Politika

İZNİ VERDİN Mİ, VERMEDİN Mİ? KAYSERİ (A.A)

05 Haziran 2011 21:12

-İZNİ VERDİN Mİ, VERMEDİN Mİ? KAYSERİ (A.A) - 05.06.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mavi Marmara'da öldürülenlerin yakınlarıyla bazı sivil toplum örgütlerinin, Ankara Cumhuriyet Savcılığına başvurmasıyla ilgili, "Başsavcı da harekete geçti, soruşturmayı açacak ama gel gör, failler yabancı, yabancı olduğu için Adalet Bakanlığından izin gerekiyor. Şimdi soruyorum: Recep Bey, sen o izni verdin mi, vermedin mi?'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, partisince Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasına, ''Allahına kurban Kayseri'' diyerek başladı. Kayseri'nin, Anadolu'nun ortasında, ulusal sanayinin bel kemiğini oluşturan, çalışkan ve yürekli insanları bulunduğunu, yabancı sermayeye gereksinim duymadan kendi becerisiyle ayakta durup, dünyaya meydan okuyan bir kent olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Kayseri'de işsizlik var mı? Bunlar diyor ki 'istikrar sürsün, Türkiye büyüsün' diyorlar. Bu ne biçim istikrar. Onların söylediği şu: Biz zaten malı götürdük, zaten durumumuz iyi, işsizlik devam edecek, yoksulluk devam edecek, insanlar perişan olacak, çiftçi alnının terinin karşılığını almayacak, yolumuza devam edeceğiz' diyorlar. Niyetleri bu. Buna izin verecek misiniz? Ben de izin vermeyeceğim. Ben de sizin için çalışacağım, ben sizin sesiniz, sözünüz olacağım'' dedi. -MAVİ MARMARA SORUŞTURMASI-   Mavi Marmara'da öldürülenlerin yakınlarıyla bazı sivil toplum örgütlerinin, Ankara Cumhuriyet Savcılığına başvurduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, ''Mavi Marmara'da öldürülenlerin yakınları ve bazı sivil toplum kuruluşları, 'çocuklarımız, silah olmadan, uluslararası sularda şehit edildi, soruşturma açın' dediler. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı da harekete geçti, soruşturmayı açacak ama gel gör, failler yabancı, yabancı olduğu için Adalet Bakanlığından izin gerekiyor. Şimdi soruyorum: Recep Bey, sen o izni verdin mi, vermedin mi, verdiysen ne tarihte verdin? Bu sorunun yanıtını, bugün yarın bekliyorum'' diye konuştu. -''TÜRKİYE'NİN RANTINA DEĞİL, SORUNLARINA TALİBİZ''- Ülkeye ve yurttaşa hizmet etmenin, yeni Cumhuriyet Halk Partisi'nin görevi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''Zulmetmek için değil, firavunlaşmak için değil, halka hizmet etmek için, halkın sorunlarını çözmek için, Türkiye'nin rantına değil sorunlarına talip oluyoruz. Yeni Cumhuriyet Halk Partisi'ne güvenin. Yeni Cumhuriyet Halk Partisi, cebini düşünenlerin değil halkını düşünenlerin partisidir. Her zaman söyledim, benim için yandaş yok, ister doğu ister batı, ister güney ister kuzey, ister kimliği ne olursa olsun, inancı, siyasi düşüncesi ne olursa olsun, benim için yandaş yok, sadece ve sadece vatandaş var. Benim vatandaşlarım, bu ülkenin bütün güzelliklerinden nasibini almalı. Benim vatandaşlarım yatağa aç girmemeli. Anneler, sabahleyin çocuklarını okula gönderirken yanaklarından öpüp, huzur içinde göndermeli. Onları umutla beklemeli, onları karnı tok, başı dik yatağa yatırmalı. Huzur içinde yatmalı çocuklarımız.'' -''KÜFREDEN BİR BAŞBAKAN, ÜLKEYİ SAĞLIKLI YÖNETİR Mİ?''- Başbakan Erdoğan'ı, ''eleştiriler karşısında küfür etmekle'' suçlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Birisi eleştirdi diye her türlü küfürü ediyor. Küfreden bir Başbakan, ülkeyi sağlıklı yönetir mi? Küfreden bir Başbakan, ülkeyi olgunlukla yönetir mi? Küfreden bir Başbakan insanlara saygılı olabilir mi? 1923'ü düşünün, Mustafa Kemal'in Türkiye'sini, yeni kurulan Türkiye'yi, çağdaş Türkiye'yi düşünün. O ruhu düşünün. Bağımsızlığı düşünün, bağımsızlık ateşini düşün. '10 yılda 10 milyon genç yarattık' diyen heyecanı düşünün. Nereye geldik? O yıllarda Mustafa Kemal, 'köylü milletin efendisidir' diyordu. Geldik şimdi 21. yüzyıla Allah aşkına, köylü milletin efendisi oldu mu? Köylüyü, bırakın milletin efendisi yapmayı bu ülkenin Başbakanı, köylüye, 'Al ananı da git' diyecek boyutuna getirdi.'' Çiftçi ve besicinin sorunlarını çözeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Halkın iktidarında çiftçi bitmeyecek, halkın iktidarında besici de bitmeyecek. Halkın iktidarında çiftçi üretecek çünkü mazotun litresi 1,5 lira olacak. Halkın iktidarında çiftçinin elektrik borçları ilk 4 ay içinde sıfır olacak. Mazotu da ilk 4 ay içinde 1,5 liraya indirmezsen hem siyaseti hem başbakanlığı bırakmaya söz veriyorum. Esnaf kardeşim, seni unuttuk sanma. Komşusu da siftah yapsın diye dua eden kardeşim, yeri geldiği zaman bir çırak çalıştıran, devlete yük olmayan, zamanı geldiğinde vergisini ödeyen değerli esnaf kardeşim. Çalışırsın, sigorta pirimini ödersin, zamanı gelir, emekli olursun. Aldığın emekli aylığıyla geçinemezsin, sonra işine devam edersin ama işine devam ettiğin için senin emekli aylığından yüzde 15 kesilir. Senin emekli alığından kesilen yüzde 15'i halkın iktidarında ilk 4 ayda kaldırmazsam, siyaseti de bırakacağım, başbakanlık koltuğunu da. KOBİ sahiplerine de söylüyorum, halkın iktidarında bir yıl içinde ödediğiniz vergi ve sigorta pirimi kadar, 1 yıl süreyle sıfır faizli kredi vereceğiz. O alacak, üretecek, istihdam yaratacak, uluslararası alanda rekabet edecek, faizler düşecek, borçlarını ödeyecek. Can suyunu da vereceğiz, Halk Bankası'nı esnaf bankası yapacağız.''