T24 - CHP'nin Brüksel ziyaretini değerlendiren Avrupa Parlamentosu eski üyesi Joost Lagendijk, "Sadece Brüksel'dekiler değil bence Türkiye'deki insanların Sayın Kılıçdaroğlu'ndan beklediği, ortaya net ve açık şekilde bir AB planı ile çıkmasıdır. Sadece Türkiye'deki favori parti olmalarını söylemeleri yetmez. Şimdilik AB, CHP'nin yanında değil diyebilirim" dedi.
CHP'nin Brüksel ziyaretinin yankılarını CNN TÜRK Dış Politika Muhabiri Fulya Soybaş, Avrupa Parlamentosu eski üyesi Joost Lagendijk'a sordu.
İşte soru ve yanıtlar:
- Kasım ayında AB'nin Türkiye ilerleme raporu açıklanacak. Sizce raporda olacak en önemli maddeler neler? Sümela Manastırı ile Akdamar'daki ayinleri de değerlendirecek olursak, bu gelişmeler rapora yansıyacak mı?
Tabii tabi kesinlikle... Bu saydığınız noktalar zaten raporda öne çıkan en önemli artılar olacak.
Bu rapor Türkiye'nin durumunu ortaya koymak için hazırlanıyor. Yani AB takipte biz ne istedik Türkiye ne yaptı diye kontrolde. Akdamar ve Sümela'da bir ayin yapılması zaten AB'nin Türkiye'ye yıllardır yapması için sorduğu bir mesele idi. Şimdi bunlar hep birer artı Türkiye için ama en büyük artı referandumdan yüzde 58 evet çıkmış olması. Türkiye AB ile masaya oturup bak değişmesi gereken 26 nokta böylelikle değilmiş oldu diyebilecek, çocuk ve kadın hakları, obdusmanlık sistemindeki değişiklik yani anayasadaki bu değişiklik demokratikleşme yönünde önemli bir adım.
Tabii ki hazırlanan yeni anayasa için tam anlamıyla tamamlanmış, eksiksiz diyemeyiz, hala üzerinde çalışılması gereken noktalar var ama yine de Türkiye bu değişiklikle önemli bir adım atmış oldu. Ve bu önemli adımın meyveleri AB raporuna da çok önemli başlıklarla, pozitif yönde yansıyacak.
-CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Brüksel ziyaretinde de konu gündeme gelmişti, Kılıçdaroğlu AK Parti ile masaya oturup yeni bir anayasa için çalışabileeğini açıklamıştı. Bu orada Brüksel'de heyecan yarattı mı, ya da nasıl bir heyecan yarattı, AB'nin CHP'ye bakışı ne?
Brüksel'deki parlamenterlerin kafasında hala Sayın Kılıçdaroğlu'na karşı soru işaretleri var diyebilirim.
Kendisinin Brüksel ziyaretini bana anlatanlar, CHP lideri olarak çok fazla kendilerini Türkiye'deki reform ve değişimler konusunda ikna edemediklerini söyledi. Çünkü yine CHP'nin eski söylemi ile Brüksel'e gelmişti.
Sadece Brüksel'dekiler değil bence Türkiye'deki insanların Sayın Kılıçdaroğlu'ndan beklediği, ortaya net ve açık şekilde bir AB planı ile çıkmasıdır. Sadece Türkiye'deki favori parti olmalarını söylemeleri yetmez.
Eğer Başbakan Erdoğan'la masaya oturur ve 2 önemli konuyu, anayasa ve Kürt açılımını konuşabilir hatta çözüme ortak olabilirse o zaman kafalardaki imajını değiştirebilir. İşte o zaman Brüksel'deki o adamlar Sayın Kılıçdaroğlunun, eski lider Deniz Baykal'dan aslında farklı bir adam, farklı bir lider olduğunu anlar, görürüler. Şimdilik AB, CHP'nin yanında değil diyebilirim.
- Kürt açılımı söylemi son dönemlerdeki terör saldırıları ile durma noktasına geldi mi? Nasıl devam ettirilmelidir sizce?
Maalesef şunu söyelyebilirim ki, bu her iki taraf içinde geçerli, Türk ve Kürt tarafı sorunun çözümü üzerine fazla konuşmak istemiyor.
Bu ortadaki insanların üzerinde anlamsız bir baskı yaratıyor. Seçimler yapılmadan eğer AK Parti, CHP ve BDP bir araya gelirse bu sorunun çözümü aslında çok kolay olur. Çözüme ne kadar yakın olursak olalım, terörün tamamen durması tabii ki zaman alacaktır. İsrail ve Filistin örneğinde de bunu zaten yaşamıştık. Ama dediğim gibi demokratik bir çözüm aranıyorsa, o zaman AK Parti, BDP ve ana muhalefet bir araya gelip bu işi çözmelidir, çözebilir, hem de seçimlerden önce.