaletsiz bir yapı. Bunun sorumluluğu hükümette ve bu bölünmüş ülkenin tarihinde. Ama 20'li yaşlardaki kadınlara 'Siz neden askerlik yapmıyorsunuz' demek haksızlık" diyor.

Anti-feminist dalgayla baş etmek, yeni cumhurbaşkanı için zorlu bir sınav olacak.

Güney Kore bir kültürel yol ayrımında. Teknoloji tutkunu genç bir kuşak var ve anne-babalarının ve büyükanne ve büyükbabalarının ataerkil görüşlerini paylaşmıyorlar.

Hem kadınlar hem de erkekler liderlerin gerçek bir değişim yaratmasını bekliyor.

Ama Ji-eun gelecek konusunda hala umutsuz.

"Eğer nefret yaşlı kuşaktan gelseydi belki benim kuşağım işbaşına gelince bu değişebilir diye umutlanabilirdim. Ama anti-feministler, kadın haklarını umursamayanlar ve nefret saçanlar benim kuşağımdan. Bu yüzden parlak bir geleceği düşlemek zor" diyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir