Gündem

Joost Lagendijk: Bülent Arınç 'Parlamenterler Demokrasi için Muhafazakarlar' adı altında organize olup ödeşmeli

''Arınç, AKP yönetimi açısından tüm yanlış düğmelere bastı''

03 Şubat 2016 15:10

Avrupa Birliği - Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı ve Zaman gazetesi yazarı Joost Lagendijk, bugünkü köşesinde Bülent Arınç ile ikitdar ve iktidar yanlısı medya arasındaki gerilimi yazdı. Lagendijk, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Bülent Arınç’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlık planlarına karşı çıkan yüzde 25 ile 30’luk bir kesimi temsil ettiklerini öne sürerek, Arınç ve diğer önde gelen AKP üyeleri için başkanlık referandumu yaklaşırken ‘Parlamenter Demokrasi İçin Muhafazakarlar' adı altında organize olma çağrısı yaptı.

Lagendijk’in ‘’Bülent Arınç için ödeşme zamanı yakında gelecek’’ başlıklı yazısının tamamı şöyle:

Bülent Arınç, CNN Türk'te Taha Akyol'a röportajında AKP yönetimi açısından tüm yanlış düğmelere bastı.

İktidar yanlısı gazete ve sosyal medya hesapları da karalama kampanyası başlatmakta gecikmeyerek, kendisini hain ve siyasi mefta ilan ettiler. Görünüşe göre Arınç da bu linç kampanyasına hazırlıklıydı, zira kısa süre sonra kendisine saldıranlara mesaj veren 6 sayfalık bir beyanı içeren bir dizi ‘tweet' attı. Kritik bir cümlede, Arınç, AKP kontrolündeki siyasi yandaşlarını dikkatli olmaları konusunda uyarıyor: “Unutmamalısınız ki, yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde henüz güneş görmemiş birçok hakikat gölgeleniyor.” Yani: “Bu linç kampanyasına devam ederseniz, parti ve önceki AKP hükümetleri hakkındaki bazı iyi korunmuş sırları ifşa edebilirim.” Arınç'ın tweetleri AKP'nin iki eski ağır topu olan eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve eski Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından da ‘retweet' edildi. Her iki isim de, Erdoğan'ın parti içinde gücü ele geçirmesine ve 2011'den sonraki politikalarına muhalefetleriyle biliniyor.

AKP yönetimi ve partinin bazı eski büyük isimleri arasındaki bu kavga, içerideki kurucu nesil ile Erdoğan tarafından seçilen ve atanan mevcut yönetim arasındaki derin ayrılığın yalnızca bir diğer örneği. Geçmişte politikalar ve stratejilere dair aynı türden anlaşmazlıklara Erdoğan ile eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında şahit olmuştuk. Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'a yönelik iç disiplin süreci de 2001'de Erdoğan ile birlikte partiye başlamış olan çoğu kişinin beraber yarattıkları şeyin performansından artık son derece mutsuz olduğunun bir başka göstergesiydi.

AKP'nin içindeki bu çatlakla başa çıkmanın en kolay biçimi, parti içindeki bazı gruplara göre Gül'ü, Arınç'ı ve onlara karşı üstünlük sağlamış ve onları bertaraf etmiş olan adama karşı şahsi bir hınç besleyen eski siyasetçilerin tutundukları dal olan parti içindeki diğer muhaliflere yol vermek olacaktır. Yine aynı düşünceye göre AKP bu “eski kurtlardan” korkmamalı, zira bıçak kemiğe dayandığında gerçek bir savaş ortaya koyamıyorlar ve/veya buna gönülsüz oluyorlar. Öfkeli röportajlar veriyorlar, fakat çok sayıda söylentinin aksine, günün sonunda hiçbiri Erdoğan'ın parti içindeki pozisyonuna meydan okumaya ya da Türkiye'nin ezici çoğunluktaki muhafazakâr seçmenlerinin oyları için AKP ile rekabet edecek yeni bir parti kurmaya cüret edemedi.”

2015 genel seçimleri sırasında çoğu AKP kurucusunun ve onların destekçilerinin bilinen bu hoşnutsuzluğunun, muhalif oylara dönüşmediği, kesinlikle doğru. Mevcut muhalefet partileri, hoşnutsuz muhafazakârlara cazip gelmiyor ve görünüşe göre, alternatif bir parti kurmak da bir seçenek olamadı. Erdoğan'ın ekmeğine yağ süren bu açmazın yakın zamanda sona ermesini beklemiyorum. Bununla birlikte, Erdoğan ile partideki ve medyadaki yandaşları, Erdoğan'ın Yeni Türkiye planlarına dair bir diğer kritik oylamada, hoşnutsuz eski AKP liderlerinden gelen bir isyanla karşı karşıya kalabilirler. Erdoğan tarafından kenara itilmiş olan çoğu AKP kurucusunun halihazırdaki cumhurbaşkanının getirmeye çalıştığı tek adam iktidarının büyük hayranları olmadıklarından gayet eminim.

Bu anlamda, Gül ve Arınç gibi isimler, Erdoğan'ın başkanlık planlarına sürekli olarak karşı çıkmış olan yüzde 25 ila 30'luk seçmen kesimini temsil ediyor. Hatta bu seçmenlerin bazıları, partinin Erdoğan'ın zoruyla mevcut parlamenter sistemin değişimini temel talebi olarak belirlediği 7 Haziran 2015 seçiminde işi daha ileri götürdüler ve AKP'ye oy vermediler.

Arınç ve diğer önde gelen AKP üyeleri için başkanlık referandumu yaklaşırken ‘Parlamenter Demokrasi İçin Muhafazakarlar' adı altında organize olmaktan daha iyi bir ödeşme yolu ne olabilir? Birlikte, daha fazla ve daha yetkili otoriterliğe karşı birleşik bir muhalefet oluşturarak atılacak böyle bir adım Erdoğan'ın başkanlık hayallerinin sonu anlamına gelir. Bu, eski bir ağacın kesilmesi için ödenecek epey yüksek bir bedel, öyle değil mi?