Hiç bir zaman "yıldız" bir siyasetçi olmamıştı. Alexis Çipras gibi çok genç bir lider de değildi. 66 yaşındaki "eski tüfek", sakin hitap tarzıyla hep bir ayağını mecliste, bir ayağını da sokakta muhalif kimliğiyle tuttu.
İki yıl önce İşçi Partisi yeni bir lider arayışındaydı. Corbyn'in ise liderlik yarışına girmek gibi bir niyeti yoktu. Ancak partisinde liderlik için adaylığını koyan isimlerin hiçbirisinin sol görüşü temsil etmediğini düşününce fikri değişti.
Resmen parti liderliğine aday olabilmesi için en az 35 İşçi Partili milletvekilinin imzası gerekiyordu.
O dönemde Corbyn'in bu imza sayısına ulaşmasının zor olduğu düşünülüyordu.
İmzaların verilmesi için son tarih olan 15 Temmuz 2015 günü, belirlenen saat dilimine sadece iki dakika kala Corbyn 35 milletvekili sınırına ulaşacaktı.
36 milletvekilinden bir bölümü imzasını, başka adayları destekledikleri halde demokratik bir rekabet ortamının oluşması için vermişti.
Ancak bu milletvekillerinden bazıları bu kararlarından dolayı pişman olacak, hatta eski Dışişleri Bakanı Margaret Beckett bu imzası nedeniyle "moron" olduğunu söyleyecekti.
Corbyn, bazı sendikalarda çalışması ardından parlamenter siyaset alanına girmesi ve 1983'te Kuzey Londra'dan ilk kez milletvekili seçilmesinden bu yana İşçi Partisi içindeki en soldaki isimlerden oldu ve birbirinden çok farklı içerikteki kampanyalar içinde yer aldı.
1980'lerde Güney Afrika'daki apartheid rejimine karşı kampanyanın önde gelen isimlerinden biri oldu ve 1984'te bir eylem sırasında gözaltına alındı.
Uluslararası Af Örgütü'nün üyesi olan milletvekili, Şili'nin eski diktatörü Augusto Pinochet'nin yargılanması için yürütülen kampanya için uğraştı.
Filistin Dayanışma Kampanyası'nın üyesi olan Corbyn, Filistin konusunda birçok etkinlik içinde bulundu, parlamentoda Filistin konusunda en aktif vekillerden biri oldu.
TV kanalı Channel 4'daki bir röportajında Hamas ve Hizbullah'tan 'dostları' olarak bahsetmesi kamuoyunda tartışma yarattı.
İran'a yaptırımların kalkmasını savunan Corbyn İsrail'in nükleer silahlarının feshi için bir politik sürecinin başlatılmasını savundu.
Hayvan haklarına önem verdi, bu konuda meclisteki önergeleri destekledi, imza kampanyalarına destek sundu.
LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) haklarını savunmada hep aktif olageldi. 1998'de Liberal Demokrat Parti'nin meclise sunduğu, homofobik ayrımcılığın sonlandırılmasına dair yasa değişikliği önerisine "evet" oyu veren tek İşçi Partisi milletvekiliydi.
2000'lerde öğrenci harçlarına karşı protestolarda öğrenci hareketinin yanında yer aldı.
Kesinti politikalarına başından itibaren karşı çıktı ve mecliste eleştirilerini sürdürürken sokak eylemlerinde de hep tanıdık bir yüz oldu.
Corbyn yıllar boyunca Kuzey İrlanda konusundaki yaklaşımıyla da dikkat çekti.
Birleşik bir İrlanda'yı savunageldi.
1984'te IRA'nın (İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu) yasal ayağı Sinn Fein lideri Gerry Adams'ı Londra'da ağırlaması hem Muhafazakâr hem de İşçi Partili milletvekillerinden tepki çekti.
1980'lerde IRA adına bombalı eylem yapmakla suçlanan ancak suçlamaları reddeden bazı sanıklarla ilgili kampanyalara da katıldı.
Corbyn, İşçi Partisi'nin 1997-2010 yılları arasındaki hükümeti döneminde partisinin politikalarına sık sık muhalefet etti.
En çok muhalefet ettiği politika ise Irak savaşıyla ilgiliydi.
Afganistan ve Irak'a askeri müdahalelere karşı çıktı ve savaş karşıtı kampanyalar içinde yer aldı, Stop the War Coalition'ın (Savaşı Durdur Koalisyonu) yönetiminde yer aldı.
15 Şubat 2013'te bir çok ülkede eş zamanlı gerçekleştirilen ve insanlık tarihinin en büyük protestosu olduğu iddia edilen gösterinin İngiltere ayağının organizasyonunda önemli rol oynadı.
Meclis'te 2006 Irak savaşıyla ilgili bir soruşturma başlatılması çağrısı yapan 12 milletvekilinden biri oldu.
Jeremy Corbyn, ülkesi dışında da aktifti. Filistin için pek eylemde yer almasının yanı sıra Türkiye'yle ilgili çalışmalarda da faaliyet gösterdi.
1980 darbesinin ardınan Fatsa davasını takip etmek ve hapishanedeki hak ihlallerini araştırmak üzere bir izleme heyetiyle Türkiye'ye gelmişti.
Fatsa davasını takip etmek isterken yetkililer tarafından sürekli oyalanması üzerine Amasya'dan ayrılarak Ankara'ya geldi ve burada Devrimci Yol ana davasını takip etti.
Jeremy Corbyn, 2010 yılında Türkiye'ye giden ve gözlemci olarak KCK davasını izleyen heyet içinde yer aldı.
KCK operasyonlarının parlamento gündemine taşınması için soru önergesi veren milletvekilleri arasında da bulundu.
Jeremy Corbyn, 22 Ekim 2010'da Morning Star gazetesindeki köşesinde dava ile ilgili gözlemlerini paylaşmıştı.
Corbyn, "PKK ve Öcalan olmadan barış sürecinde çözüme ulaşmak mümkün değil" görüşünü savunuyor.
Irak'ta 1988'de Kürtlere yönelik gerçekleştirilen saldırıların, 2013'te İngiltere parlamentosunda 'soykırım' olarak tanınması kararının alınması için çalışma yürüten isimlerden de biriydi.
Corbyn, 2013 yazındaki Gezi Parkı eylemleri sırasında Financial Times'ta yayınlanan "Türkiye Başbakanına Açık Mektup" adlı metnin imzacıları arasındaydı.
İmzacıları arasında Susan Sarandon, David Lynch ve Sean Penn gibi ünlü sinemacıların da yer aldığı metinde Taksim Meydanı ve Gezi Parkı'nda başlayıp Türkiye geneline yayılan gösterilerin polis tarafından "şiddetlice bastırılması" kınanıyordu.
Metinde, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Gezi Parkı eylemlerine karşılık olarak düzenlediği "Milli İradeye Saygı" mitingleri, Almanya'da faşist Adolf Hitler döneminde düzenlenen mitinglere benzetiliyordu.
Zaman içinde tarzı değişse de sakal bırakmaya devam eden Jeremy Corbyn, İngiltere'deki Sakallara Özgürlük Cephesi'nin verdiği Yılın Sakalı ödülünü tam dört kere kazandı.
Corbyn ödül töreninde "19 yaşlımda Jamaika'da yaşarken sakal bırakmaya başladım. O zaman bana 'Bay Sakaladam' derlerdi" ifadelerini kullanmıştı.
Üçüncü eşiyle yaşayan Corbyn'in önceki evliliklerinden üç çocuğu bulunuyor.
Nadiren alkol kullanan bir vejetaryen olan Corbyn, Trafalgar Meydanı'ndaki eylemlerin çıkışında humus yemeyi seviyor.
Bir Arsenal taraftarı olan Corbyn'in hobileri arasında koşu, bisiklet ve kriket bulunuyor.
İspanyolca konuşan Corbyn, Latin Amerika edebiyatını takip ediyor. En sevdiği yazar ise Nijeryalı Chinua Achebe.
Corbyn bugüne kadar savunduğu politikalar ve katıldığı kampanyalar kadar mütevazi görüntüsüyle de dikkat çekti.
Giysilerini büyük markaların mağazalarından değil yerel esnaftan aldığını belirtiyor.
1980'lerde BBC'de yayınlanan bir röportajında üzerine giydiği kazadığı annesinin ördüğünü söylemişti.
Arabası yok, işine ve birçok etkinliğe bisikletle gidiyor.
2009 yılında patlak veren meclisteki milletvekili harcamalarıyla ilgili skandalda Corbyn'in 650 milletvekili arasında en az masrafta bulunan milletvekili olduğu ortaya çıkmıştı.
Corbyn olay ardından "Ben eli sıkı bir vekilim. Ofislerimizin işlerini yürütmek ve çalışanlarımızın maaşlarını ödemek için para talebinde bulunmalıyız ancak dikkatli olmayız çünkü bu, apaçaık bir şekilde kamunun parası" demişti.
Jeremy Corbyn liderliğinde ilk seçimine giren İşçi Partisi, halka şu vaatlerde bulundu:
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, Muhafazakar Parti'yi "güvenlikten tasarruf yapmakla" eleştiriyor.
Jeremy Corbyn, istihbarat ve güvenlik teşkilatlarına bin kişi daha alacaklarını söylüyor. İşçi Partisi'ne göre, istihbarat teşkilatları güçlendirilmeli fakat yetkileri "orantılı" olmalı.