Kültür-Sanat

'Jessica bize söylenenden bir beden büyük çıktı'

Paris'teki Pret A Porter Fuarı’ndaki defilesine ABD’li ünlü şarkıcı Jessica Simpson’ı çıkaran modacı Özlem Süer: “36,5 beden giydiğini söylediler''

12 Eylül 2009 03:00

Paris'teki Pret A Porter Fuarı’ndaki defilesine ABD’li ünlü şarkıcı Jessica Simpson’ı çıkaran modacı Özlem Süer: “36,5 beden giydiğini söylediler. Biz verilen ölçülere göre elbise hazırladık. Ama söylenenden bir beden daha büyüktü”

Özlem Süer matruşka bebekleri gibi. Altı yıl önce kurduğu Özlem Süer markası habire “bebekler” doğuruyor: White by Özlem Süer, Celebrity by Özlem Süer, Oez Sue, Özlem Süer House...
Süer’in koleksiyonları Avrupa’dan Uzakdoğu’ya toplam 30 ülkede satılıyor. Aynı zamanda mezun olduğu Mimar Sinan Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Süer yılda bin kadar tasarım hazırladığını söylüyor: “Bunların yüzde 90’ı hayata geçiriliyor.”

Süer’in Jessica Simpson’ın podyuma çıktığı defilesi çok konuşuldu. Süer ve Simpson nasıl buluştu? Merak ettik, Süer’i Selanik Moda Haftası’na gitmeden “yakaladık”.

Paris’teki Pret A Porter Fuarı’ndaki defilenize Jessica Simpson’ı çıkarmak kimin fikriydi? Ona ulaşmak ve ikna etmek kolay oldu mu?

Teklif Simpson’dan geldi. “Dexter” dizisinin senaristi Kevin Maynard aracılığıyla bana ulaştı. Maynard telefonda “Simpson VH1 kanalı için ‘The Price of Beauty’ adında bir program hazırlıyor. O programda Paris’teki defilene yer vermek ve senin bir kıyafetinle podyumda yürümek istiyor” dedi.
Bazı modacılar üzerine büyük paralar vererek markasının tanıtımını yapar. Benim markam kulaktan kulağa yayılıyor. Bruce Willis ve Demi Moore’un kızı Rumer Willis, şarkıcı Anggun, Dee Dee Bridgewater’ın kızı şarkıcı China Moses, Ortadoğu kraliyet ailesi mensupları müşterim. Jessica’nın bana ulaşması bu yüzden beni hiç şaşırtmadı.

Simpson defile öncesinde kuliste Hollywood starı kaprisi yaptı mı?

Kulise tam bir Hollywood starı girişi yaptı. Önde o, arkasında 25 kişilik bir ekip! Kameramanlar, stilisti, saç tasarımcısı, makyözü, menajeri, bodyguard’lar... Sıfır kapris bir ünlüydü ama. Çok şekerdi. Elbiseleri denerken her defasında beni soyunma kabinine çağırdı. Fikrimi aldı. Podyumda nasıl bir makyaj yapması gerektiğini sordu.

Size önceden hangi ölçüde kıyafet giyeceğini bildirdiler değil mi?

36,5 beden giydiğini söylediler. Verilen ölçülere göre 8-9 tane elbise hazırladık. Ama o hazırladığımız elbiselerin hiçbirini kullanamadık. Çünkü üzerine dardı kıyafetler.

Defile öncesinde birkaç kilo mu almış?

Bize söylenenden bir beden daha büyüktü. Hazırlananlar uymayınca ona fuar için getirdiğimiz elbiselerden birini giydirdik.

Belli ki son anda çıkan aksiliklere göre hareket etmişsiniz. Ama Simpson’ın göğüsleri çok sarkık gözüküyordu, arkasını döndüğünde de yine göğüs kısmında bir taşma vardı. Onun kusurlarını daha çok kapatacak bir elbise seçilemez miydi?


Normalde defilenin bir hafta öncesinde prova yapılır. Böyle bir fırsatımız yoktu. Defileye 1-2 saat kala geldi Simpson. Buna rağmen birçok kusuru kapatıldı. Bence Simpson’ın görüntüsü öyle bir bedende, profesyonellik dışı bir durumda olabilecek en iyi haldeydi. Nihayetinde o bir model değil. Ondan bir model vücudu ve model yürüyüşü beklenemezdi. O da kıyafetten ve görünüşünden çok memnundu.

“Ayakkabıyı değiştirmek istedik, kabul etmedi”


Ayakkabıları elbisenin altında sırıtıyordu sanki. Simpson’ın kendi adını taşıyan bir ayakkabı koleksiyonu var. O koleksiyondan mı seçti ayakkabısını?

Evet. “Bu kostümün ayakkabısı bu olamaz” dedik ama bu konuda herhangi bir müdahaleye ne yazık ki açık değillerdi.

Bu defileden sonra atölyenizin kapısı daha çok mu çalıyor artık?

Tabii. Simpson’ın defileye çıkmasının ardından internet sitemize Amerika’dan günde 1500 kişi girmeye başladı.




Romantik bir modacı ve romantik bir kadın


Beş ayrı markanız için onlarca elbise tasarlıyorsunuz. Ama siz hep siyah giyiyorsunuz. Neden? Terzi kendi söküğünü dikemiyor mi yoksa?


Bundan altı-yedi yıl önce ailemle birlikte yaşadığım evdeki gardırobum hâlâ duruyor. Dolap rengarenk. O elbiseler sanki benim değil de bir başkasının. Özlem Süer markasını kurduğumdan beri siyah giyiyorum. Renklerle koleksiyonlarımda uğraşıyorum. Sadece siyah giyince bir de kendi üzerimdeki renkler beni oyalamıyor. Renk seçimine yoğunlaşabiliyorum.

Tüm koleksiyonlarınızda romantik bir hava var. Siz romantik bir kadın mısınız özel yaşamınızda?


Evet, tasarımlarım nedeniyle romantik modacı olarak anılıyorum. İlişkilerimde de romantiğimdir. Eşime minik sürprizler yapmayı, hediyeler almayı çok severim.




“Bu kış deri ve süet pantolonlar, elbiseler giyilecek”

Hem İstanbul Fashion Days hem de Paris’te tanıttığınız 2010 ilkbahar-yaz koleksiyonununz Trilogy’den bahseder misiniz?

Mitolojideki üç güzelden Athena, Hera ve Afrodit’ten ilham alan bir koleksiyon. Trilogy’de asimetrik kesimler, deri tasarımlar, neo romantik elbiseler, tunikler, likralı süet taytlar var.

Bu kış ne giyeceğiz? Modada öne çıkan neler var?


Yalın formlar var. Ceketsi mantolar, belin öne çıktığı kemerli tasarımlar, tek parça giysiler, bol bol aksesuar... Minik şapkalar, süslü taçlar, eldivenler öne çıkacak. Kışın ana renkleri siyah ve lacivert. Kırmızı, turkuvaz, petrol mavisi de moda. Deri ve süetten yapılan pantolon ve elbiseleri göreceğiz. Siyah dantel kullanımı çok var. Valentino pudra rengi ile, su yeşili ile siyah danteli bir arada kullanmış mesela. 80’lerin dönüşü özellikle vatkalı ceketlerde kendini hissettirecek.